Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

7 Ocak 2018 Pazar

Toplu Zikir ve Cenaze Yıkanması Hakkında Sorunların Cevabı


1- Toplu halde cehrî zikrin bid’at oluşuna dair geniş açıklamayı Zakirlerin Edepleri adlı risalemde yapmış bulunuyorum. Bunu caiz sayanların tutundukları en büyük delilleri, soruda zikredilen şu rivayettir; Şeddad b. Evs radıyallahu anh’den;

إِنَّا لَعِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذْ قَالَ: «هَلْ فِيكُمْ غَرِيبٌ؟» يَعْنِي أَهْلَ الْكِتَابِ، قُلْنَا: لَا يَا رَسُولَ اللَّهِ، فَأَمَرَ بِغَلْقِ الْبَابِ، فَقَالَ: «ارْفَعُوا أَيْدِيكُمْ فَقُولُوا لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ» فَرَفَعْنَا أَيْدِيَنَا سَاعَةً، ثُمَّ وَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَهُ ثُمَّ قَالَ: «الْحَمْدُ لِلَّهِ، اللَّهُمَّ إِنَّكَ بَعَثْتَنِي بِهَذِهِ الْكَلِمَةِ، وَأَمَرَتْنِي بِهَا، وَوَعَدْتَنِي عَلَيْهَا الْجَنَّةَ، إِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ» ثُمَّ قَالَ: «أَبْشِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ غَفَرَ لَكُمْ

“Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında iken buyurdu ki:

“İçinizde garib/yabancı var mıdır?” Bununla kitap ehlini kastediyordu. Biz:

“Hayır ey Allah’ın rasulü!” dedik. Kapının kapatılmasını emretti ve şöyle buyurdu:

“Ellerinizi kaldırın ve La ilahe illallah deyin” Biz de bir müddet ellerimizi kaldırdık, sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elini indirdi ve buyurdu ki;

 “Allah’a hamd olsun. Allah’ım! Şüphesiz beni bu kelime ile gönderdin, bununla emrolundum, bunun üzerine bana cenneti vaad ettin. Şüphesiz Sen vaadinden dönmezsin” Sonra buyurdu ki;

 “Müjdeleniniz Şüphesiz Allah sizi affetti.”[1]

Bu rivayet zayıf olup delil olamaz. İsnadında bulunan İsmail b. Ayyaş’ın rivayeti, bazılarına göre sadece Şamlılardan rivayet ettiğinde makbuldür. Hicazlılardan ve ıraklılardan rivayetlerinde yanlışları çoktur. Bununla birlikte imam Buhari yine de onunla delil getirilemeyeceğini söyler. İbni Hibban onun hüccet olmadığını, çok hata yaptığını, Ali b. el-Medini ile Nesai de; zayıf olduğunu, Ahmed; hadislerinin muzdarip olduğunu söyler.[2] İsmail b. Ayyaş’a, zayııf bir ravi olan Abdulmelik b. Muhammed es-San’ânî mutabaat etmiştir.

İbni Ayyaş, bu hadisi Raşid Bin Davud’dan rivayet etmiştir ki o Şam’lıdır. Fakat diğer bir illet Raşid b. Davud’un zayıf bir ravi oluşudur. Onun hakkında Yahya b. Main ve Duhaym; “güvenilir” derken, Buhari; “Fihi nazar” der ki, o bunu güvenilir olmayan ve itham edilen metruk raviler hakkında kullanır. Darekutni; “zayıftır, onunla delil getirilemez” der.[3] Böyle bir durumda cerh mukaddemdir. Hadis zayıftır.

Hadisin bütün rivayet yollarında zayıf bir ravi olan Raşid b. Davud es-San’anî tek kalmıştır. El-Elbani, İbn Receb’in Kelimetu’l-İhlas risalesinin tahkikinde ve Daifu’t-Tergib’de Şuayb el-Arnaut Ahmed’in Müsned’inin tahkikinde isnadının zayıf olduğunu söylemişlerdir.

Hadisin metnine gelince, bu metinde sufilerin din olarak uydurdukları halka halinde toplu zikir şeklinden bahsedilmemektedir. Dua için ellerin kaldırılması söz konusu edilmektedir. Bu hadis sahih olsaydı bile, sufilerin uyduruk zikir şekillerine bunu delil getirmek, müteşabihlere tutunmak olurdu.

2- Eşlerin birbirlerinin cenazesini yıkaması hakkında sorulmuştur. Bunda bir sakınca yoktur:

Â’işe radiyallahu anha’dan: “Bir gün Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Bakî Mezarlığı’nda bir cenazeden geldi, O esnada benim başım ağrıyordu, bu nedenle:

“Ahh…! Başım!” dedim. Bunun üzerine bana:

مَا ضَرَّكِ لَوْ مِتِّ قَبْلِي، فَقُمْتُ عَلَيْكِ، فَغَسَّلْتُكِ، وَكَفَّنْتُكِ، وَصَلَّيْتُ عَلَيْكِ، وَدَفَنْتُكِ

“Zararı yok! Eğer benden önce ölürsen, seni yıkarım, kefenlerim, cenaze namazını kılarım ve seni defnederim” dedi.”[4]

 Â’işe radiyallahu anha’dan:

لَوْ كُنْتُ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِي مَا اسْتَدْبَرْتُ، مَا غَسَّلَ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَيْرُ نِسَائِهِ

“Eğer bildiğimi, daha önce bilseydim; (vefatında) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i sadece hanımları yıkardı.”[5]

3- Diğer bir soru ölenin tırnaklarının kesilmesi ve traşının yapılması hakkındadır. Bu konuda kitap ve sünnette açık naslar bilmiyorum. Ancak İbn Kudame el-Muğni’de İmam Ahmed’in ölünün tırnakları kesilmez dediğini zikreder. Etek traşı gibi meseleler ise, ölünün avretinin açılmasına ve mahremiyetinin çiğnenmesine sebep olacağından bundan sakınılmalıdır. Allah en iyi bilendir.



[1] Zayıf. Ahmed (4/124) Hakim (1/679) Taberani Müsnedu’ş-Şamiyyin (2/157-8) Taberani Mucemu’l-Kebir (7/289) Bezzar (7/157, 8/407) İbn Asakir Tarih (1//446, 447)
[2] bkz. Zehebi Men Tukellime Fiyh (38) Mizanu’l-İtidal (1/401) el-Muğni (697) İbn Ebî Hâtim el-Cerh ve’t-Tadil (2/191) İbnul-Cevzi ed-Duafa (1/118)
[3] Zehebi Mizan (3/55) el-Kaşif (1/388) Mizzî Tehzibu’l-Kemal (9/7) İbn Hacer Tehzibu’t-Tehzib (3/195) Zehebi el-Muğni (2066) İbni Hibban es-Sikat (6/302)
[4] Hasen. Ahmed (6/228) İbn Mâce (1465) Dârimî (81) İbn Hibban (8586)
[5] Hasen. Ebû Dâvûd (3141) Ahmed (6/267) İbn Mace (1464)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)