Çok Eşlilik Konusunda
Kadınların Endişeleri
Yazan: Doktora Rukayye
el-Muharib
Tercüme: Ebu Muaz Seyfullah
el-Çubukâbâdî
Kadınların geneli,
evlilikte kendisine bir başka kadının ortak olmasını büyük bir musibet olarak görüyor
ve bu durumu saadetini yok edecek bir kabus olarak niteliyor. Bunu düşünmek
bile istemeyerek öfkeyle vesveselere kapılıyor. Belki de bazı erkekler kadının,
büyük endişelerini, kocasının tek eşi olmak istemesini, böyle bir şeyi
öğrendiği zaman kocasına kaba davranmaya başlamasını garipsemektedirler.
Kadınlardan biri şöyle
dedi: “Ben kocamın benimle beraber aynı anda bir başkasını seviyor olmasını
hayal bile edemiyorum. Onun başka biriyle evlenmesinden beni sevmediğini
anlıyorum. Erkeğin birden fazla kadını sevmesi mümkün değil.”
İkinci bir kadın şöyle
dedi: “Ben ikinci hanımın bizim hayatımızı böleceğini, bunun da hem benim için
hem de çocuklarım için istemediğimiz sonuçlar getireceğini hissediyorum.”
Üçüncü bir kadın,
akrabaları ve arkadaşları olan kadınların konuşmalarından, bu durumun
kendisinin haklarının yerine gelmemesi demek olduğu, kendisiyle kocası
arasındaki ilişkinin bozulacağı, bu sebeple kalplerinde karşılıklı olarak sevgi
ve saygının biteceği şeklindeki inançlarını dile getiriyor.
Dördüncü bir kadın, aşırı
kıskançlıktan dolayı böyle bir şeye asla tahammül edemeyeceğinden yakınıyor.
Beşinci bir kadın, çok
eşliliğin bir zulüm ve kötü muamele demek olduğunu söylüyor.
Altıncı kadın, erkeğin
adil davranamayacağına karar vermiş! Çünkü ayette “Çok isteseniz de kadınlar
arasında adil olmaya güç yetiremezsiniz” (Nisa 129) buyruluyor. Adalete güç
yetmiyorsa tek eşlilikle yetinilmesi gerekir. Çünkü Allah Teala: “Eğer adil
davranamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın.” (Nisa 3) buyurmuştur.
Özellikle de zamanımızdaki erkekler takvadan ve Allah korkusundan uzaktırlar”
diyor.
Bütün bu görüşler,
kadınlarla yaptığım kısa bir oturumda dile getirilen şeylerdir. Orada
bulunmayan diğer kadınlar daha başka sebepler de zikrediyorlar. Onlardan her
biriyle acele olarak yaptığım konuşma ve münakaşalar neticesinde çok eşlilik
konusuna doğru bir yaklaşım belirlemek için diyorum ki:
Birinci kadına gelince:
Kadının aynı esnada iki erkeği sevmesi mümkün değildir. Onun duyguları ancak
kocası ve çocukları arasında dağılır. Ama erkek birden fazla kadını sevebilir. Nitekim
Allah onlara fıtrat olarak kadın sevgisini süslemiştir. Allah Teala şöyle
buyurmuştur: “İnsanlara kadınlara duyulan arzular süslendi.” (Al-i İmran 14) Bu
yüzden kadında asıl olan tek erkeği sevmesi ve başka erkeklere karşı sabredecek
potansiyele sahip olmasıdır. Lakin genellikle erkek bir kadın ile yetinmeye
sabredemez.
İkinci kadın üç sebepten
dolayı korkuyor: birincisi Allah Teala’ya tevekkülünün zayıflığı. İkincisi çok
eşlilikle ilgili olumsuz örnekler ve kıssalar. Üçüncüsü: kadınların birbirlerini
bunun kendisi ve çocukları için bir felaket sebebi olacağı gerekçesiyle çok
eşlilikten korkutmaları.
Üçüncü kadına göre çok
eşlilik insanların gözünde önemsiz kalmaya, gurursuzluğa ve güvensizliğe
sebeptir. İnsanın kendi aklıyla düşünmesi, başkalarının isteğine göre değil
kendisinin razı olacağı doğru bir bakış açısına sahip olması gerekir.
Dördüncü kadına gelince,
kadının tabiat ve fıtratında kıskançlık asıldır. Lakin gıybet, fitne, dedikodu,
yalan gibi haramlara bulaşmaktan kendisini koruması gerekir. Öfkesini yutmalı,
kıskançlığı hususunda nefsiyle mücahede etmeli, bunu hafifleten sebepler
edinmeli, Allah’ın emrine razı olup itminana ermelidir.
Beşinci kadın gözlerinin
önünde zulme benzer bir şeyler görmüş ve başkasının aklıyla düşünerek yakını
olan kadının hayatını örnek göstermektedir. Bu meselenin her zaman böyle sonuçlanacağına
karar vermiş! Çok eşliliğe maruz kalan kadınların yaşadıkları nice üzücü
kıssalar dinlemiştir. Veya kocası diğer bir evlilik için çok borçlanmıştır,
hazırlığı yoktur. İlk anda onun bu davranışına şiddetle karşı çıkılması
garipsenmez. Bu kimseler böyle bir durumda kalmayı hak etmişlerdir. Bazı
erkekler bunu kabul etmez ve kadının erkeklerin zulmüne katlanmasını isterler.
