Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

3 Haziran 2017 Cumartesi

Tahavi ve Elbani’nin İddia’larına Cevap

Ebu Hanife’nin mutaassıplarından Tahavi, Şerhu Muşkili’l-Asar’da (no:3185) şöyle zikrediyor:
حَدَّثَنَا فَهْدُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ: حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ الْوَاسِطِيُّ قَالَ: حَدَّثَنَا بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ: أُمِرَ بِعَبْدٍ مِنْ عِبَادِ اللهِ أَنْ يُضْرَبَ فِي قَبْرِهِ مِائَةَ جَلْدَةٍ، فَلَمْ يَزَلْ يَسْأَلُ وَيَدْعُو حَتَّى صَارَتْ جَلْدَةً وَاحِدَةً، فَجُلِدَ جَلْدَةً وَاحِدَةً، فَامْتَلَأَ قَبْرُهُ عَلَيْهِ نَارًا، فَلَمَّا ارْتَفَعَ عَنْهُ قَالَ: عَلَامَ جَلَدْتُمُونِي ؟، قَالُوا: إِنَّكَ صَلَّيْتَ صَلَاةً بِغَيْرِ طُهُورٍ , وَمَرَرْتَ عَلَى مَظْلُومٍ فَلَمْ تَنْصُرْهُ  
Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah’ın kullarından bir kula kabrinde yüz sopa vurulması emredildi. Adam sormaya ve son bir sopa kalıncaya kadar dua etmeye devam etti. Son sopa da vurulunca kabri ateşle doldu. Bu hal kendisinden kaldırılınca:
“Neden bana vurdunuz?” dedi. Dediler ki:
“Sen abdestsiz olarak bir namaz kıldın ve uğradığın bir mazluma yardım etmedin.”
Bu hadisin ardından Tahavi dedi ki: “Bu, namazı vaktinden çıkıncaya kadar kılmadan terk eden kimseye Allah Azze ve Celle’nin duasına icabet ettiğini ve kişinin bu sebeple kafir olmadığını göstermektedir. Şayet kafir olsaydı, Allah Azze ve Celle’nin: “Kafirlerin duası ancak sapmadır” (Rad 14) kavline dâhil olurdu.”
El-Elbani rahimehullah da bu hadisi es-Sahiha’da (2774) zikreder ve hasen olduğuna hükmeder! Sonra da Tahavi’nin açıklamasını naklederek ikrar eder. Bu hadisi namazı inkâr etmeden terk eden kimsenin kâfir olmayacağına delil getirmektedirler.
Lakin rivayetin isnadında fahiş bir hata vardır ve aslında metin uydurma bir metindir. Şerhu Muşkili’l-Asar kitabının bazı nüshalarında (b. Suleyman) ibaresini Cafer b. Suleyman ed-Dabai zanneden bazı yayıncılar bu ismi Cafer diye tespit edip basmışlardır. 
 Halbuki Amr b. Avn el-Vasıti’nin Cafer b. Suleyman’dan rivayeti yoktur. Yine Cafer b. Suleyman’ın da Asım’dan rivayeti yoktur. Amr b. Avn’ın kendisinden rivayet ettiği kişi Hafs b. Suleyman el-Kari’dir ve Hafs b. Suleyman’ın Asım’dan rivayeti vardır.
Nitekim Hafız Abdulhak el-İşbilî, Ahkamu’l-Kubra’da (3/208) bu hadisi Tahavi’nin isnadıyla; Fehd b. Suleyman - Amr b. Avn – (Hafs) b. Suleyman – Asım şeklinde bir isnadla zikretmiştir. Parantez arası Hafs ismini tayin eden Hafız Abdulhak rahimehullah’tır.
İbn Sem’un da Emali’sinde (212) hadisin isnadında; “Hafs b. Suleyman” şeklinde zikretmiştir.
Hafs b. Suleyman el-Karî’ye gelince, o metruk bir ravidir.
