Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

12 Temmuz 2025 Cumartesi

Deccalden Önceki Dört Büyük Fitne

 Abdullah b. Ömer radiyallahu anhuma dedi ki: “Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında otururken fitnelerden bahsetti ve çokça anlattı. Hatta ahlâs fitnesinden bahsetti. Birisi: “Ey Allah’ın rasulü! Ahlâs fitnesi nedir?” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

هِيَ هَرَبٌ وَحَرْبٌ ثُمَّ فِتْنَةُ السَّرَّاءِ دَخَنُهَا مِنْ تَحْتِ قَدَمَيْ رَجُلٍ مِنْ أَهْلِ بَيْتِي يَزْعُمُ أَنَّهُ مِنِّي وَلَيْسَ مِنِّي وَإِنَّمَا أَوْلِيَائِي الْمُتَّقُونَ ثُمَّ يَصْطَلِحُ النَّاسُ عَلَى رَجُلٍ كَوَرِكٍ عَلَى ضِلَعٍ ثُمَّ فِتْنَةُ الدُّهَيْمَاءِ لَا تَدَعُ أَحَدًا مِنْ هَذِهِ الْأُمَّةِ إِلَّا لَطَمَتْهُ لَطْمَةً فَإِذَا قِيلَ انْقَضَتْ تَمَادَتْ يُصْبِحُ الرَّجُلُ فِيهَا مُؤْمِنًا وَيُمْسِي كَافِرًا حَتَّى يَصِيرَ النَّاسُ إِلَى فُسْطَاطَيْنِ فُسْطَاطِ إِيمَانٍ لَا نِفَاقَ فِيهِ وَفُسْطَاطِ نِفَاقٍ لَا إِيمَانَ فِيهِ فَإِذَا كَانَ ذَاكُمْ فَانْتَظِرُوا الدَّجَّالَ مِنْ يَوْمِهِ أَوْ مِنْ غَدِهِ

O, insanların birbirinden kaçması ve haksız yere malların alınma­sıdır. Sonra Serrâ (bolluk) fitnesi vardır. Bu fitne, benim ehl-i beytimden, ben­den olduğunu iddia eden ama aslında benden olmayan bir adamın ayak­ları altından yayılacaktır. Benim dostlarım ancak sakınanlardır. Sonra insanlar, kaburga üzerindeki oturak gibi olan bir adamla anlaşacaklar. Daha sonra karanlık fitne çıkacak, bu ümmetten dokunmadığı kimse kalmayacaktır. Bitti, denildiğinde, devam edecektir. O fitnede kişi, mümin olarak sabahlayacak akşama kâfir olarak çıkacaktır. İnsanlar iki çadırda olacaklar. Bunlar, içinde asla nifakın olmadığı iman çadırı ve imanın olmadığı nifak çadı­rıdır. Siz o güne ulaştığınızda o gün veya ertesi gün Deccâl’i bekleyin.”[1]

Ali radıyallahu anh dedi ki:

الْفِتَنُ أَرْبَعٌ ‌فِتْنَةُ ‌السَّرَّاءِ وَفِتْنَةُ الضَّرَّاءِ وَفِتْنَةُ كَذَا فَذَكَرَ مَعْدِنَ الذَّهَبِ ثُمَّ يَخْرُجُ رَجُلٌ مِنْ عِتْرَةِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم يُصْلِحُ اللَّهُ عَلَى يَدَيْهِ أَمَرَهُمْ

“Fitneler dörttür: Serrâ fitnesi, darrâ fitnesi, şu fitne” (Böylece altın madenlerini zikretti.) Sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in soyundan bir adam çıkar, Allah onun eliyle işleri ıslah eder.”[2]

Ali radıyallahu anh’ın bahsettiği madenlerle ilgili fitnenin ayrıntısını İbn Amr radıyallahu anhuma şöyle anlatmıştır:

تَخْرُجُ مَعَادِنُ مُخْتَلِفَةٌ مَعْدِنٌ فِيهَا قَرِيبٌ مِنَ الْحِجَازِ يُقَالُ لَهُ فِرْعَوْنُ ذَهَبَ يَذْهَبُ إِلَيْهِ شِرَارُ النَّاسِ فَبَيْنَمَا هُمْ يَعْمَلُونَ فِيهِ إِذْ حُسِرَ لَهُمْ عَنِ الذَّهَبِ فَأَعْجَبَهُمْ مُعْتَمَلُهُ ‌إِذْ ‌خُسِفَ ‌بِهِ ‌وَبِهِمْ

