Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

28 Haziran 2017 Çarşamba

Yitik Bir Sünnetin İhyâsı: Ayakkabılarla Namaz Kılmak

Mescidlere Ayakkabılarla Girilmesi ve Ayakkabılarla Namaz Kılınması
Ayakkabılarla namaz kılmanın meşru ve sünnet olduğuna dair birçok hadisler vardır. Zira mest ve ayakkabılar temizdir. İmam Suyuti’nin zikrettiğine göre mescidlere ilk olarak halılar serdiren Zalim Haccac’dır.
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِذَا وَطِئَ أَحَدُكُمُ الْأَذَى بِخُفِّهِ أَوْ نَعْلِهِ فَطَهُورُهُمَا التُّرَابُ
Biriniz mestleriyle veya ayakkabılarıyla pisliğe bastığında toprak onları temizler.”[1]
Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabına namaz kıldırırken bir ara ayakkabılarını çıkarıp sol yanına koydu. Cemaat bunu görünce onlar da ayakkabılarını çıkarıp koydular. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı bitirince buyurdu ki:
مَا حَمَلَكُمْ عَلَى إِلْقَاءِ نِعَالِكُمْ قَالُوا: رَأَيْنَاكَ أَلْقَيْتَ نَعْلَيْكَ فَأَلْقَيْنَا نِعَالَنَا، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ جِبْرِيلَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَتَانِي فَأَخْبَرَنِي أَنَّ فِيهِمَا قَذَرًا أَوْ قَالَ: أَذًى وَقَالَ: إِذَا جَاءَ أَحَدُكُمْ إِلَى الْمَسْجِدِ فَلْيَنْظُرْ: فَإِنْ رَأَى فِي نَعْلَيْهِ قَذَرًا أَوْ أَذًى فَلْيَمْسَحْهُ وَلْيُصَلِّ فِيهِمَا
Ayakkabılarınızı çıkarmaya iten sebep nedir?” dediler ki:
“Senin ayakkabılarını çıkardığını gördük, biz de çıkardık.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
Muhakkak Cibril aleyhi's-selâm bana geldi ve onlarda pislik olduğunu bana haber verdi. Biriniz mescide geldiği zaman baksın, eğer ayakkabılarında pislik görürse onu silsin, sonra ayakkabılarının içinde namaz kılsın.”[2]

Ayakkabılarla Namazı Terk Etmenin Zararları

1- Ayakkabılarla namazı terk etmenin en büyük zararlarından birisi müslümanların çoğunun bu sünnetten cahil kalmalarına sebebiyet vermiş olmasıdır. Öyle ki, ayakkabılarla namaz kılanın büyük bir suç işlediğini zannediyorlar! Büyük suçların sahiplerine yapmadıkları şeyleri ayakkabıyla namaz kılana yapıyorlar!
Şeyh Mukbil rahimehullah şöyle anlatmıştır: “Ben Yemen’de bir mescid görevlisinin şöyle dediğini işittim:
“Suud’da bulunan bir adam ülkeye dönünce mescide girmek istedi. Ben de ona dedim ki:
“Vallahi ayakkabılarınla mescide girmek istiyorsan ayağını kırarım.” Bu mescid görevlisi ilim ehli olduğunu iddia ediyordu, hâlbuki kendi mezhebi hakkında cahildi. Nitekim Şevkani rahimehullah ayakkabılarla namazın meşru oluşu hakkında şöyle demiştir:
“Hâdeviyye mezhebi ayakkabılarla namazın müstehap olduğu görüşündedir. Onların avamı bunu inkâr etse de böyledir. İmam Mehdî, el-Bahr’da şöyle demiştir:
“Mesele: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisinden dolayı temiz ayakkabı ile namaz kılmak müstehaptır:
Ayakkabılarınızla namaz kılın.”[3]
Mekke’de ayakkabılarıyla namaz kılan bir adam karşı çıkmak için toplanan bir kalabalık gördüm. Onlardan birisi:
“Ayakkabılarıyla namaz kılan bu adam bir şeytandır” diyordu. Maalesef bunu diyen adam Kâbe’deki muhafızlardan biriydi. Şüphe yok ki, bunun bir sünnet olduğunu bilseydi müslüman kardeşine: “şeytan” demeye cüret edemezdi.
Beyşe’de hayır ve salah ehline benzeyen birinin ayakkabılarıyla namaz kılan birine karşı çıktığını gördüm. Ona:
“Bu sünnettir” denilince dedi ki:
“Böyle bir sünnetten Allah’a sığınırım.”
Bütün bunlardan daha kötüsü, Allah için kardeşlerimizden bazısının bu sünnet ile Medine’de amel etmek istemesi üzerine insanların onlara şiddetle karşı çıkmalarıdır! Bütün bunların sebebi, ilim ehlinin bu sünnet ile amel etmemeleridir. Şayet ilim ehli, delil getirdiğimiz bütün bu hadislerle amel etseydiler, bu sünnet insanlar arasında yaygınlaşırdı. Yine bunun sebebi, insanların sünnet kitaplarından yüz çevirmeleridir. Şayet sünnet kitaplarına müracaat etselerdi ayakkabılarla namazın meşru olduğu konusunda ve bunun emredilmiş bir sünnet olduğunda şüphe etmezlerdi.”[4]
2- Namaz kılanların çoğu mescidlerin girişinde ayakkabılarına bakmayı terk ediyorlar. Çünkü onlarla namaz kılmayı istemiyorlar. Bazen bazılarının ayakkabısında pislik bulunuyor ve onları koyduğu zaman bu pislik mescide düşüyor. Bütün bunların sebebi sünnetin terk edilmesidir. Mescid kapısında ayakkabıları kontrol edip, pislik varsa toprağa sürmek sünnettir.
3-  Namaz kılan kişi ayakkabılarının çalınmasından korkmakta ve bu düşünce sebebiyle namazı huşû ile kılamamaktadır. Huşu ise namazın özüdür. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
Namazlarında huşu üzere olan mü’minler kurtulmuştur.” (Mu’minun 1-2) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, namazda huşuya mani olan sebeplere karşı uyarmıştır:
Muslim, Aişe radiyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لا صلاة بحضرة طعام، ولا هو يدافعه الأخبثان
Yemek hazırken ve iki habisten biri (büyük veya küçük abdest) sıkıştırmışken namaz yoktur.”
Buhârî ve Muslim, Enes radiyallahu anh’den rivayet ediyorlar: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إذا قدّم العشاء فابدءوا به قبل أن تصلّوا المغرب
Akşam yemeği konulduğu zaman, akşam namazını kılmadan önce yemekle başlayın.”