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan zayıf isnadla benzerini: Taberani (12/443) Mecmau’z-Zevaid (7/268) Elbani Daifu’l-Cami (257) İsnadında Yahya b. Abdillah el-Babiliti ve Eyyub b. Nuheyk zayıftır.
Hafs b. Suleyman’ın bu metni merfu olarak rivayet etmede hata ettiğini gösteren şeylerden birisi, Abdulmelik b. Habib’in Vasfu’l-Firdevs’teki (no:289)şu lafzıdır:
حدثني أسد بن موسى، عن يونس بن أبي إسحق، عن أبيه أن رجلاً من أهل القرآن أوتي إلى قبره، فقيل له: إنا ضاربوك مائة ضربة من عذاب الله، فلم يزل يناشدهم، وينقصونه ضربة ضربة حتى بقيت ضربة، فقيل له: ليس بد منها، فقال لهم: ففيم تضربوني؟ فقالوا: لا نخبرك حتى نضربك، فضربوه فاضطرم قبره عليه ناراً، ثم أعيد فيه الروح، فقال لهم: فيم ضربتموني؟ فقيل له: استنصر بك مظلوم فلم تنصره، وصليت يوماً بغير وضوء
“Bana Esed b. Musa, Yunus b. Ebi İshak’tan, o da babasından şunu rivayet etti:
“Kur’an ehlinden bir adam kabrine konulunca ona:
“Biz sana Allah’ın azabı olarak yüz sopa vuracağız.” O da onlara yalvarmaya devam etti. Ta ki son bir darbe kalmıştı, ona denildi ki:
“Bunun da sana vurulması kaçınılmazdır.” Adam:
“Peki beni neden dövüyorsunuz?” dedi. Dediler ki:
“Bunu da vurmadıkça söylemeyeceğiz.” Sonra son darbeyi de vurdular, kabri ateşle doldu. Sonra kendisine rahatlık tekrar geldi. Adam onlara dedi ki:
“Beni neden dövdünüz?” onlar da dediler ki:
“Bir mazlum senden yardım istedi, yardım etmedin. Bir gün de abdestsiz olarak namaz kılmıştın.”
İbn Ebi Şeybe (7/152), Abdurrazzak (3/588) Hennad b. es-Serî ve İbn Ebi’d-Dunya, Amr b. Şurahbil'den rivayet ediyorlar:
مَاتَ رجل يرَوْنَ أَن عِنْده ورعا فَأتي فِي قَبره فَقيل إِنَّا جالدوك مائَة جلدَة من عَذَاب الله فَقَالَ فيمَ تجلدوني فقد كنت أتوقى وأتورع فَقيل خَمْسُونَ فَلم يزَالُوا يناقصون حَتَّى صَار إِلَى جلدَة فجلد فالتهب الْقَبْر عَلَيْهِ نَارا وَهلك الرجل ثمَّ أُعِيد فَقَالَ فيمَ جلدتموني قَالُوا صليت يَوْمًا وَأَنت على غير وضوء ومررت بمظلوم يستغيث فَلم تغثه
“Verâ sahibi birisi olarak görünen bir adam öldü. Kabrine gelip:
 “Sana Allah’tan bir azap olarak yüz so­pa vuracağız” denildi. Adam:
“Neden bana vuracaksınız, ben kötülüklerden sakınır, Allah'tan korkardım” dedi. Ona:
“Elli sopa vuralım” denildi. Böylece bir sopaya ininceye kadar aralarında konuşma devam etti. O sopa vurulunca kabri ateşle tutuştu. Adam he­lak olup tekrar diriltilince:
“Neden bana vurdunuz?” dedi. Onlar:
“Bir gün âbdestsiz olarak namaz kıldın ve yardım isteyen mazlumun yanından geçerken, yardım etmedin” dediler.”
Görüldüğü gibi metin, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem üzerine uydurulmuştur. Üstelik sahih ve sarih naslara muhalefet içermektedir. Fakat Tahavi ve el-Elbani, bu uydurmayı, namazın terkinin küfür olmadığı iddiasına delil getirmek için isnadını incelememişlerdir!
 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)