“Çeşitli maden yatakları çıkacak, bunlardan biri Hicaz yakınlarında olacak ve ona “Firavun” denilecek. İnsanların en şerlileri oraya gelecek. Onlar orada çalışırlarken altın ortaya çıkacak. Onu almak için üşüştüklerinde yere batırılacaklar.”[3]

Bu çöküntü, kıyametin büyük alametlerinden olan üç büyük batışın zikredildiği hadiselerdendir. Bunların ardından da Mehdî çıkacaktır. Nitekim bu konunun detaylarına dair rivayetleri inşallah yakında çıkacak olan Dünyanın Son Günleri adlı kitabımda tahriç ettim. Konunun Mehdiye delaletine dair diğer rivayet şudur:

Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

سَتَكُونُ بَعْدِي فِتَنٌ مِنْهَا ‌فِتْنَةُ ‌الْأَحْلَاسِ يَكُونُ فِيهَا حَرْبٌ وَهَرَبٌ ثُمَّ بَعْدَهَا فِتَنٌ أَشَدُّ مِنْهَا ثُمَّ تَكُونُ فِتْنَةٌ كُلَّمَا قِيلَ انْقَطَعَتْ تَمَادَتْ حَتَّى لَا يَبْقَى بَيْتٌ إِلَّا دَخَلَتْهُ وَلَا مُسْلِمٌ إِلَّا صَكَّتْهُ حَتَّى يَخْرُجَ رَجُلٌ مِنْ عِتْرَتِي

Benden sonra fitneler olacaktır. Onlardan birisi el-Ehlâs fitnesidir. Bu fitnede kayıp ve kaçış olacak. Bundan sonra daha şiddetlisi olan fitneler olacak, sonra bir fitne daha olacak. “Bitti” denildikçe daha da uzayacak, girmediği bir ev, tokatlamadığı bir müslüman kalmayacak. Sonunda soyumdan bir adam çıkacak.”[4]

Dört fitne ile ilgili hadisleri önceki alimler çeşitli şekillerde yorumlamışlar, İbnu’z-Zubeyr radıyallahu anh’ın veya Osman radıyallahu anh’ın katledilmesini Ehlas fitnesine, diğer fitneleri Mervan, Ebu Muslim el-Horasanı, el-Muhtar es-Sekafî, Şerif Huseyin olayı gibi kimselere ve hadiselere yormuşlardır.[5]

Ancak bu yorumlar isabetli görünmemektedir. Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Deccal’in zuhuruna çok yakın olup bütün İslam dünyasını ilgilendiren fitnelerden bahsetmektedir. Nitekim şu rivayetler konuya açıklık getiriyor:

Ertat b. Munzir rahimehullah dedi ki: “Bana ulaştığına göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

تَكُونُ فِي أُمَّتِي أَرْبَعُ فِتَنٍ تُصِيبُ أُمَّتِي فِي آخِرِهَا فِتَنٌ مُتَرَادِفَةٌ فَالْأُولَى تُصِيبُهُمْ فِيهَا بَلَاءٌ حَتَّى يَقُولَ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ مُهْلِكَتِي ثُمَّ تَنْكَشِفُ وَالثَّانِيَةُ حَتَّى يَقُولَ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ مُهْلِكَتِي ثُمَّ تَنْكَشِفُ وَالثَّالِثَةُ كُلَّمَا قِيلَ انْقَضَتْ تَمَادَتْ وَالْفِتْنَةُ الرَّابِعَةُ تَصِيرُونَ فِيهَا إِلَى الْكُفْرِ إِذَا كَانَتِ الْأُمَّةُ مَعَ هَذَا مَرَّةً وَمَعَ هَذَا مَرَّةً بِلَا إِمَامٍ وَلَا جَمَاعَةٍ ثُمَّ الْمَسِيحُ ثُمَّ طُلُوعُ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَدُونَ السَّاعَةِ اثْنَانِ وَسَبْعُونَ دَجَّالًا مِنْهُمْ مَنْ لَا يَتْبَعُهُ إِلَّا رَجُلٌ وَاحِدٌ

Ümmetimde dört fitne olacak, ümmetimin sonundakilere peşpeşe isabet edecek: Birincisi: Onlara bir bela isabet edecek, hatta mü’min onda: “Bu benim helakimdir” diyecek, sonra fitne kalkacak. İkincisinde mü’min: “Bu benim helakimdir diyecek” sonra fitne kalkacak. Sonra üçüncüsü olacak, fitne kesildikçe uzayacak. Dördüncü fitnede küfre dönersiniz. Ümmet bir onunla bir bununla beraber olur. İmamları (halifeleri) ve cemaatleri yoktur. Sonra Mesih (Deccal) olur, sonra güneş batıdan doğar. Kıyametten önce yetmiş iki deccal olacak. Onlardan kimine sadece bir kişi tabi olacaktır.”[6]

