Mescidlere
Ayakkabılarla Girilmesi ve Ayakkabılarla Namaz Kılınması
Ayakkabılarla namaz kılmanın meşru ve sünnet olduğuna dair birçok
hadisler vardır. Zira mest ve ayakkabılar temizdir. İmam Suyuti’nin
zikrettiğine göre mescidlere ilk olarak halılar serdiren Zalim Haccac’dır.
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
إِذَا وَطِئَ أَحَدُكُمُ الْأَذَى
بِخُفِّهِ أَوْ نَعْلِهِ فَطَهُورُهُمَا التُّرَابُ
“Biriniz mestleriyle veya ayakkabılarıyla pisliğe bastığında toprak
onları temizler.”[1]
Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem ashabına namaz kıldırırken bir ara ayakkabılarını çıkarıp sol yanına
koydu. Cemaat bunu görünce onlar da ayakkabılarını çıkarıp koydular. Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem namazı bitirince buyurdu ki:
مَا حَمَلَكُمْ عَلَى إِلْقَاءِ
نِعَالِكُمْ قَالُوا: رَأَيْنَاكَ أَلْقَيْتَ نَعْلَيْكَ فَأَلْقَيْنَا
نِعَالَنَا، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ
جِبْرِيلَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَتَانِي فَأَخْبَرَنِي أَنَّ فِيهِمَا
قَذَرًا أَوْ قَالَ: أَذًى وَقَالَ: إِذَا جَاءَ أَحَدُكُمْ إِلَى الْمَسْجِدِ
فَلْيَنْظُرْ: فَإِنْ رَأَى فِي نَعْلَيْهِ قَذَرًا أَوْ أَذًى فَلْيَمْسَحْهُ
وَلْيُصَلِّ فِيهِمَا
“Ayakkabılarınızı çıkarmaya iten sebep nedir?” dediler ki:
“Senin ayakkabılarını çıkardığını gördük, biz de çıkardık.” Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Muhakkak Cibril aleyhi's-selâm bana geldi ve onlarda pislik olduğunu
bana haber verdi. Biriniz mescide geldiği zaman baksın, eğer ayakkabılarında
pislik görürse onu silsin, sonra ayakkabılarının içinde namaz kılsın.”[2]
Ayakkabılarla Namazı Terk Etmenin Zararları
1- Ayakkabılarla namazı terk etmenin en büyük zararlarından birisi
müslümanların çoğunun bu sünnetten cahil kalmalarına sebebiyet vermiş
olmasıdır. Öyle ki, ayakkabılarla namaz kılanın büyük bir suç işlediğini
zannediyorlar! Büyük suçların sahiplerine yapmadıkları şeyleri ayakkabıyla
namaz kılana yapıyorlar!
Şeyh Mukbil rahimehullah şöyle anlatmıştır: “Ben Yemen’de bir mescid görevlisinin
şöyle dediğini işittim:
“Suud’da bulunan bir adam ülkeye dönünce mescide girmek istedi. Ben de
ona dedim ki:
“Vallahi ayakkabılarınla mescide girmek istiyorsan ayağını kırarım.” Bu
mescid görevlisi ilim ehli olduğunu iddia ediyordu, hâlbuki kendi mezhebi
hakkında cahildi. Nitekim Şevkani rahimehullah ayakkabılarla namazın meşru
oluşu hakkında şöyle demiştir:
“Hâdeviyye mezhebi ayakkabılarla namazın müstehap olduğu görüşündedir. Onların
avamı bunu inkâr etse de böyledir. İmam Mehdî, el-Bahr’da şöyle demiştir:
“Mesele: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisinden dolayı
temiz ayakkabı ile namaz kılmak müstehaptır:
“Ayakkabılarınızla namaz kılın.”[3]
Mekke’de ayakkabılarıyla namaz kılan bir adam karşı çıkmak için toplanan
bir kalabalık gördüm. Onlardan birisi:
“Ayakkabılarıyla namaz kılan bu adam bir şeytandır” diyordu. Maalesef
bunu diyen adam Kâbe’deki muhafızlardan biriydi. Şüphe yok ki, bunun bir sünnet
olduğunu bilseydi müslüman kardeşine: “şeytan” demeye cüret edemezdi.
Beyşe’de hayır ve salah ehline benzeyen birinin ayakkabılarıyla namaz
kılan birine karşı çıktığını gördüm. Ona:
“Bu sünnettir” denilince dedi ki:
“Böyle bir sünnetten Allah’a sığınırım.”
