Soru: “Büyük âlimlerin
belirli bir meseledeki fetvalarının sıhhatine kanaat etmediği için muhalefet
eden fakat onların kıymetini düşürmeyen kimsenin hükmü nedir? Özellikle bu
kimsenin görüşünü destekleyen kitap ve sünnet delilleri varsa ve hatta selef âlimlerinden
de bu görüşü buluyorsa, âlimlere muhalefet etmesi sebebiyle günahkâr olur mu?”
Şeyh Nasır el-Umer’in
cevabı: “Allah’a hamd, Rasulüne salat ve selam olsun. Bundan sonra:
Eğer âlimlere
muhalefet eden kişi temkin sahibi ilim talebelerinden olup, istinbat, delil
bilgisi, tercih şartları gibi konulara hâkimse bunda sakınca yoktur. Âlimler
yaşa bakmadan, yalnızca ilim ve bu konuda temkine dayanarak birbirlerine
reddiye vermeye devam edegelmişlerdir. Âlimlere muhalefet eden bu kimsenin
görüşünü eğer seleften biri söylemişse bu kişi o âlimlere muhalefet etmiş olmaz.
Şayet mesele aynı mesele ise, sonrakilerin muhalefeti yeni çıkmıştır. Aksi halde
bu ihtilafın, iki farklı mesele hakkında olduğu düşünülür.
İlim talebelerine düşen
şey, büyük âlimlere muhalefet etmekte acele etmemeleridir. Zira onlar şer’î
delilleri daha iyi bilirler ve bu delillerden istinbat edilen hükümleri daha
iyi tanırlar. Umumi ve hususî delillere dirayetleri tamdır. Onlar,
başkalarından daha iyi bilirler. Özellikle de muteber sayıda iseler, ilim,
fıkıh ve dindarlık konusunda haklarında şahitlik edilmişse, âlimlere
muhalefetten sakınmak gerekir. Çünkü bu yeni ilim talebelerinin idrak
edemeyecekleri kötülüklere sürükler. Bununla beraber, İmam Malik b. Enes rahimehullah’ın
dediği gibi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dışında herkesin sözünü
kabul etmek de, reddetmek de mümkündür. Kaide; herkesin Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e muhakeme olmasıdır. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle
buyurmuştur:
“Bir şeyde
çekişirseniz onu Allah’a ve rasulüne döndürün. Eğer Allah’a ve ahiret gününe
iman ediyorsanız en hayırlısı ve en güzel çözüm yolu budur.” (Nisa 59)"
Fetva tarihi: 5
Zilhicce 1427
Tercüme: Ebu Muaz.