Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

21 Temmuz 2025 Pazartesi

Selefin Aklı ve Halefin Ahmaklığı

 Kıssa:

Atâ b. Muslim dedi ki: “(Abbasî halifesi) el-Mehdî halife olduğu zaman Sufyan es-Sevrî rahimehullah’ı getirtti. O getirilince mühürlü yüzüğünü çıkarıp ona attı ve dedi ki:

“Ey Ebu Abdillah! Bu yüzüğümdür! Onunla bu ümmetin Kitap ve sünnetle amel etmesi için çalış!” Sufyan rahimehullah yüzüğü eline aldı ve dedi ki:

“Konuşmama izin verir misin ey mü’minlerin emiri?” Ravi Ubeyd dedi ki: “Atâ’ya: “Ey Ebu Mahled! “Ey mü’minlerin emiri mi dedi?” dedim. “Evet” dedi. Sufyan rahimehullah dedi ki:

“Konuşmam hakkında bana emân (güvence) verir misin?” el-Mehdî: “Evet” dedi. Sufyan rahimehullah dedi ki:

“Ben sana gelmedikçe beni getirtme! Ben senden istemedikçe de bana bir şey verme!” Bunun üzerine el-Mehdî öfkelendi ve onu cezalandırmak istedi. Kâtibi ona:

“Ona emân vermedin mi ey mü’minlerin emiri!” dedi. O da: “Evet” dedi. Sufyan rahimehullah oradan çıkınca ashabı etrafını sarıp dediler ki:

“Bu görevi kabul etmene mani olan nedir? Hâlbuki sana Kitap ve sünnet üzere çalışmanı emretmişti.” Sufyan rahimehullah onların akıllarının azlığını gördü ve sonra Basra’ya kaçtı.”

Siyeru A’lami’n-Nubela (7/262)

Hisseler:

1- el-Mehdî, Abbasi halifeleri içerisinde en salihlerinden, akıllı bir adam idi. Kitap ve sünnetle amelin ihyası için Sufyan rahimehullah gibi alimleri görevlendirmek istemişti. Ancak diğer bazı hükümdarlarda olduğu gibi onda da böylesi bir kibir ve kabalık zuhur etmiştir.

2- Sufyan rahimehullah halifeye saygıda kusur etmemiş, onun mü’minlerin emiri olması vasfiyla hitap ederek hakkını teslim etmiş lakin zamanımızdaki Suud’un yağcı alimlerinin yaptıkları gibi yalakalık ve nifak dolu övgülere kalkışmamıştır. El-Mehdi salih halifelerden biri olmasına rağmen, ravi Ubeyd, Sufyan’ın el-Mehdi’ye “Mü’minlerin emiri” diye hitap etmesine şaşırmıştır! Zamanımızda kendilerini Selef’e nispet eden süprüntüler ise tazim ettikleri hocalarının münafık yöneticilere yağcılık yapmalarına hiç itiraz etmiyor, hatta böyle ayak kaymalarını savunuyorlar!

3- Sufyan rahimehullah keskin zekâsıyla konuşmasına başlamadan önce kendisi için güvence istemiş, sonra meramını anlatmıştır. Bu sayede cezalandırılmaktan kurtulmuştur. Sonraki bazı ahmakların yaptıkları gibi yöneticiler aleyhinde sloganik konuşmalar yapıp, ucuz kahramanlık için kendini cezalandırılmaya hedef yapmayı amaçlamamıştır!

4- Sufyan rahimehullah salih bile olsa yöneticilerden görev almaktan, şöhretin vesilelerinden sakınmıştır. Zira bunda büyük fitneler vardır. Bu konuda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sakındırmalarına ve kendisinden önceki selefinin nasihatlerine kulak vermiş ve basiretli davranmıştır. Buna rağmen Allah Sufyan rahimehullah’ı kendi dilediği şekilde hayırlı bir şöhrete ulaştırmış, onu şerde değil, hayırda önder kılmıştır.

5- Sufyan rahimehullah, arkadaşlarının kendisine bu görevi kabul etmediği için eleştiride bulunduklarını görünce, böylesi basiretsiz kimselerle beraber bulunmayı uygun görmemiş ve Basra’ya kaçmıştır. Bu da yine kıvrak bir zekadandır. Çünkü yönetici kendisini rahat bırakmayacak, anlayışsız ashabı da teklif edilen böyle yanlış işlere kendisini teşvik etmeye devam edecekler, belki kendisinin de kalbi kayacaktı.

6- Sufyan rahimehullah, selefinin aklına uymuş, muasırlarının ahmaklığından yüz çevirmiştir. Ahmak kimselerle arkadaşlık etmemenin önemini fiili olarak göstermiştir.

7- Bizim zamanımızın ahmakları da yöneticilerden destek almak, şöhret sahibi olmak, bu imkanları da kitap ve sünnete davet lehine kullanmak gibi fiilleri hayırlı işler zannetmektedirler.

Bu yüzdendir ki bir zamanlar tevhid daveti yapanların neden televizyon kanallarına çıkmadıklarını soguluyorlardı. Ahmaklar çoğunlukta olduğundan bu yöndeki ısrarlar o kadar arttı ki, basiretsiz hocalar ve davetçiler video sureti çekmek ve youtube gibi şeytanî şebekelerde yayınlamak gibi handikaplara düştüler.

Sahih davetin, kendilerinin meşhur olmalarına bağlı olduğuna inandılar/inandırıldılar. Böylece suret, kadın erkek ihtilatı gibi birçok büyük günahlar helal sayıldı, nice bid’atlere kapılar ardına kadar açıldı, dernekler kuruldu, hakikatte İslam’ın en büyük düşmanı olan ama yalanlarıyla kendilerini müslümanmış gibi göstermeyi başaran münafık ve kâfir yöneticilerle güzel ilişkiler kurulmak istendi, onların kapılarına gidildi, oy kullanıldı ve kullandırıldı! Daha nice facialar işlendi!

8- Zamanımızda bir alimden istifade etmek için, o alimin münafıkların mü’minlerden çok daha fazla olduğu bu ahir zaman insanları nezdinde meşhurlaşmış olmasını talep eden avam, Sufyan es-Sevrî rahimehullah’ı eleştiren ashabından çok daha ahmak kimselerdir!

Bu yüzden Muhammed b. İbrahim, İbn Baz, İbn Useymin, el-Fevzan, Rebi b. Hadi gibi Suud’un fasık ve münafık yöneticileriyle sıcak ilişkiler içinde olan yahut el-Elbani gibi meşhur olmuş kimselerin, sonra Mustafa el-Adevi, Ebu İshak el-Huveyni vb. gibi video sureti cürmünün elebaşı olan kimselerin fetvalarını esas almışlar, kitap, sünnet ve salih selefin menhecinden delillere ittibayı bu meşhur alimlere arz etmedikçe kabul etmez olmuşlardır. Hakkın delillerini ortaya koymaya çalışan ilim ehlinden birçoğunun delillerini de bahsi geçen unsurlarla meşhur olmadıkları için reddetmişlerdir!

Bu bela, bu ahmak avamın birçok fitnelere düşmelerine sebep olmuş, son olarak da korona fitnesinde tamamen hocalarıyla beraber dinden çıkmalarına kadar gitmiştir!

Allah Sufyan es-Sevrî ve onun gibi basiretle hareket edip salih seleflerine uyan, bizlere doğru yolları gösteren ve ahmaklıkları fark etmeyi öğreten imamlara rahmet etsin.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)