Bu hadisin şahidi Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan şöyle gelmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

وَإِنَّ أُمَّتَكُمْ هَذِهِ جُعِلَ عَافِيَتُهَا فِي أَوَّلِهَا وَسَيُصِيبُ آخِرَهَا بَلَاءٌ وَأُمُورٌ تُنْكِرُونَهَا وَتَجِيءُ فِتْنَةٌ فَيُرَقِّقُ بَعْضُهَا بَعْضًا وَتَجِيءُ الْفِتْنَةُ فَيَقُولُ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ مُهْلِكَتِي ثُمَّ تَنْكَشِفُ وَتَجِيءُ الْفِتْنَةُ فَيَقُولُ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ هَذِهِ فَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يُزَحْزَحَ عَنِ النَّارِ وَيُدْخَلَ الْجَنَّةَ فَلْتَأْتِهِ مَنِيَّتُهُ وَهُوَ يُؤْمِنُ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَلْيَأْتِ إِلَى النَّاسِ الَّذِي يُحِبُّ أَنْ يُؤْتَى إِلَيْهِ وَمَنْ بَايَعَ إِمَامًا فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ فَإِنْ جَاءَ آخَرُ يُنَازِعُهُ فَاضْرِبُوا عُنُقَ الْآخَرِ

“…Şüphesiz sizin şu ümmetinizin afiyeti öncekilerine verilmiştir. Sonrakilerine belâ ve yadırgadıkları bir takım şeyler isabet ede­cektir. Bir fitne gelecek ki bazısı bazısını hafifletecek! Öyle fitne gelecek, mü'min: “Bu benim helâkimdir” diyecek! Sonra açılacak. Fitne gelecek, mü'mîn: “Bu budur” diyecek! Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete so­kulmak isterse eceli Allah'a ve âhiret gününe îmân ettiği hâlde gelsin ve insanlara karşı; kendisine yapılmasını istediği şekilde davransın! Bir kimse bir hükümdara biat eder de ona elini ve gönlünü verirse elinden geldiği kadarıyla ona itaat etsin! Başka biri gelir de onunla çekişirse o gelenin boynunu vuruverin!”[7]

Birinci Fitne: Ehlâs Fitnesi

Ehlâs, deve üzerine, semer altına konan çul manasına gelen “halis” kelimesinin çoğuludur. Kalmak ve devam etmek manalarına işarettir. Nitekim Ebu Musa radıyallahu anh’ın rivayet ettiği hadiste şöyle geçer:

إِنَّ بَيْنَ أَيْدِيكُمْ فِتَنًا كَقِطَعِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ يُصْبِحُ الرَّجُلُ فِيهَا مُؤْمِنًا وَيُمْسِي كَافِرًا وَيُمْسِي مُؤْمِنًا وَيُصْبِحُ كَافِرًا الْقَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْقَائِمِ وَالْقَائِمُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْمَاشِي وَالْمَاشِي فِيهَا خَيْرٌ مِنَ السَّاعِي إِلَيْهَا قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ كُونُوا أَحْلَاسَ بُيُوتِكُمْ

Muhakkak ki önünüzde karanlık geceler gibi fitneler vardır. Kişi onda mü’min olarak sabahlar, akşama kâfir olur, mü’min olarak akşamlasa sahaba kâfir olur. O zamanda oturan, ayaktakinden hayırlıdır, ayakta duran yürüyenden hayırlıdır, yürüyen de ona koşandan hayırlıdır.” “Dediler ki: “Ey Allah’ın rasulü! Bize ne emredersin?” Buyurdu ki: “Evlerinizin çulları olun”[8] Yani evden ayrılmayın

Bu hadiste müslümanların birbirleriyle çarpıştıkları fitnelerden uzak durmak için evlerinden ayrılmamaları emredilmiş: “evlerinizin ehlâsı olun” denilmiştir. Çünkü bu fitnelerde kişi rakibi olan müslümanı tekfir eder ve kafir olur.

İşte bu dört fitneden ilki olan ehlâs fitnesi de müslümanların evlerinden çıkmamaları gereken bir fitnedir. Hereb ve harab fitnesi şeklinde açıklanmıştır. Yani hereb kaçış demektir. Harab ise kişinin malını ve ailesini kaybetmesidir.