Bütün bunlardan daha kötüsü, Allah için kardeşlerimizden bazısının bu
sünnet ile Medine’de amel etmek istemesi üzerine insanların onlara şiddetle
karşı çıkmalarıdır! Bütün bunların sebebi, ilim ehlinin bu sünnet ile amel
etmemeleridir. Şayet ilim ehli, delil getirdiğimiz bütün bu hadislerle amel
etseydiler, bu sünnet insanlar arasında yaygınlaşırdı. Yine bunun sebebi,
insanların sünnet kitaplarından yüz çevirmeleridir. Şayet sünnet kitaplarına
müracaat etselerdi ayakkabılarla namazın meşru olduğu konusunda ve bunun
emredilmiş bir sünnet olduğunda şüphe etmezlerdi.”[4]
2- Namaz kılanların çoğu mescidlerin girişinde ayakkabılarına bakmayı
terk ediyorlar. Çünkü onlarla namaz kılmayı istemiyorlar. Bazen bazılarının
ayakkabısında pislik bulunuyor ve onları koyduğu zaman bu pislik mescide
düşüyor. Bütün bunların sebebi sünnetin terk edilmesidir. Mescid kapısında
ayakkabıları kontrol edip, pislik varsa toprağa sürmek sünnettir.
3- Namaz kılan kişi
ayakkabılarının çalınmasından korkmakta ve bu düşünce sebebiyle namazı huşû ile
kılamamaktadır. Huşu ise namazın özüdür. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Namazlarında huşu üzere olan mü’minler kurtulmuştur.” (Mu’minun
1-2) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, namazda huşuya mani olan sebeplere
karşı uyarmıştır:
Muslim, Aişe radiyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لا
صلاة بحضرة طعام، ولا هو يدافعه الأخبثان
“Yemek hazırken ve iki habisten biri (büyük veya küçük abdest) sıkıştırmışken
namaz yoktur.”
Buhârî ve Muslim, Enes radiyallahu anh’den rivayet ediyorlar: Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إذا
قدّم العشاء فابدءوا به قبل أن تصلّوا المغرب
“Akşam yemeği konulduğu zaman, akşam namazını kılmadan önce yemekle
başlayın.”
Şüphelere Cevaplar
1. Şüphe: Mescidler
süslenmiş ve sergiler serilmiştir. Mescidler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in zamanındaki gibi değildir.
Cevap: Muhakkak ki
hayır, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında olan şeylerdedir. Şayet
mescidler Nebî sallallahu aleyhi ve sellem zamanındaki şekil üzere kalsa idi
elbette daha hayırlı olurdu. Mescidlerin süslenmesine gelince, bundan
yasaklanmıştır:
Enes radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
لَا تَقُومُ السَّاعَة حَتَّى يتباهى
النَّاس فِي الْمَسَاجِد
“İnsanlar mescidler hususunda birbirlerine övünmedikçe kıyamet kopmaz.”[5]
İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
مَا أُمِرْتُ بِتَشْيِيدِ الْمَسَاجِدِ،
قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ: لَتُزَخْرِفُنَّهَا كَمَا زَخْرَفَتِ الْيَهُودُ
وَالنَّصَارَى
“Mescidleri yükseltmekle emrolunmadım.” İbn Abbas radiyallahu anhuma
dedi ki: “Muhakkak ki mescidleri, Yahudi ve Hristiyanların süsledikleri gibi
süsleyeceksiniz.”[6]
Es-San’ânî rahimehullah şöyle demiştir: “el-Mehdî, el-Bahr’da dedi ki: “Haremeyn’in
süslenmesi âlimlerin görüş ve rızalarıyla olmamıştır. Bunu ancak zorba devletler,
fazilet sahiplerinden bir izin almadan yapmışlardır. Müslümanların buna ses
çıkarmamaları razı olduklarından değildir.” Bu güzel bir açıklamadır.”[7]
Mescide serilen seccade ve halıların namaz kılanı meşgul ettiğinde ve
namazdan alıkoyduğunda şüphe yoktur. Buhârî ve Muslim, Sahih’lerinde, Aişe radiyallahu
anha’dan şöyle rivayet etmişlerdir: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, üzerinde
işaretler olan bir elbise ile namaz kıldı. Onun işaretlerine baktı. Namazı bitirince
buyurdu ki:
اذهبوا
بخميصتي هذه إلى أبي جهم وأتوني بأنبجانيّة أبي جهم فإنّها ألهتني آنفًا عن صلاتي
“Şu elbisemi Ebu Cehm’e götürün de Ebu Cehm’in Enbicaniyye’sini bana
getirin. Zira az önce beni namazımdan meşgul etti.” Diğer rivayette şöyle
buyurdu:
كنت
أنظر إلى أعلامها وأنا في الصّلاة، فأخاف أن تفتنني
“Namazda iken onun işaretlerine bakıyordum, beni fitneye düşürmesinden
korktum.” Bu, Buhârî’in lafzıdır.
