Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

17 Aralık 2022 Cumartesi

Sahtekâr Ahmed Ferid’e Cevap

 Selefîliğe nispet edilen Mısır’lı yazarlardan Ahmed Ferid’in; Minel-A’lami’s-Selef kitabı Türkçe’ye 40 Büyük İslam Alimi adıyla tercüme edilerek, sapık Ebu Hanife’nin mutaassıplarından olan Beka yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Çok faydalı olan bu kitapta Ahmed Ferid, Ebu Hanife ile ilgili bir bölüm açarak göle pislemiş, batırmış ve kokutmuştur!

Bu kitapta Ebu Hanife ile ilgili bölümde Ahmed Ferid güya insaflı ve objektif bir tutum takındığını îmâ etmiştir.  Diyor ki: “Kimileri onu aşırı şekilde tazim edip bütün alimlerin önüne koymuştur ve bu bizzat Hanefi mezhebi mensupları tarafından yapılmıştır. Diğer taraftan bazı kimseler ise onu hıfzı ve fazileti konusunda insafsızca tenkit etmiş ve ona karşı çok ağır ithamlarda bulunmuşlardır. El-Hatib’in biyografi türü eserinde her iki bağlamda zikredilen rivayetler geniş çerçevede ele alınmıştır. Ancak Ebu Hanife’ye yönelik eleştirilerin ve ağır ithamlarn zikredildiği rivayetler genellikle sened bakımından zayıftır…”

İşte böyle yalakaca yalan söylüyor Ahmed Ferid! Ebu Hanife Hakkında Sahih Gerçekler adlı risalemi görenler, Ebu Hanife hakkında selef imamlarının tamamının Ebu Hanife’yi eleştirme ve ağır suçlamalarda bulunma konusunda ittifak ettiklerine dair sahih bir çok rivayetleri görürler.

Sonra bu zırvalamayı yapan Ahmed Ferid utanmadan, Ebu Hanife’yi öven alimler diye açtığı başlıkta isnadı yalancı ravilerle dolu rivayetleri zikrediyor!

Bunlardan birisi Fudayl b. Iyad rahimehullah’ın güya Ebu Hanife’yi övdüğüne dair bir sözüdür. Kaynak olarak Hatib el-Bağdadi’nin Tarihi (13/340) gösterilmiştir. Bu rivayetin isnadına bakıldığında Ahmed b. Muhammed b. Es-Salt el-Hamdanî adlı metruk, yalancı  (Bkz.: Mizanu’l-İtidal 1/105) ravi vardır.  İbn Hacer Lisanu’l-Mizan’da (1/486) Zehebi’nin Ahmed b. Es-Salt hakkında “hâlik/helak olmuş” sözünün “Vaddâ’/uydurmacı” manasında olduğunu açıklamıştır.

Hatibu’l-Bağdadi Tarihu Bağdad’da (5/438) Ahmed b. Es-Salt hakkında “Rivayetlerinin çoğu uydurmadır. Yine Bişr b. El-Haris, Yahya b. Main ve Ali b. El-Medini’den rivayetlerle, Ebu Hanife hakkında menkibeler uydurarak derlemiştir” demiştir.

Yani Hatib el-Bağdadi Ebu Hanife hakkında övgülere dair rivayetin uydurma olduğuna önceden uyarıda bulunarak bu uydurmaları Ahmed b. Es-Salt’ın yaptığını açıkça belirtmiştir!

Zirikli’nin A’lam’ında (1/138) şöyle geçer: Ahmed b. Es-Salt (veya Ahmed b. Muhammed yahut Ahmed b. Atiyye b. Es-Salt) b. El-Mugallis Ebu’l-Abbas el-Hammanî. Temim kabilesinden Hamman oğullarındandır. Hanefilerden bir tarihçidir. Menakibu’l-İmami’l-A’zam Ebi Hanife adıyla tasnifte bulunmuştur. Tarihçilerin onu uydurmakla ithama dair eleştirileri vardır.”

Ahmed Ferid’in Zâd es-Sabbah’tan zikrettiği rivayet de Ahmed b. Es-Salt adlı kezzab yoluyla gelmiştir.

Ahmed Ferid’in Ebu Bekr b. Ayyaş’tan aktardığı, Sufyan es-Sevri rahimehullah’ın güya Ebu Hanife’ye tazimde bulunduğuna dair kıssa da çürük bir isnada sahiptir. İsnadında İsmail b. Hammad b. Ebi Hanife metruktur. Diğer ravileri meçhul kimselerdir.

Ahmed Ferid’in Ebu Vehb Muhammed b. Muzahim’den aktardığı, Abdullah b. Mubarek’in Ebu Hanife’yi övdüğüne dair rivayetin de isnadı meçhul kimselerden oluşmaktadır.

Daha sonra Siyeru A’lami’n-Nubela kitabından bazı nakillerde bulunur ki Zehebi’nin kendisi Ebu Hanife hakkında gevşek ve popülist davranmış, Ebu Hanife’ye övgülere dair rivayetlerin isnadlarını da zikretmemiştir. Sonra Ahmed Ferid, Zehebi’nin Ebu Hanife’yi aklamak adına saçmaladığı sözleri nakletmiştir!

Mesela Muaviye ed-Darir’in: “Ebu Hanife’yi sevmek sünnettendir” sözünü Zehebi isnadsız olarak zikretmiş, Ahmed Ferid de ondan nakletmiştir. Bu sözün hiçbir yerde isnadı yoktur! Böyle rivayetlerde teknik olarak hadis ilminde “la asle leh/aslı yok” denir. Yani aslı isnadı ortaya çıkarılana kadar “uydurma” demektir. Kaldı ki bu söz selefin, Ebu Hanife’ye buğzetmenin sünnetten olduğuna dair icmaına da aykırı bir sözdür. Abdullah b. Ahmed’in es-Sunne kitabında selefin Ebu Hanife’yi reddetme konusundaki icmaına dair rivayetler görülebilir.

Ahmed Ferid daha da ileri giderek İbn Hacer el-Heytemi’nin uydurma rivayetlerle Ebu Hanife’yi şişirdiği Hayratu’l-Hisan adlı menakıbnamesinden Şu’be’nin Ebu Hanife’yi tevsik ettiğine dair sözü nakletmiştir!

Ebu Hanife’yi savunmaya kalkan herkes bu türden sahtekarlıklara başvuruyorlar! Bazı utanmazlar da diyorlar ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e dayandırılmayan rivayetlerin isnadlarını incelemek aşırılıktır” Bu iddia sahiplerine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den başkası adına yalan söylemek caiz öyleyse! Halbuki isnadlarında zayıf, metruk veya meçhul raviler bulunduğunu belirttiğimiz maktû rivayetler, sözün kendisinden rivayet edildiği imamlardan sahih isnadla gelen rivayetlere aykırıdır! Mesela Sufyan es-Sevri’den, Şerik b. Abdillah’tan Ebu Hanife’yi şiddetle cerh eden sözler sahih isnadlarla gelmiştir. Bu tutarsız şahıslar ise Sufyan ve Şerik gibi imamlara nispet edilen Ebu Hanife’yi tezkiyeye dair isnadı çürük rivayetlerin isnadının eleştirilmesini hazmedemiyorlar! İşte hevâ böyle tapınılan bir puttur!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)