Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

27 Eylül 2019 Cuma

Kadınların Gözünden Çok Eşlilik


Çok Eşlilik Konusunda Kadınların Endişeleri
Yazan: Doktora Rukayye el-Muharib
Tercüme: Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî
Kadınların geneli, evlilikte kendisine bir başka kadının ortak olmasını büyük bir musibet olarak görüyor ve bu durumu saadetini yok edecek bir kabus olarak niteliyor. Bunu düşünmek bile istemeyerek öfkeyle vesveselere kapılıyor. Belki de bazı erkekler kadının, büyük endişelerini, kocasının tek eşi olmak istemesini, böyle bir şeyi öğrendiği zaman kocasına kaba davranmaya başlamasını garipsemektedirler.
Kadınlardan biri şöyle dedi: “Ben kocamın benimle beraber aynı anda bir başkasını seviyor olmasını hayal bile edemiyorum. Onun başka biriyle evlenmesinden beni sevmediğini anlıyorum. Erkeğin birden fazla kadını sevmesi mümkün değil.”
İkinci bir kadın şöyle dedi: “Ben ikinci hanımın bizim hayatımızı böleceğini, bunun da hem benim için hem de çocuklarım için istemediğimiz sonuçlar getireceğini hissediyorum.”
Üçüncü bir kadın, akrabaları ve arkadaşları olan kadınların konuşmalarından, bu durumun kendisinin haklarının yerine gelmemesi demek olduğu, kendisiyle kocası arasındaki ilişkinin bozulacağı, bu sebeple kalplerinde karşılıklı olarak sevgi ve saygının biteceği şeklindeki inançlarını dile getiriyor.
Dördüncü bir kadın, aşırı kıskançlıktan dolayı böyle bir şeye asla tahammül edemeyeceğinden yakınıyor.
Beşinci bir kadın, çok eşliliğin bir zulüm ve kötü muamele demek olduğunu söylüyor.
Altıncı kadın, erkeğin adil davranamayacağına karar vermiş! Çünkü ayette “Çok isteseniz de kadınlar arasında adil olmaya güç yetiremezsiniz” (Nisa 129) buyruluyor. Adalete güç yetmiyorsa tek eşlilikle yetinilmesi gerekir. Çünkü Allah Teala: “Eğer adil davranamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın.” (Nisa 3) buyurmuştur. Özellikle de zamanımızdaki erkekler takvadan ve Allah korkusundan uzaktırlar” diyor.
Bütün bu görüşler, kadınlarla yaptığım kısa bir oturumda dile getirilen şeylerdir. Orada bulunmayan diğer kadınlar daha başka sebepler de zikrediyorlar. Onlardan her biriyle acele olarak yaptığım konuşma ve münakaşalar neticesinde çok eşlilik konusuna doğru bir yaklaşım belirlemek için diyorum ki:
Birinci kadına gelince: Kadının aynı esnada iki erkeği sevmesi mümkün değildir. Onun duyguları ancak kocası ve çocukları arasında dağılır. Ama erkek birden fazla kadını sevebilir. Nitekim Allah onlara fıtrat olarak kadın sevgisini süslemiştir. Allah Teala şöyle buyurmuştur: “İnsanlara kadınlara duyulan arzular süslendi.” (Al-i İmran 14) Bu yüzden kadında asıl olan tek erkeği sevmesi ve başka erkeklere karşı sabredecek potansiyele sahip olmasıdır. Lakin genellikle erkek bir kadın ile yetinmeye sabredemez.
İkinci kadın üç sebepten dolayı korkuyor: birincisi Allah Teala’ya tevekkülünün zayıflığı. İkincisi çok eşlilikle ilgili olumsuz örnekler ve kıssalar. Üçüncüsü: kadınların birbirlerini bunun kendisi ve çocukları için bir felaket sebebi olacağı gerekçesiyle çok eşlilikten korkutmaları.
Üçüncü kadına göre çok eşlilik insanların gözünde önemsiz kalmaya, gurursuzluğa ve güvensizliğe sebeptir. İnsanın kendi aklıyla düşünmesi, başkalarının isteğine göre değil kendisinin razı olacağı doğru bir bakış açısına sahip olması gerekir.
Dördüncü kadına gelince, kadının tabiat ve fıtratında kıskançlık asıldır. Lakin gıybet, fitne, dedikodu, yalan gibi haramlara bulaşmaktan kendisini koruması gerekir. Öfkesini yutmalı, kıskançlığı hususunda nefsiyle mücahede etmeli, bunu hafifleten sebepler edinmeli, Allah’ın emrine razı olup itminana ermelidir.