Şüphelere Cevaplar

1. Şüphe: Mescidler süslenmiş ve sergiler serilmiştir. Mescidler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanındaki gibi değildir.
Cevap: Muhakkak ki hayır, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında olan şeylerdedir. Şayet mescidler Nebî sallallahu aleyhi ve sellem zamanındaki şekil üzere kalsa idi elbette daha hayırlı olurdu. Mescidlerin süslenmesine gelince, bundan yasaklanmıştır:
Enes radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لَا تَقُومُ السَّاعَة حَتَّى يتباهى النَّاس فِي الْمَسَاجِد
İnsanlar mescidler hususunda birbirlerine övünmedikçe kıyamet kopmaz.”[5]
İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
مَا أُمِرْتُ بِتَشْيِيدِ الْمَسَاجِدِ، قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ: لَتُزَخْرِفُنَّهَا كَمَا زَخْرَفَتِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى
Mescidleri yükseltmekle emrolunmadım.” İbn Abbas radiyallahu anhuma dedi ki: “Muhakkak ki mescidleri, Yahudi ve Hristiyanların süsledikleri gibi süsleyeceksiniz.”[6]
Es-San’ânî rahimehullah şöyle demiştir: “el-Mehdî, el-Bahr’da dedi ki: “Haremeyn’in süslenmesi âlimlerin görüş ve rızalarıyla olmamıştır. Bunu ancak zorba devletler, fazilet sahiplerinden bir izin almadan yapmışlardır. Müslümanların buna ses çıkarmamaları razı olduklarından değildir.” Bu güzel bir açıklamadır.”[7]
Mescide serilen seccade ve halıların namaz kılanı meşgul ettiğinde ve namazdan alıkoyduğunda şüphe yoktur. Buhârî ve Muslim, Sahih’lerinde, Aişe radiyallahu anha’dan şöyle rivayet etmişlerdir: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, üzerinde işaretler olan bir elbise ile namaz kıldı. Onun işaretlerine baktı. Namazı bitirince buyurdu ki:
اذهبوا بخميصتي هذه إلى أبي جهم وأتوني بأنبجانيّة أبي جهم فإنّها ألهتني آنفًا عن صلاتي
Şu elbisemi Ebu Cehm’e götürün de Ebu Cehm’in Enbicaniyye’sini bana getirin. Zira az önce beni namazımdan meşgul etti.” Diğer rivayette şöyle buyurdu:
كنت أنظر إلى أعلامها وأنا في الصّلاة، فأخاف أن تفتنني
Namazda iken onun işaretlerine bakıyordum, beni fitneye düşürmesinden korktum.” Bu, Buhârî’in lafzıdır.
Buhârî, Enes radiyallahu anh’den rivayet ediyor: “Aişe radiyallahu anha’nın evi tarafında kendisinin örttüğü şekilli bir perde vardı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
أميطي عنّي قرامك هذا فإنّه لا تزال تصاويره تعرض لي في صلاتي
Şu şekillerini benden kaybet. Zira onun şekilleri namazda iken bana görünüp meşgul etmeye devam etti.
Buhârî, Ukbe b. Amir radiyallahu anh’den rivayet ediyor: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e ipek bir elbise hediye edildi. Onu giydi ve içinde namaz kıldı. Sonra şiddetlice çekip, hoşlanmamış gibi fırlattı ve buyurdu ki:
