Daha önce bu lafzın uydurma olduğunu ve hadisin doğru lafzının ne olduğuna dair 2012 yılında yazı yayınlamıştım. linki:
Mesut Körpek adlı sapık ve saptırıcı şahıs, bu konudaki
reddiye kendisine yıllarca önce ulaşmış ve onaylamış olmasına rağmen, hevasına
uydurmak için yeni kılıflar içinde sunmaya çalışmıştır.
Elbani, İbn Useymin gibi alimler maalesef bu uydurma sözü
gaflet eseri olarak hadis diye zikretmişler ve uydurma söz üzerine bina
ettikleri saçma sapan bir fetvada bulunmuşlardır.
Tekrar hatırlatmak gerekirse hadisin doğru lafzı şudur: Ebu
Hureyre radiyallahu anh’ın rivayetine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
ashabına şöyle buyurmuştur:
الصَّوْمُ يَوْمَ
تَصُومُونَ
وَالفِطْرُ يَوْمَ
تُفْطِرُونَ
وَالأَضْحَى يَوْمَ
تُضَحُّونَ
“ Oruç sizin oruç tuttuğunuz gündür. Bayram sizin bayram
yaptığınız gündür. Kurban da sizin kurban kestiğiniz gündür.” Tirmizi (697) Ebu Davud
(2324) İbn Mace (1660)
Aişe radiyallahu anha’dan bir rivayette lafzı şöyledir:
الْأَضْحَى
يَوْمَ يُضَحِّي النَّاسُ، وَالْفِطْرُ يَوْمَ يُفْطِرُونَ
“Kurban insanların kurban kestiği gündür, bayram da
bayram ettikleri gündür.” Bunu İshak b. Rahuye Tirmizî (802) rivayet etmiştir. Metni münker olup isnadında
Yahya b. Yeman hafıza karışıklığına uğramış ve çokça hata yapmıştır. Nitekim el-Elbani es-Sahiha’da (1/442) Aişe radiyallahu
anha’dan gelen bu tarik hakkında şöyle demiştir:
“Bana göre bu tarik
zayıftır. Çünkü Yahya b. el-Yeman hafızası bakımından zayıftır. Takrib’de onun
hakkında: “Saduk, abid, çok hata eder. Nitekim hafızası bozulmuştur” denilir.
Derim ki (el-Elbani): Bununla beraber sika ve sebt bir ravi olan Yezid b. Zurey
ona muhalefet ederek: Ma’mer – Muhammed b. el-Munkedir – Ebu Hureyre radiyallahu
anh yoluyla rivayet etmiştir. Şüphesiz doğrusu budur. Bu hadis Aişe hadisi
değil, Ebu Hureyre hadisidir. Durum böyle olduğuna göre isnadı kopuktur. Çünkü Bezzar
ve başkalarının belirttikleri gibi, Muhammed b. el-Munkedir Ebu Hureyre radiyallahu
anh’den işitmemiştir. Yine Muhammed b. el-Munkedir Aişe radiyallahu anha’dan da
işitmiş olamaz. Çünkü Aişe radiyallahu anha Ebu Hureyre radiyallahu anh’den
önce vefat etmiştir. Bu yüzden Hafız İbn Hacer et-Tehzib’de: “Bu hadis her
halukarda munkatı (isnadı kopuk)tur.”
Diğer bir tarikte Aişe radiyallahu anha’dan bu lafız mevkuf
gelmiştir, isnadında Ebu Hanife zayıftır. Beyhakî (4/252)
Bu açıklamanın ardından el-Elbani es-Sahiha (1/443) hadisin
manası hakkında şöyle nakletmiştir:
“İbnu’l-Kayyım rahimehullah Tehzibu’s-Sunen’de (3/214) dedi
ki:
وقيل فيه الرد على من يقول إن من عرف طلوع القمر بتقدير حساب المنازل
جاز له أن يصوم ويفطر دون من لم يعلم، وقيل إن الشاهد
الواحد إذا رأى الهلال ولم يحكم
القاضي بشهادته أنه لا يكون هذا له صوما كما لم يكن للناس
“Denildi ki: “Bu hadiste: “Ayın doğuşu menzillerin hesabıyla
takdir ederek bilenlerin bunu bilmeyenlerden bağımsız olarak oruç tutması ve
bayram etmesi caizdir” diyenlere reddiye vardır.” Yine denildi ki: “Hilali
gören tek şahidin şahitliğini kadı kabul etmezse bu kimse insanlarla birlikte
hareket etmeden oruç tutmaz.”
Şayet hadis, bahsi geçen lafızla sabit olsaydı bile Körpek’in
hevasına yine uygun düşmezdi. Çünkü “en-Nas” marifedir ve bununla sahabenin ve
şer’î vakitleri belirlemede onların menhecine tabi olan insanların kastedildiği
anlaşılırdı. Lakin Körpek, el-Elbani ve İbn Useymin’in asılsız bir lafız
üzerine bina ettikleri hükmü de kendi hevasına uydurarak, şeriat ahkâmını iptal
etmiş olan çoğunluğa uymak için delil getirmeye kalkmıştır! Şüphesiz el-Elbani
ve İbn Useymin’in fetvalarında kastettikleri şey, hilalin şer’î olarak
gözetlemesini yapan bir toplumda ferdî olarak hilali gördüğüne şahitlik edip de
yetkili ilim ehli ya da kadılar tarafından bu şahitliği kabul edilmeyen
kimsenin ferdî hareket etmemesi gerektiği hakkındadır. İlim ehlinin bu meselede
farklı görüşleri vardır. Fakat hiçbir ilim ehli, bâtıl metodlar üzere hareket eden
kalabalığa uyma fetvası vermemiştir! Lakin Körpek’in hevası, cemaatle namazları
bile yasaklayan, namaza maske ve mesafe darbesini indiren şeytan avanesine tabi
olmayı istemektedir! Bu yüzden hadisin doğru lafzını bilmesine rağmen, hevasına
göre çarpıtabileceği şekilde zikredilmiş uyduruk bir lafzı alet etmeyi tercih
ediyor!