Beşinci kadın gözlerinin önünde zulme benzer bir şeyler görmüş ve başkasının aklıyla düşünerek yakını olan kadının hayatını örnek göstermektedir. Bu meselenin her zaman böyle sonuçlanacağına karar vermiş! Çok eşliliğe maruz kalan kadınların yaşadıkları nice üzücü kıssalar dinlemiştir. Veya kocası diğer bir evlilik için çok borçlanmıştır, hazırlığı yoktur. İlk anda onun bu davranışına şiddetle karşı çıkılması garipsenmez. Bu kimseler böyle bir durumda kalmayı hak etmişlerdir. Bazı erkekler bunu kabul etmez ve kadının erkeklerin zulmüne katlanmasını isterler. Lakin durumu böyle olmayanlar hakkında çok eşliliği sakındırmak için bu durumu aleyhte kullanırlar ve uygun olmayan bir üslupta ilan ederler. Bu işin bir açısıdır. Diğer bir açıdan bazı kadınlar ev ve geçim masraflarını paylaşmayı, kocalarının kendilerinden başkasıyla evlenmemeleri için bir garanti olarak düşünürler. Bunun neticesinde kendisinin haklarında kusur olur, aralarındaki duygusal bağlar özen görmez. Erkeklerin evi kurarken eşinin yardımına ihtiyacı olduğu gibi aynı şekilde huzur bulma, ondan yakınlık ve ünsiyet görme, saygı ve takdir görme, kendisi için güzelleşerek süslenmesi, kendisini karşılamak için hazırlık yapması gibi unsurlara da ihtiyaç duyduğunu unutmamalıdır. Bunları bulamazsa erkek başkasına yönelir. Zeki kadın kocasının kalbini sevgiyle doldurur, ülfet ile doyurur. Bunlar maddi yardımlarla ele geçmez. Çünkü zikrettiğim hususlarda kusur olursa bunlar kendisinin aleyhine olarak işler.
Altıncı kadına gelince, delil olmayacak bir şeyi delil getirmiştir. Çünkü ayette bahsedilen “adalete güç yetirememe” ile kastedilen kalbin adaletidir. Bağış ve harcamadaki adalet kastedilmemiştir. Nitekim İmam Ahmed ve Sünen sahiplerinin Aişe radıyallahu anha’dan rivayetinde O şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem hanımları arasında adaletli bir taksim yaptı ve sonra şöyle buyurdu:
“Allah’ım! Bu benim sahip olduğum taksimdir. Sahip olmadığım hakkında beni kınama.” İbn Kesir dedi ki: “Sahip olmadığı ile kastettiği kalptir. Bu Ebu Davud’un rivayetindeki lafızdır ve isnadı sahihtir.”
Şayet ayetin devamı okunursa buna delalet ettiği anlaşılır: “Öyleyse büsbütün meyil verip diğerini askıda kalmış gibi bırakmayın.” (Nisa 129) İbn Kesir dedi ki: “Yani eşlerden birine büsbütün meyledip diğer eşi askıda kalmış gibi bırakmayın demektir.”
Sonra Ebu Hureyre radıyallahu anh’den şu hadisi zikreder: Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki: “Kimin iki eşi olur da birine meyil verirse kıyamet günü bir yarısı sakat olarak gelir.”
İbnu’l-Cevzi Zadu’l-Mesir’de (2/219) dedi ki: “Tabiatin meyli olan sevgide onlar arasında eşitliğe gücünüz yetmez. Çünkü ne kadar arzulasanız da bu elinizde değildir. Sevdiğine harcama ve gün taksimi hususunda büsbütün meyletmeyin demektir.”
İbnu’l-Arabî dedi ki: “Allah subhanehu hiç kimsenin kadınlar arasında adalet yapamayacağını haber veriyor. Bununla kastedilen kalbin onlardan birine diğerinden fazla bağlanmasıdır. İçlerinde gizli kalan bu durumdan mazurdurlar. Açıkça ortaya koydukları şeylerdeki eşitlikten ise sorumludurlar.” (Şerhu’t-Tirmizi 5/80)
Nitekim alimler eşlere nafaka meselelerini geniş olarak açıklamışlardır. Evlenmek isteyen herkesin zulme düşmemek için kendilerine vacip olanları öğrenmeleri gerekir.
Bu sebeplere bazı erkeklerin maaşı diğer eşlere dağıtması için eşlerinden birini görevlendirmesini de ekleyeyim. Bu adalete aykırıdır ve birçok sorunun kaynağıdır.
Toplumumuzda ister tek eşlilik ister çok eşlilik olsun, erkekler evlilik hayatının kolaylaştırılması konusunda bilinçlendirilmelidir. Aynı şekilde kadınlar, çok eşliliğin kocasının kendisini sevmediği ve hakkının gözetilmediği anlamına gelmediği hususunda bilinçlendirilmelidir. Kocası dini sorumluluklarını yerine getirdiği sürece mutlu bir hayata devam edebilmesi için başkalarının sözlerine aldırmamalıdır.
Yine önemli olan şu ki, kocası çok eşliliği tercih ettiği zaman kadın doğru bir bakışa sahip olmalı, pek çok mutluluk vesilelerine kendini hazırlamalıdır.
Çok eşliliğe azmetmiş erkek, eşine bunu haber verirken latif davranmalı, uygun zamanı seçmeli, bu durumun kadının konumunu düşürücü olmadığını bildirmeli, özellikle evliliğin ilk günlerinde renkli maddeleri izhar ederek diğer eşine daha fazla değer verdiği gibi bir intibaya sebep olmamalı, bunun diğer eşi sebebiyle ilk eşinden yüz çevirmek demek olmadığını göstermelidir.
Aynı şekilde ikinci eş olan kişi de sözleriyle zulmetmekten, nafaka konusunda cimrilik gibi eleştirilerden uzak durmalıdır.
Çok eşli erkek adaleti gözetmezse Salih kadına haksızlık yapar ve hayırlı olan yolu terk etmiş olur. Herkesin Allah Azze ve Celle’den sakınma konusunda hırs göstermesi en büyük gayesi olmalı, meseleleri doğru bir teraziyle haklar ve görevler açısından ifrat ve tefritten uzak bir şekilde tartması gerekir. Allah Salihlerin velisidir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)