Buhârî, Enes radiyallahu anh’den rivayet ediyor: “Aişe radiyallahu anha’nın
evi tarafında kendisinin örttüğü şekilli bir perde vardı. Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki:
أميطي
عنّي قرامك هذا فإنّه لا تزال تصاويره تعرض لي في صلاتي
“Şu şekillerini benden kaybet. Zira onun şekilleri namazda iken bana
görünüp meşgul etmeye devam etti.”
Buhârî, Ukbe b. Amir radiyallahu anh’den rivayet ediyor: “Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’e ipek bir elbise hediye edildi. Onu giydi ve
içinde namaz kıldı. Sonra şiddetlice çekip, hoşlanmamış gibi fırlattı ve
buyurdu ki:
لا
ينبغي هذا للمتّقين
“Bu, takvalı kimselere yakışmaz.”
Es-San’ânî, Subulu’s-Selam’da dedi ki: “Hadiste, kişinin kalbini namazda
meşgul eden nakış ve benzerlerinin çirkinliğine delil vardır. Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem namazdan alıkoyan şeylerin giderilmesinde acele davranmıştır.”
Et-Tayyibî dedi ki: “Bu hadislerde, zahirdeki eşya ve şekillerin,
başkaları bir yana, temiz kalplere ve arınmış nefislere dahi etki ettiğine delil
vardır. Nakışlı sergiler üzerinde ve süslü mescidlerde namaz kılmanın ve
mescidlere nakış yapmanın mekruh oluşuna da delil vardır.”
2. Şüphe: Bazıları, Allah
Teâlâ’nın Musa aleyhi's-selâm’a şu emrini delil getiriyorlar: “Ayakkabılarını
çıkar. Zira sen mukaddes vadi olan Tuva’dasın.” (Taha 12)
Cevap: Bu istidlal
çok uzaktır. Allah, Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh’e rahmet etsin, zira o,
Ebu Musa radiyallahu anh kendilerine imamlık etmek için öne geçtiğinde
ayakkabılarını çıkarınca ona şöyle demiştir:
لم
خلعت نعليك؟ أبالوادي المقدس أنت؟.
“Niye ayakkabılarını çıkarıyorsun? Sen mukaddes vadide misin?”[8]
İbn Hazm rahimehullah, el-İhkam’da dedi ki: “Musa aleyhi's-selâm’ın
şeriatındaki hükümlerden biri, Allah Teâlâ’nın kendisine buyurduğu gibi: “Ayakkabılarını
çıkar, zira sen mukaddes vadi Tuva’dasın” emri idi. Ama bizler mukaddes vadide
ayakkabılarımızı çıkarmayız.”
İbn Hazm rahimehullah, bizlerin, bizden öncekilerin şeriatleriyle kulluk
edemeyeceğimizi kast etmektedir. Bu konu zikredilmeye değer bir şüphe değildir
lakin bazı cahiller buna dayanabilir. Bu konuda fayda verecek şey ancak sünneti
bilen âlimlerin bununla amel etmeleridir. Cahiller ilim ehlinin bu sünnetle
amel ettiklerini görürlerse onlar da bununla amel ederler.
[1] Muslim’in
şartına göre hasen. İbn Huzeyme (292) İbn Hibbân (4/250) Hâkim (1/11) Ebû
Dâvûd (386) Bezzar (15/131) İbn Hazm el-Muhalla (1/93) Beyhakî (2/430)
[2] Muslim’in
şartına göre sahih. Ebû Dâvûd (650) Tayalisi (2154) İbn Huzeyme (1/384) İbn
Hibbân (2185) Ahmed (3/20) Hâkim (1/260) Abdurrazzak (1/388) İbn Ebî Şeybe (2/416)
Dârimî (1/32) İbn Hazm el-Muhalla (1/93) Beyhakî (2/431)
[3] Neylu’l-Evtar
(2/135)
[4] Şeyh
Mukbil, ayakkabılarla namazın meşru oluşuna dair risalesinde bunları
anlatmaktadır.
[5] Sahih.
Ebû Dâvûd (449) İbn Mâce (739) Dârimî (1/327) Ahmed (3/134, 145, 152, 230, 283)
İbn Huzeyme (1323) İbn Hibbân (4/493)
[6] Sahih.
Ebû Dâvûd (448) İbn Hibbân (4/493)
[7] Subulu’s-Selam
(1/158)
[8] Sahih.
Abdurrazzak (1/386) İbn Ebî Şeybe (2/418)