Suretlerin Tehlikesi
Bilinmektedir ki Ademoğulları arasında ilk şirk Salihler hakkında aşırı gitmek ve onların suretlerini yapmakla meydana gelmiştir. Buhari Sahih’inde İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayetine göre Nuh kavminin putlarının Araplara da geçtiğini haber vererek şöyle demiştir:
“Bu isimler Nuh aleyhisselam’ın kavminden birtakım salih kişilerin isimleri idi. Onlar ölünce, şeytan onların kavimlerine bunların oturduğu yerlere heykellerini yapmalarını ve bu heykellere o salih kişilerin isimlerini vermelerini telkin etti. Onlar da böyle yaptılar. İnsanlar ilk başta bunlara tapmıyorlardı. Fakat bu heykelleri yapanlar öldükten sonra, yapılış gayesini unuttular ve daha sonra gelenler heykellere ibadet etmeye başladılar." Sahihu Buhari (4920)
Bu yüzden müslümanın bu konuda gevşek davranmaması gerekir. Ta ki şirke düşmesin veya onu görüp de taklid eden kendisinden sonra büyük şirke düşmesin.
Bunu, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Onlar, içlerinde Salih bir kimse öldüğü zaman kabrini mescid edinir ve oraya şu suretlerden yaparlardı” hadisi de destekler. Bu hadisi Buhari (427) ve Müslim (528) Aişe radıyallahu anha’dan rivayet etmişlerdir.
Hafız İbn Kayyım, İgasetu’l-Lehfan’da (s.188, 189) İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın geçen sözünü zikrettikten sonra şöyle demiştir: “Seleften bir çok kimse şöyle demiştir:
Onlar Nuh aleyhisselam’ın kavminden Salih kimselerdi. Öldükleri zaman kabirlerinde ibadet edilmeye başlandı. Sonra suretlerini ve heykellerini yaptılar. Zaman geçti ve onlara ibadet etmeye başladılar. Onlar iki fitneyi bir araya getirdiler: kabirler fitnesi ve suretler fitnesi. Bu iki fitne de sıhhati üzerinde ittifak edilen hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in işarette bulunduğu fitnelerdir.”
Sonra yukarıdaki Aişe radıyallahu anha hadisini zikreder ve şöyle der: “Gördüm ki, Vedd, Yegus, Yeuk, Nesr ve Lat’a ibadet etmelerinin sebebi sadece onların kabirlerine tazim etmeleridir. Sonra onlar için suretler yapmışlar ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in işaret ettiği gibi bunlara ibadet etmişlerdir.”
İmam Kurtubi, el-Mufhim’de (2/931, 932) Aişe radıyallahu anha hadisini şerh ederken şöyle demiştir:
“Bunu yapan öncekileri ancak onların suretlerine bakmakla ve iyi hallerini düşünmekle ünsiyet sağlamak ve onlar gibi gayretli olmak için yapmışlardı. Onların kabirleri yanında Allah Teala’ya ibadet ettiler. Üzerlerinden zaman geçti. Onlardan sonra gelenler onların bu gayelerini bilmediler. Şeytan onlara; babalarının ve dedelerinin bu suretlere ibadet ve tazim ettikleri şeklinde vesveseler verdi. Onlar da bunlara ibadet ettiler. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem böyle şeylerden sakındırmış ve şiddetle karşı çıkarak böyle yapanları tehditle yasaklamıştır. Buna götürecek vesilelerin de yolunu tıkamıştır. Şöyle buyurmuştur: “Allah’ın gazabı, peygamberlerinin kabirlerini mescid edinen bir topluluğa çok şiddetlendi. Kabirleri mescid edinmeyiniz!” bkz.: Kurtubi tefsiri (2/58 Bakara 104. Ayetinin tefsiri) Hafız İbn Hacer Fethu’l-Bari’de (1/525) Kurtubi’nin geçen sözünü, Kurtubi’ye nispet etmeden ikrar ederek nakletmiştir. Bkz.: el-Cevabu’l-Mufid (s.27) el-Mecmuu’s-Semin (2/249) eş-Şerhu’l-Mumti’ (2/201)
Suret yapmanın tehlikesi ve bunu yapanın suçunun büyüklüğü hakkında gelen şer’i naslarda suret yapanlara ağır ifadeler kullanılmıştır. Bu naslar ruh taşıyan canlıların suretlerinin tam şeklini yapmanın haram olduğuna delalet etmektedir
Bu yüzden müslümanın her tür suret konusunda gevşeklik göstermemesi gerekir. Heykel gibi gölgeli olması – ki bu haramlık bakımından en şiddetlisidir – veya bir kağıt, bir duvar veya başka bir şey üzerinde olması fark etmez. Büyük alimlerin veya insanların kalplerinde büyük yeri olan kimselerin sureti konusunda tasvirin tehlikesi daha da büyüktür.
Şeyh Salih b. Fevzan el-Fevzan şöyle demiştir: “Tasvirin anlamı; bir şeyin şeklini ve görüntüsünü resim, aletle (fotoğraf çekerek) almak veya işlemek suretiyle nakletmektir. Bu şekil bir levhaya, bir kağıda veya heykele tespit edilir. Alimler tasviri akide konularında işlemişlerdir. Zira tasvir şirkin vesilelerinden biridir. Bunda Allah Teala’ya yaratışında benzeyerek ortaklık iddiası vardır. Yeryüzünde ilk şirk tasvir sebebiyle başlamıştır. Tasvir, putçuluğun menşeidir. Zira mahlukun tasviri ona tazim için olup genelde asılır. Özellikle sureti yapılan şahıs yetki, ilim veya salah sahibi ise ve suret bir duvara asılarak veya bir caddeye ve bir meydana dikilerek tazim ediliyorsa! Şüphesiz bu cahillerin ve sapıklık ehlinin, bir süre sonra dahi olsa, bunlara tutunmalarına, sonra da Allah dışında kendisine ibadet edilen putlar ve heykeller dikmeye büyük bir kapı açılır. (Bkz.: Kitabu’l-İrşad İla Sıhhati’l-İtikad (1/45, 46)