لا ينبغي هذا للمتّقين
Bu, takvalı kimselere yakışmaz.”
Es-San’ânî, Subulu’s-Selam’da dedi ki: “Hadiste, kişinin kalbini namazda meşgul eden nakış ve benzerlerinin çirkinliğine delil vardır. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem namazdan alıkoyan şeylerin giderilmesinde acele davranmıştır.”
Et-Tayyibî dedi ki: “Bu hadislerde, zahirdeki eşya ve şekillerin, başkaları bir yana, temiz kalplere ve arınmış nefislere dahi etki ettiğine delil vardır. Nakışlı sergiler üzerinde ve süslü mescidlerde namaz kılmanın ve mescidlere nakış yapmanın mekruh oluşuna da delil vardır.”
2. Şüphe: Bazıları, Allah Teâlâ’nın Musa aleyhi's-selâm’a şu emrini delil getiriyorlar: “Ayakkabılarını çıkar. Zira sen mukaddes vadi olan Tuva’dasın.” (Taha 12)
Cevap: Bu istidlal çok uzaktır. Allah, Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh’e rahmet etsin, zira o, Ebu Musa radiyallahu anh kendilerine imamlık etmek için öne geçtiğinde ayakkabılarını çıkarınca ona şöyle demiştir:
لم خلعت نعليك؟ أبالوادي المقدس أنت؟.
“Niye ayakkabılarını çıkarıyorsun? Sen mukaddes vadide misin?”[8]
İbn Hazm rahimehullah, el-İhkam’da dedi ki: “Musa aleyhi's-selâm’ın şeriatındaki hükümlerden biri, Allah Teâlâ’nın kendisine buyurduğu gibi: “Ayakkabılarını çıkar, zira sen mukaddes vadi Tuva’dasın” emri idi. Ama bizler mukaddes vadide ayakkabılarımızı çıkarmayız.”
İbn Hazm rahimehullah, bizlerin, bizden öncekilerin şeriatleriyle kulluk edemeyeceğimizi kast etmektedir. Bu konu zikredilmeye değer bir şüphe değildir lakin bazı cahiller buna dayanabilir. Bu konuda fayda verecek şey ancak sünneti bilen âlimlerin bununla amel etmeleridir. Cahiller ilim ehlinin bu sünnetle amel ettiklerini görürlerse onlar da bununla amel ederler.

[1] Muslim’in şartına göre hasen. İbn Huzeyme (292) İbn Hibbân (4/250) Hâkim (1/11) Ebû Dâvûd (386) Bezzar (15/131) İbn Hazm el-Muhalla (1/93) Beyhakî (2/430)
[2] Muslim’in şartına göre sahih. Ebû Dâvûd (650) Tayalisi (2154) İbn Huzeyme (1/384) İbn Hibbân (2185) Ahmed (3/20) Hâkim (1/260) Abdurrazzak (1/388) İbn Ebî Şeybe (2/416) Dârimî (1/32) İbn Hazm el-Muhalla (1/93) Beyhakî (2/431)
[3] Neylu’l-Evtar (2/135)
[4] Şeyh Mukbil, ayakkabılarla namazın meşru oluşuna dair risalesinde bunları anlatmaktadır.
[5] Sahih. Ebû Dâvûd (449) İbn Mâce (739) Dârimî (1/327) Ahmed (3/134, 145, 152, 230, 283) İbn Huzeyme (1323) İbn Hibbân (4/493)
[6] Sahih. Ebû Dâvûd (448) İbn Hibbân (4/493)
[7] Subulu’s-Selam (1/158)
[8] Sahih. Abdurrazzak (1/386) İbn Ebî Şeybe (2/418)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)