Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

1 Nisan 2022 Cuma

“Oruç insanların oruç tuttuğu gündekdir…” Lafzı Üzerine!

 


Daha önce bu lafzın uydurma olduğunu ve hadisin doğru lafzının ne olduğuna dair 2012 yılında yazı yayınlamıştım. linki: 

http://www.ebumuaz.blogspot.com/ دار السنة: Metni ve Anlamı Tahrif Edilen Bayram Hadisi Hakkında

Mesut Körpek adlı sapık ve saptırıcı şahıs, bu konudaki reddiye kendisine yıllarca önce ulaşmış ve onaylamış olmasına rağmen, hevasına uydurmak için yeni kılıflar içinde sunmaya çalışmıştır.

Elbani, İbn Useymin gibi alimler maalesef bu uydurma sözü gaflet eseri olarak hadis diye zikretmişler ve uydurma söz üzerine bina ettikleri saçma sapan bir fetvada bulunmuşlardır.

Tekrar hatırlatmak gerekirse hadisin doğru lafzı şudur: Ebu Hureyre radiyallahu anh’ın rivayetine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabına şöyle buyurmuştur:

الصَّوْمُ يَوْمَ تَصُومُونَ وَالفِطْرُ يَوْمَ تُفْطِرُونَ وَالأَضْحَى يَوْمَ تُضَحُّونَ

“ Oruç sizin oruç tuttuğunuz gündür. Bayram sizin bayram yaptığınız gündür. Kurban da sizin kurban kestiğiniz gündür.” Tirmizi (697) Ebu Davud (2324) İbn Mace (1660)

Aişe radiyallahu anha’dan bir rivayette lafzı şöyledir:

الْأَضْحَى ‌يَوْمَ ‌يُضَحِّي ‌النَّاسُ، وَالْفِطْرُ يَوْمَ يُفْطِرُونَ

Kurban insanların kurban kestiği gündür, bayram da bayram ettikleri gündür.” Bunu İshak b. Rahuye Tirmizî (802)  rivayet etmiştir. Metni münker olup isnadında Yahya b. Yeman hafıza karışıklığına uğramış ve çokça hata yapmıştır.  Nitekim el-Elbani es-Sahiha’da (1/442) Aişe radiyallahu anha’dan gelen bu tarik hakkında şöyle demiştir:

 “Bana göre bu tarik zayıftır. Çünkü Yahya b. el-Yeman hafızası bakımından zayıftır. Takrib’de onun hakkında: “Saduk, abid, çok hata eder. Nitekim hafızası bozulmuştur” denilir. Derim ki (el-Elbani): Bununla beraber sika ve sebt bir ravi olan Yezid b. Zurey ona muhalefet ederek: Ma’mer – Muhammed b. el-Munkedir – Ebu Hureyre radiyallahu anh yoluyla rivayet etmiştir. Şüphesiz doğrusu budur. Bu hadis Aişe hadisi değil, Ebu Hureyre hadisidir. Durum böyle olduğuna göre isnadı kopuktur. Çünkü Bezzar ve başkalarının belirttikleri gibi, Muhammed b. el-Munkedir Ebu Hureyre radiyallahu anh’den işitmemiştir. Yine Muhammed b. el-Munkedir Aişe radiyallahu anha’dan da işitmiş olamaz. Çünkü Aişe radiyallahu anha Ebu Hureyre radiyallahu anh’den önce vefat etmiştir. Bu yüzden Hafız İbn Hacer et-Tehzib’de: “Bu hadis her halukarda munkatı (isnadı kopuk)tur.”

Diğer bir tarikte Aişe radiyallahu anha’dan bu lafız mevkuf gelmiştir, isnadında Ebu Hanife zayıftır. Beyhakî (4/252)

Bu açıklamanın ardından el-Elbani es-Sahiha (1/443) hadisin manası hakkında şöyle nakletmiştir:

“İbnu’l-Kayyım rahimehullah Tehzibu’s-Sunen’de (3/214) dedi ki:

وقيل فيه الرد على من يقول إن من عرف طلوع القمر بتقدير حساب المنازل جاز له أن يصوم ويفطر دون من لم يعلم، وقيل إن الشاهد الواحد إذا رأى الهلال ولم يحكم القاضي بشهادته أنه لا يكون هذا له صوما كما لم يكن للناس

“Denildi ki: “Bu hadiste: “Ayın doğuşu menzillerin hesabıyla takdir ederek bilenlerin bunu bilmeyenlerden bağımsız olarak oruç tutması ve bayram etmesi caizdir” diyenlere reddiye vardır.” Yine denildi ki: “Hilali gören tek şahidin şahitliğini kadı kabul etmezse bu kimse insanlarla birlikte hareket etmeden oruç tutmaz.”  

Şayet hadis, bahsi geçen lafızla sabit olsaydı bile Körpek’in hevasına yine uygun düşmezdi. Çünkü “en-Nas” marifedir ve bununla sahabenin ve şer’î vakitleri belirlemede onların menhecine tabi olan insanların kastedildiği anlaşılırdı. Lakin Körpek, el-Elbani ve İbn Useymin’in asılsız bir lafız üzerine bina ettikleri hükmü de kendi hevasına uydurarak, şeriat ahkâmını iptal etmiş olan çoğunluğa uymak için delil getirmeye kalkmıştır! Şüphesiz el-Elbani ve İbn Useymin’in fetvalarında kastettikleri şey, hilalin şer’î olarak gözetlemesini yapan bir toplumda ferdî olarak hilali gördüğüne şahitlik edip de yetkili ilim ehli ya da kadılar tarafından bu şahitliği kabul edilmeyen kimsenin ferdî hareket etmemesi gerektiği hakkındadır. İlim ehlinin bu meselede farklı görüşleri vardır. Fakat hiçbir ilim ehli, bâtıl metodlar üzere hareket eden kalabalığa uyma fetvası vermemiştir! Lakin Körpek’in hevası, cemaatle namazları bile yasaklayan, namaza maske ve mesafe darbesini indiren şeytan avanesine tabi olmayı istemektedir! Bu yüzden hadisin doğru lafzını bilmesine rağmen, hevasına göre çarpıtabileceği şekilde zikredilmiş uyduruk bir lafzı alet etmeyi tercih ediyor!


Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)