Dünya çapında etkisini gösteren bu dört fitnenin ilki Allahu a’lem 2010 yılında çıkan Arap Baharı adı verilen fitnedir. Bu fitnede yollar kesilmiş, canlara kıyılmış, insanlar mallarını ve ailelerini kaybetmişler, birbirlerinden kaçmışlardır.

İkinci Fitne Serrâ Fitnesi

Bu fitne hadiste şöyle anlatılıyordu: “Sonra Serrâ (bolluk) fitnesi vardır. Bu fitne, benim ehl-i beytimden, ben­den olduğunu iddia eden ama aslında benden olmayan bir adamın ayak­ları altından yayılacaktır. Benim dostlarım ancak sakınanlardır.”

Dünya çapında İslam aleyhine dönen büyük fitnelerden biri de Işıd’in Nisan 2013 yılında, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in soyundan olduğunu iddia eden Ebu Bekr el-Bağdadi liderliğinde kurulmasıdır.

Üçüncü Fitne Liyakatsiz Lider

Bu fitne hadiste şöyle ifade edilmişti: “Sonra insanlar, kaburga üzerindeki oturak gibi olan (istikrarsız), bir adamla anlaşacaklar.”

El-Hattabi bu ifade hakkında şöyle demiştir: “Yani sabit kalamayan, düzgün yürümeyen bir iş demektir. Çünkü kalça, kaburga üzerinde durmaz, kaburga onu taşımaz… Bu adam da yöneticiliğe layık biri değildir, bağımsız da değildir.”

Allahu a’lem bu fitne ile kastedilen, BOP eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın liderliği üzerinde ittifak edilmesidir. 2014’de T.C. cumhurbaşkanı olmuş, 21 Mayıs 2017’de T.C. devlet başkanı olmuş, 2018 yılında Tayyib Erdoğan’ın İslam dünyasının en etkili lideri olduğu çeşitli liderler tarafından dile getirilmiş, TİME dergisine kapak yapılarak revaca getirilmiş, One Minute gibi tezgahlarla parlatılmıştır.

Dördüncü Fitne Duheyma Fitnesi

Bu fitne hadiste şöyle anlatılmıştı: “Daha sonra karanlık fitne çıkacak, bu ümmetten dokunmadığı kimse kalmayacaktır. Bitti, denildiğinde, devam edecektir. O fitnede kişi, mümin olarak sabahlayacak akşama kâfir olarak çıkacaktır.”

Allahu a’lem bu fitne korona ve iklim plandemisi ile ilgili fitnelerdir. 2020 yılında Korona yalanları ortaya atılmış, cemaatle namazlar yasaklanmış, hac ve umra yasaklanmış, iblise kulluk sembolü olan maskeler takılmış, ipler tamamıyla İblisin Dünya Sağlık Örgütüne teslim edilmiş, milyonlarca insan dinden çıkmıştır. “Bitti” zannedilirken şimdi de İklim kanunu ortaya atılmış ve daha büyük kapsamlı ve çok daha tehlikeli oyunlar resmi kılıflarla kurulmuştur.

Ali radıyallahu anh şöyle demiştir:

جُعِلَتْ فِي هَذِهِ الْأُمَّةِ خَمْسُ فِتَنٍ فِتْنَةٌ عَامَّةٌ ثُمَّ فِتْنَةٌ خَاصَّةٌ ثُمَّ فِتْنَةٌ عَامَّةٌ ثُمَّ فِتْنَةٌ خَاصَّةٌ ثُمَّ تَأْتِي الْفِتْنَةُ الْعَمْيَاءُ الصَّمَّاءُ الْمُطْبِقَةُ الَّتِي تَصِيرُ النَّاسُ فِيهَا كَالْأَنْعَامِ

 “Bu ümmette beş fitne olacak: Genel kapsamlı fitne, sonra özel fitne, sonra genel fitne, sonra özel fitne, sonra kapsamlı kör ve sağır fitne gelir, ondan insanlar hayvanlar gibi olurlar.”[9]

Nuaym b. Hammad’ın rivayetinde şu ziyade vardır:

ثُمَّ هُدْنَةٌ ثُمَّ دُعَاةٌ إِلَى الضَّلَالَةِ فَإِنْ بَقِيَ لِلَّهِ يَوْمَئِذٍ خَلِيفَةٌ فَالْزَمْهُ

“Sonra bir barış anlaşması olur. Sonra sapıklık davetçileri çıkar. Eğer o gün Allah bir halife bırakmışsa ondan ayrılma.”[10]

Ertat b. Munzir’in yukarıda geçen belagan rivayetinde insanların bu dördüncü fitnede küfre dönecekleri zikredilmekteydi.

