Selefîliğe nispet edilen Mısır’lı yazarlardan Ahmed Ferid’in; Minel-A’lami’s-Selef kitabı Türkçe’ye 40 Büyük İslam Alimi adıyla tercüme edilerek, sapık Ebu Hanife’nin mutaassıplarından olan Beka yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Çok faydalı olan bu kitapta Ahmed Ferid, Ebu Hanife ile ilgili bir bölüm açarak göle pislemiş, batırmış ve kokutmuştur!
Bu kitapta Ebu Hanife ile ilgili bölümde Ahmed Ferid güya
insaflı ve objektif bir tutum takındığını îmâ etmiştir. Diyor ki: “Kimileri onu aşırı şekilde
tazim edip bütün alimlerin önüne koymuştur ve bu bizzat Hanefi mezhebi
mensupları tarafından yapılmıştır. Diğer taraftan bazı kimseler ise onu hıfzı
ve fazileti konusunda insafsızca tenkit etmiş ve ona karşı çok ağır ithamlarda
bulunmuşlardır. El-Hatib’in biyografi türü eserinde her iki bağlamda zikredilen
rivayetler geniş çerçevede ele alınmıştır. Ancak Ebu Hanife’ye yönelik
eleştirilerin ve ağır ithamlarn zikredildiği rivayetler genellikle sened
bakımından zayıftır…”
İşte böyle yalakaca yalan söylüyor Ahmed Ferid! Ebu Hanife
Hakkında Sahih Gerçekler adlı risalemi görenler, Ebu Hanife hakkında selef
imamlarının tamamının Ebu Hanife’yi eleştirme ve ağır suçlamalarda bulunma
konusunda ittifak ettiklerine dair sahih bir çok rivayetleri görürler.
Sonra bu zırvalamayı yapan Ahmed Ferid utanmadan, Ebu Hanife’yi
öven alimler diye açtığı başlıkta isnadı yalancı ravilerle dolu rivayetleri
zikrediyor!
Bunlardan birisi Fudayl b. Iyad rahimehullah’ın güya Ebu
Hanife’yi övdüğüne dair bir sözüdür. Kaynak olarak Hatib el-Bağdadi’nin Tarihi
(13/340) gösterilmiştir. Bu rivayetin isnadına bakıldığında Ahmed b. Muhammed
b. Es-Salt el-Hamdanî adlı metruk, yalancı (Bkz.: Mizanu’l-İtidal 1/105) ravi vardır. İbn Hacer Lisanu’l-Mizan’da (1/486) Zehebi’nin
Ahmed b. Es-Salt hakkında “hâlik/helak olmuş” sözünün “Vaddâ’/uydurmacı”
manasında olduğunu açıklamıştır.
Hatibu’l-Bağdadi Tarihu Bağdad’da (5/438) Ahmed b. Es-Salt
hakkında “Rivayetlerinin çoğu uydurmadır. Yine Bişr b. El-Haris, Yahya b. Main
ve Ali b. El-Medini’den rivayetlerle, Ebu Hanife hakkında menkibeler uydurarak
derlemiştir” demiştir.
Yani Hatib el-Bağdadi Ebu Hanife hakkında övgülere dair
rivayetin uydurma olduğuna önceden uyarıda bulunarak bu uydurmaları Ahmed b. Es-Salt’ın
yaptığını açıkça belirtmiştir!
Zirikli’nin A’lam’ında (1/138) şöyle geçer: Ahmed b. Es-Salt
(veya Ahmed b. Muhammed yahut Ahmed b. Atiyye b. Es-Salt) b. El-Mugallis Ebu’l-Abbas
el-Hammanî. Temim kabilesinden Hamman oğullarındandır. Hanefilerden bir tarihçidir.
Menakibu’l-İmami’l-A’zam Ebi Hanife adıyla tasnifte bulunmuştur. Tarihçilerin
onu uydurmakla ithama dair eleştirileri vardır.”
Ahmed Ferid’in Zâd es-Sabbah’tan zikrettiği rivayet de Ahmed
b. Es-Salt adlı kezzab yoluyla gelmiştir.
Ahmed Ferid’in Ebu Bekr b. Ayyaş’tan aktardığı, Sufyan
es-Sevri rahimehullah’ın güya Ebu Hanife’ye tazimde bulunduğuna dair kıssa da
çürük bir isnada sahiptir. İsnadında İsmail b. Hammad b. Ebi Hanife metruktur.
Diğer ravileri meçhul kimselerdir.
Ahmed Ferid’in Ebu Vehb Muhammed b. Muzahim’den aktardığı,
Abdullah b. Mubarek’in Ebu Hanife’yi övdüğüne dair rivayetin de isnadı meçhul
kimselerden oluşmaktadır.
Daha sonra Siyeru A’lami’n-Nubela kitabından bazı nakillerde
bulunur ki Zehebi’nin kendisi Ebu Hanife hakkında gevşek ve popülist davranmış,
Ebu Hanife’ye övgülere dair rivayetlerin isnadlarını da zikretmemiştir. Sonra
Ahmed Ferid, Zehebi’nin Ebu Hanife’yi aklamak adına saçmaladığı sözleri
nakletmiştir!
Mesela Muaviye ed-Darir’in: “Ebu Hanife’yi sevmek
sünnettendir” sözünü Zehebi isnadsız olarak zikretmiş, Ahmed Ferid de ondan
nakletmiştir. Bu sözün hiçbir yerde isnadı yoktur! Böyle rivayetlerde teknik
olarak hadis ilminde “la asle leh/aslı yok” denir. Yani aslı isnadı ortaya
çıkarılana kadar “uydurma” demektir. Kaldı ki bu söz selefin, Ebu Hanife’ye
buğzetmenin sünnetten olduğuna dair icmaına da aykırı bir sözdür. Abdullah b.
Ahmed’in es-Sunne kitabında selefin Ebu Hanife’yi reddetme konusundaki icmaına
dair rivayetler görülebilir.
Ahmed Ferid daha da ileri giderek İbn Hacer el-Heytemi’nin
uydurma rivayetlerle Ebu Hanife’yi şişirdiği Hayratu’l-Hisan adlı menakıbnamesinden
Şu’be’nin Ebu Hanife’yi tevsik ettiğine dair sözü nakletmiştir!
Ebu Hanife’yi savunmaya kalkan herkes bu türden
sahtekarlıklara başvuruyorlar! Bazı utanmazlar da diyorlar ki: “Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e dayandırılmayan rivayetlerin isnadlarını
incelemek aşırılıktır” Bu iddia sahiplerine göre Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem’den başkası adına yalan söylemek caiz öyleyse! Halbuki isnadlarında
zayıf, metruk veya meçhul raviler bulunduğunu belirttiğimiz maktû rivayetler,
sözün kendisinden rivayet edildiği imamlardan sahih isnadla gelen rivayetlere
aykırıdır! Mesela Sufyan es-Sevri’den, Şerik b. Abdillah’tan Ebu Hanife’yi
şiddetle cerh eden sözler sahih isnadlarla gelmiştir. Bu tutarsız şahıslar ise
Sufyan ve Şerik gibi imamlara nispet edilen Ebu Hanife’yi tezkiyeye dair isnadı
çürük rivayetlerin isnadının eleştirilmesini hazmedemiyorlar! İşte hevâ böyle
tapınılan bir puttur!