Lakin durumu böyle olmayanlar hakkında çok eşliliği sakındırmak için bu durumu
aleyhte kullanırlar ve uygun olmayan bir üslupta ilan ederler. Bu işin bir
açısıdır. Diğer bir açıdan bazı kadınlar ev ve geçim masraflarını paylaşmayı,
kocalarının kendilerinden başkasıyla evlenmemeleri için bir garanti olarak
düşünürler. Bunun neticesinde kendisinin haklarında kusur olur, aralarındaki
duygusal bağlar özen görmez. Erkeklerin evi kurarken eşinin yardımına ihtiyacı
olduğu gibi aynı şekilde huzur bulma, ondan yakınlık ve ünsiyet görme, saygı ve
takdir görme, kendisi için güzelleşerek süslenmesi, kendisini karşılamak için
hazırlık yapması gibi unsurlara da ihtiyaç duyduğunu unutmamalıdır. Bunları
bulamazsa erkek başkasına yönelir. Zeki kadın kocasının kalbini sevgiyle
doldurur, ülfet ile doyurur. Bunlar maddi yardımlarla ele geçmez. Çünkü zikrettiğim
hususlarda kusur olursa bunlar kendisinin aleyhine olarak işler.
Altıncı kadına gelince,
delil olmayacak bir şeyi delil getirmiştir. Çünkü ayette bahsedilen “adalete
güç yetirememe” ile kastedilen kalbin adaletidir. Bağış ve harcamadaki adalet
kastedilmemiştir. Nitekim İmam Ahmed ve Sünen sahiplerinin Aişe radıyallahu
anha’dan rivayetinde O şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem hanımları
arasında adaletli bir taksim yaptı ve sonra şöyle buyurdu:
“Allah’ım! Bu benim sahip
olduğum taksimdir. Sahip olmadığım hakkında beni kınama.” İbn Kesir dedi ki: “Sahip
olmadığı ile kastettiği kalptir. Bu Ebu Davud’un rivayetindeki lafızdır ve
isnadı sahihtir.”
Şayet ayetin devamı
okunursa buna delalet ettiği anlaşılır: “Öyleyse büsbütün meyil verip diğerini
askıda kalmış gibi bırakmayın.” (Nisa 129) İbn Kesir dedi ki: “Yani eşlerden
birine büsbütün meyledip diğer eşi askıda kalmış gibi bırakmayın demektir.”
Sonra Ebu Hureyre
radıyallahu anh’den şu hadisi zikreder: Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyurdu
ki: “Kimin iki eşi olur da birine meyil verirse kıyamet günü bir yarısı sakat
olarak gelir.”
İbnu’l-Cevzi Zadu’l-Mesir’de
(2/219) dedi ki: “Tabiatin meyli olan sevgide onlar arasında eşitliğe gücünüz
yetmez. Çünkü ne kadar arzulasanız da bu elinizde değildir. Sevdiğine harcama
ve gün taksimi hususunda büsbütün meyletmeyin demektir.”
İbnu’l-Arabî dedi ki: “Allah
subhanehu hiç kimsenin kadınlar arasında adalet yapamayacağını haber veriyor.
Bununla kastedilen kalbin onlardan birine diğerinden fazla bağlanmasıdır.
İçlerinde gizli kalan bu durumdan mazurdurlar. Açıkça ortaya koydukları
şeylerdeki eşitlikten ise sorumludurlar.” (Şerhu’t-Tirmizi 5/80)
Nitekim alimler eşlere
nafaka meselelerini geniş olarak açıklamışlardır. Evlenmek isteyen herkesin
zulme düşmemek için kendilerine vacip olanları öğrenmeleri gerekir.
Bu sebeplere bazı
erkeklerin maaşı diğer eşlere dağıtması için eşlerinden birini görevlendirmesini
de ekleyeyim. Bu adalete aykırıdır ve birçok sorunun kaynağıdır.
Toplumumuzda ister tek
eşlilik ister çok eşlilik olsun, erkekler evlilik hayatının kolaylaştırılması
konusunda bilinçlendirilmelidir. Aynı şekilde kadınlar, çok eşliliğin kocasının
kendisini sevmediği ve hakkının gözetilmediği anlamına gelmediği hususunda
bilinçlendirilmelidir. Kocası dini sorumluluklarını yerine getirdiği sürece mutlu
bir hayata devam edebilmesi için başkalarının sözlerine aldırmamalıdır.
Yine önemli olan şu ki,
kocası çok eşliliği tercih ettiği zaman kadın doğru bir bakışa sahip olmalı,
pek çok mutluluk vesilelerine kendini hazırlamalıdır.
Çok eşliliğe azmetmiş
erkek, eşine bunu haber verirken latif davranmalı, uygun zamanı seçmeli, bu
durumun kadının konumunu düşürücü olmadığını bildirmeli, özellikle evliliğin
ilk günlerinde renkli maddeleri izhar ederek diğer eşine daha fazla değer
verdiği gibi bir intibaya sebep olmamalı, bunun diğer eşi sebebiyle ilk eşinden
yüz çevirmek demek olmadığını göstermelidir.
Aynı şekilde ikinci eş
olan kişi de sözleriyle zulmetmekten, nafaka konusunda cimrilik gibi
eleştirilerden uzak durmalıdır.
Çok eşli erkek adaleti
gözetmezse Salih kadına haksızlık yapar ve hayırlı olan yolu terk etmiş olur. Herkesin
Allah Azze ve Celle’den sakınma konusunda hırs göstermesi en büyük gayesi
olmalı, meseleleri doğru bir teraziyle haklar ve görevler açısından ifrat ve
tefritten uzak bir şekilde tartması gerekir. Allah Salihlerin velisidir.