Huzeyfe radıyallahu anh’den:

تَكُونُ فِتْنَةٌ، ثُمَّ تَكُونُ جَمَاعَةٌ ثُمَّ فِتْنَةٌ وَتَوْبَةٌ، ثُمَّ جَمَاعَةٌ وَتَوْبَةٌ، حَتَّى ذَكَرَ الرَّابِعَةَ، ثُمَّ لَا تَكُونُ تَوْبَةٌ وَلَا جَمَاعَةٌ

“Bir fitne olur, sonra cemaat olur, sonra fitne ve tevbe olur, sonra cemaat ve tevbe olur, sonra dördüncüsünde ne tevbe ne de bir cemaat olur.”[11]

Nuaym b. Hammad, Damra b. Rebia’dan, Yahya b. Ebi Amr eş-Şeybani yoluyla Ebu Hureyre radiyallahu anh’den Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini rivayet etti:

الْفِتْنَةُ الرَّابِعَةُ تُعْرَكُ فِيهَا أُمَّتِي عَرْكَ الْأَدِيمِ، يَشْتَدُّ فِيهَا الْبَلَاءُ حَتَّى لَا يُعْرَفَ فِيهَا الْمَعْرُوفُ، وَلَا يُنْكَرَ فِيهَا الْمُنْكَرُ

Dördüncü fitnede ümmetim derinin gerildiği gibi gerilir, belalar şiddetlenir. Hatta o fitnede meşru olanlar meşru görülmez, münker olanlara karşı çıkılmaz.”[12]

Yine aynı isnadla şöyle rivayet etmiştir:

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَذَكَرَ الْفِتْنَةَ الرَّابِعَةَ لَا يَنْجُو مِنْ شَرِّهَا إِلَّا مَنْ دَعَا كَدُعَاءِ الْغَرَقِ أَسْعَدُ أَهْلِهَا كُلُّ تَقِيٍّ خَفِيٍّ إِذَا ظَهَرَ لَمْ يُعْرَفْ وَإِنْ جَلَسَ لَمْ يُفْتَقَدْ وَأَشْقَى أَهْلِهَا كُلُّ خَطِيبٍ مِسْقَعٍ أَوْ رَاكِبٍ مُوضِعٍ

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dördüncü fitneyi zikretti ve buyurdu ki:

Onun şerrinden ancak boğulan kimsenin dua etmesi gibi dua eden kurtulur. O zamanın halkının en mutlusu sakınıp gizlenen herkestir. Ortaya çıksa tanınmaz, evinde otursa yokluğu anlaşılmaz. O zamanın en kötüleri ise belagatli her hatip ve bineğiyle harekette olanlardır.”[13]

Yani yapılacak şey sokaklarda mitinglerle vs. aksiyon almak değil, Alemlerin rabbine samimiyetle dua etmektir!



[1] Sahih. Ebû Dâvûd (4242) Ahmed (2/133) Hâkim (4/513) Begavi Şerhu’s-Sunne (4226) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (5/158)

[2] Hasen mevkuf. Nuaym b. Hammad el-Fiten (94)

[3] Hasen. Nuaym b. Hammad el-Fiten (1694) Hâkim (4/505)

[4] Zayıf. Nuaym b. Hammad el-Fiten (95) İsnadında İsmail b. Rafi zayıftır. Kimden rivayet ettiğini de belirtmemiştir.

[5] Bkz. Şah Veliyullah ed-Dihlevi Huccetullahi’l-Baliga (3/195-196) Seharenfuri Bezlu’l-Mechud (7/134) Berzenci el-İşaa (s.354 vd.)

[6] Nuaym b. Hammad el-Fiten (91)

[7] Sahih. Muslim (1844)

[8] Sahih. Ahmed (4/408) Hâkim (4/487) Ebû Dâvûd (4262)

[9] Sahih. Hakim (4/484, 550) Ma’mer Cami (1351) İbn Ebî Şeybe (7/452) Fesevi Ma’rife (3/262)

[10] Sahih. Nuaym b. Hammad Fiten (77)

[11] Zayıf. Nuaym b. Hammad el-Fiten (79) İsnadında ismi belirtilmeyen ravi vardır.

[12] Munkatı. Nuaym b. Hammad el-Fiten (127)

[13] Munkatı. El-Fiten (367)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)