Soru: “Küfre düşen kimsenin küfrüne hükmedilir mi? Bid’ate düşen kimse açıklama yapılmadan ve hüccet ikame edilmeden bid’atçi olduğuna hükmedilir mi?”
Şeyh Mukbil b. Hadi el-Vadiî’nin cevabı: “Küfre düşen
ve bu konuda kendisine açıklama yapılmayan kimse Allah katında mazurdur. Çünkü sahih
olan görüşe göre o kimse cehaletiyle mazurdur. Lakin şu an biz Hristiyan’ın kâfir
olmadığını söyleyemeyiz. Bu, Kur’ân’ı yalanlamak olur. Yahudi’nin kâfir
olmadığını söyleyemeyiz. Bu Kur’ân’ı yalanlamak olur. Veya onlara hücceti ikame
etmemiş olmamız sebebiyle onlara hüccetin ulaşmamış olduğunu söyleyemeyiz.
Allah’tan başkasına seslenerek dua eden, Allah’tan
başkasından istigasede bulunan veya Allah’tan başkası için kurban kesen şirkî
bir amelde bulunmuştur. Ona müşrik muamelesi yapmak gerekir. Lakin bu kimsenin
kendisi ile Allah arasında mazur olmasını gerektiren bir durumu olabilir. Eğer
bilmiyorsa:
وَمَا
كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولًا
“Biz, bir rasûl göndermedikçe azap edecek değiliz.” (İsra 15)
وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِلَّ قَوْمًا
بَعْدَ إِذْ هَدَاهُمْ حَتَّى يُبَيِّنَ لَهُمْ مَا يَتَّقُونَ
“Allah kendilerine hidayet verdikten sonra,
sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar bir kavmi sapıklığa
sürüklemez.” (Tevbe 115)
Yine bid’at meselesi de böyledir. Aslen sünnî olan ve sünnet menheci
üzere olan kimseden bir bid’at meydana gelirse “Bid’at işledi” deriz ama onu “mubtedi/bid’atçi”
diye isimlendirmeyiz. Mesela Osman radıyallahu anh’ın Cum’a için birinci ezanı
okutmuştur. İbn Ömer radıyallahu anhuma birinci ezanı bid’at olarak isimlendirmiştir.
Ama hiç kimse Osman radıyallahu anh’ın bid’atçi olduğunu söylemeye cüret
edemez!
Lakin Hadramut’ta, Sa’ade’de, İb’de veya başka bir yerde bir şahıs her
ay mevlid yapıyor ve insanları mevlide ve şirkî amellere davet ediyor! Bu
kimsenin bid’atçi olmadığını söyleyebilir miyiz? Bilakis o bidat’çidir! O bid’atçidir!
Bu meselede asıl şudur: Eğer şahsın menheci sünnet üzere
olup kendisinden bir bid’at meydana gelirse onun bid’atçi olduğuna hükmetmeyiz.
Eğer menheci bid’at üzere ise ve diğer bir bid’at işliyorsa bu kimsenin öncesinde
ve sonrasında mubtedi/bid’atçi olduğunu söyleriz.”
Es’iletu Nisâ Lihac’dan naklen: Ebu Abdillah el-Masnaî; el-Munteka
Min Ahiri Fetava’l-İmam el-Vâdiî (fetva no: 99)