Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

19 Nisan 2025 Cumartesi

Savaşta Zırh Giymemeye Dair Rivayet Hakkında Uyarı

  Daru’s-Sunne yayınları arasında çıkan Davetçinin El Kitabında no: 229’da şöyle bir rivayete yer verilmiş: İbn Ömer (radiyallahu anhuma) şöyle demiştir: “Ömer (radiyallahu anh) Uhud günü kardeşine, “Ey kardeşim kalkanını al.” dedi. Zeyd (radiyallahu anh) ise, “Senin şehadeti istediğin gibi ben de istiyorum.” dedi. Bunun üzerine herkes kalkanı terk etti.” Rivayetin dipnotunda sahih olduğu söylenmiş ve Mecmau’z-Zevaid (5/298) şeklinde kaynak verilmiş. Bu rivayet sahihse, savaşta tehlikeye karşı tedbir almamak meşru mu olur şeklinde bir soru oluşabilir. Bu yüzden şu açıklamayı yapmak gerekir:

Bahsi geçen kitap Riyazu’d-Duat ve’l-Muslihin adlı kitap esas alınarak, benim de yönlendirmelerimle, hazırlayan arkadaşımız tarafından bazı tasarruflarda bulunulmak suretiyle hazırlanmıştır. Kitabı düzenleyen arkadaşımız henüz kendi başına rivayetin sıhhatine hükmedebilecek seviyede olmadığından ya Heysemi’nin sözüne yahut kitabın orjinalini hazırlayan muhakkiklerin hükmüne dayanarak bu hükmü zikretmiş olmalıdır. Ancak bu hükmün kaynağını belirtmemesinin bir kusur olduğunu ve yoğunluktan dolayı benim de kitabın hazırlanma sürecinde ayrıntılı inceleme yapamadığım için kusurlu olduğumu itiraf etmem gerekir.

Rivayete gelecek olursak hadisin aslı Taberani’nin Mu’cemu’l-Evsat’ında (no:5300) Muhammed b. Nasr es-Saig – İbrahim b. Hamze ez-Zubeyri – Abdulaziz b. Muhammed (ed-Deraverdi) – Ubeydullah b. Ömer el-Ömerî – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla gelmiştir ve metni şu şekildedir:

 أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، قَالَ لِأَخِيهِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ يَوْمَ أُحُدٍ خُذْ دِرْعِي هَذِهِ يَا أَخِي فَقَالَ لَهُ: إِنِّي أُرِيدُ مِنَ الشَّهَادَةِ مِثْلَ الَّذِي تُرِيدُ، فَتَرَكَاهَا جَمِيعًا

Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh Uhud günü, kardeşi Zeyd b. El-Hattab’a dedi ki: “Şu zırhımı al ey kardeşim!” O da dedi ki: “Şehadeti senin istediğin gibi ben de istiyorum.” Böylece ikisi de onu (zırhı) bıraktılar.”

Bunu aynı tarikten ayrıca İbn Ebi Hayseme Tarih’te (1/231) Ebu Nuaym Marifetu’s-Sahabe’de (2866) ve Hilyetu’l-Evliya’da (1/367) rivayet etmişlerdir.

Heysemi, Mecmau’z-Zevaid’de hadisin sıhhatine hükmetmiş değildir, lakin “Taberani sahihin ricali ile rivayet etmiştir” demiştir. Bu ifadeye aldanarak rivayetin sıhhatine hükmedilmiş olabilir. Nitekim günümüzde pek çok muhakkik, hafız muhaddislerin bu gibi ifadelerinden rivayetin sıhhatine hükmettikleri zannına kapılıp bu sıhhat hükmünü de onlara nispet edebiliyorlar!

Bir rivayetin isnad zincirindeki bütün ravilerin sika olmaları, hatta sahihayn ricalinden olmaları o isnadın sahih olmasını gerektirmez. Nitekim inkıta, ihtilat, tedlis, şuzuz, ızdırap gibi sıhhate mani bir illet söz konusu olabilir.

Buradaki rivayete gelince, Abdulaziz b. Muhammed ed-Deraverdî, Ubeydullah b. Ömer el-Ömeri’den bunu rivayette tek kalmıştır. İmam Nesai şöyle demiştir: “ed-Deraverdi’nin, Ubeydullah b. Ömer’den rivayetleri münkerdir.”

Böylece bu rivayetin isnadındaki raviler sakıncasız kimseler olsalar da, özel bir durumdan dolayı Deraverdi’nin Ubeydullah el-Ömeri’den rivayetlerinin özellikle münker olduğu teşhis edilmiştir. Nitekim bu rivayetin lafzında da böyle bir münkerlik görülmektedir. Çünkü tevekkül edenlerin efendisi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem savaşlarda zırh giymeyi terk etmemiştir. Selefin katında tedbir almanın tevekküle mani olmadığı da bilinen bir durumdur ve özellikle Ömer radıyallahu anh’ın hac yolculuğuna azıksız çıkan kimselerin: “Biz tevekkül edenleriz” demeleri üzerine “Bilakis siz yiyicilersiniz” diyerek karşı çıktığı malum ve meşhurdur.

Zihinlere ed-Deraverdi sahihayn ricalinden, sika bir ravi olmasına rağmen neden özellikle Ubeydullah el-Ömeri’den rivayetleri münker oluyor diye bir soru takılabilir.

Bunun sebebi şudur: Abdullah b. Ömer el-Ömerî ve Ubeydullah b. Ömer el-Ömerî iki kardeştirler. Abdullah zayıf, Ubeydullah ise sika, sebt bir ravidir. Abdulaziz ed-Deraverdi’ye gelince, yazılı defterinden yaptığı rivayetlerde sağlam, hafızasından yaptığı rivayetlerde ise karıştıran bir ravidir. Ebu Talib’in rivayetinde İmam Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: “Abdulaziz ed-Deraverdi kendi kitabından rivayet ederse o sahihtir. Başkalarının kitabından rivayet ettiğinde ise yanılgıya düşer. O, başkalarının kitaplarından rivayet okur ve hata ederdi. Bazen Abdullah b. Ömer (el-Ömeri)’nin rivayetini Ubeydullah b. Ömer (el-Ömeri)’den diyerek rivayet ederdi.” Benzerini İmam Ahmed’den; Ali b. El-Hasen el-Hesnicani de rivayet etmiştir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)