Ebu Hafs Amr b. Ali – Muhammed b. Sabit el-Abdî el-Basrî – Ebu Galib - Ebu Umâme radıyallahu anh yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
تَزَوَّجُوا فَإِنِّي مُكَاثِرٌ بِكُمُ النَّبِيِّينَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
وَلَا تَكُونُوا كَرْهَبَانِيَةِ النَّصَارَى
“Evlenin. Zira ben kıyamet gününde peygamberlere sizin çokluğunuzla
övüneceğim. Hristiyan rahipleri gibi olmayın.”[1]
İbn Curayc – Meymûn Ebu’l-Mugallis - Ebu Necîh es-Sulemî radıyallahu anh
yoluyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
مَنْ قَدَرَ عَلَى أَنْ يَنْكِحَ فَلَمْ يَنْكِحْ فَلَيْسَ مِنَّا
“Evlenmeye gücü yettiği halde evlenmeyen bizden değildir.”[2]
Haris’in rivayetinde Ebu Nuceyh
es-Sulemi, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğini tasrih
etmiştir. Böylece onun sahabe oluşu sabit olmuş, Mürsel olma şüphesi
kalkmıştır.
Ebu’l-Abbas
el-Kantarî – Adem – el-Heysem b. Adiy b. Abbad el-Minkarî, İbn Cebele ve Ali b.
Zeyd b. Cud’an’ın yeğeni Ebu’l-Velid – Ali b. Zeyd b. Cud’an – Said b.
el-Museyyeb – Osman b. Maz’un radıyallahu anh yoluyla:
شَكَوْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَدِيثَ النَّفْسِ وَمَا أَلْقَى مِنْهَا فَقُلْتُ يَا رَسُولَ
اللَّهِ إِنِّي كَرِهْتُ أَنْ أُحْدِثَ شَيْئًا حَتَّى أُوَامِرَكَ وإنَّ نَفْسِي تُحَدِّثُنِي
بِالاخْتِصَاءِ قَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ إِنَّ اخْتِصَاءَ أمَّتي الصَّوم وَالصَّلاةُ
قُلْتُ وَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي بالترهُّب فِي الْجِبَالِ قَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ
فَإِنَّ ترهُّب أمَّتي الْجُلُوسُ فِي الْمَسَاجِدِ انْتِظَارًا لصَلاةٍ قَالَ قُلْتُ
يَا رَسُولَ اللَّهِ وَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي بِالسِّيَاحَةِ قَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ
فَإِنَّ سِيَاحَةَ أُمَّتِي الحجُّ وَالْعُمْرَةُ وَالْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي أَنْ أَخْرُجَ مِمَّا أَمْلِكُ
فَقَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ أَمْسِكْ مَالَكَ تَرْحَمِ الْمِسْكِينَ وَالْيَتِيمَ
وَالْفَقِيرَ فَتُطْعِمُهُ كلَّ يَوْمٍ فَذَاكَ أَفْضَلُ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ
اللَّهِ فَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي أَنْ أطلِّق خَوْلَةَ فَقَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ
فَإِنَّ هِجْرَةَ أُمَّتِي مَنْ هَاجَرَ إِلَيَّ وَأَنَا حَيٌّ أَوْ زَارَ قَبْرِي
أَوْ مَاتَ يَوْمَ يَمُوتُ وَلَهُ امْرَأَةٌ أَوِ امْرَأَتَانِ أَوْ ثَلاثٌ أَوْ أَرْبَعُ
قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَمَا إِذْ نَهَيْتَنِي عَنِ الطَّلاقِ فإنَّ نَفْسِي
تُحَدِّثُنِي أَنْ لَا أَغْشَى أَهْلِي أَبَدًا قَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ فَإِنَّهُ
لَيْسَ مِنْ أُمَّتِي عبدٌ يَغْشَى أَهْلَهُ أَوْ مَا مَلَكَتْ يَمِينُهُ فَلَمْ يُصِبْ
فِي وَقْعَتِهِ تِلْكَ وَلَدًا إِلا كَانَ لَهُ وصيفٌ فِي الْجَنَّةِ وَإِنْ أَصَابَ
وَلَدًا فَمَاتَ وَلَدُهُ قَبْلَهُ أَوْ بَعْدَهُ كَانَ لَهُ فَرَطًا فِي الْجَنَّةِ
فَإِنْ مَاتَ قَبْلَ أَنْ يَبْلُغَ الْحُلُمَ كَانَ رَحْمَةً لَهُ وَشَفَاعَةً يَوْمَ
الْقِيَامَةِقَالَ قُلْتُ وَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي أَنْ لَا آكُلَ اللَّحْمَ أَبَدًا
فَقَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ فَإِن أكل اللَّحْم يجبني وَلَوْ وَجَدْتُهُ كُلَّ يَوْمٍ
لأَكَلْتُهُ وَلَوْ سَأَلْتُ رَبِّي لأَطْعَمَنِيهِ قُلْتُ وَتُحَدِّثُنِي نَفْسِي
أَنْ لَا أمسَّ الطِّيبَ أَبَدًا فَقَالَ مَهْلا يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ جِبْرِيلَ أَمَرَنِي
بِالطِّيبِ غَبًّا وَأَمَّا الْجُمُعَةُ فَلا مَتْرَكَ لَهَا يَا عُثْمَانُ لَا ترغبنَّ
عَنْ سنَّتي فَمَنْ رَغِبَ عَنْ سنَّتي ثُمَّ لَمْ يَتُبْ حَتَّى يَمُوتَ ضَرَبَتِ
الْمَلائِكَةُ وَجْهَهُ عَنْ حَوْضِي
“Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e içimden geçen düşünceleri şikâyet ettim. Dedim
ki: “Ey Allah’ın rasulü! Sana danışmadan bir şey yapmak istemiyorum. İçimden
hadımlaşmak geçiyor.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin hadımlığı oruç tutmak ve namaz kılmaktır.” Dedim ki: “Ey
Allah’ın rasulü! İçimden dağlarda ibadete çekilip rahipleşmek geçiyor.” Buyurdu
ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin rahipliği mescidlerde namazı bekleyerek oturmaktır.” Dedim
ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden seyahat etmek geçiyor.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin seyahati hac, umre ve Allah yolunda cihaddır.” Dedim ki:
“Ey Allah’ın rasulü! İçimden mal varlığımı elimden çıkarmak geçiyor.” Buyurdu
ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Malını elinde tut, yoksula, yetime, fakire merhamet et ve her gün yemek
yedir, bu daha üstündür.” Dedim ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden eşim
Havle’yi boşamak geçiyor.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki ümmetimin hicreti ben hayatta iken bana hicret etmek veya
kabrimi ziyaret etmektir. Yahut kişinin öldüğü gün bir, iki, üç veya dört
eşinin olmasıdır.” Dedim ki: “Ey Allah’ın rasulü! Beni boşanmaktan
yasakladığına göre içimden bir daha eşimle ilişkiye girmemek geçiyor.” Buyurdu
ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimden eşiyle yahut cariyesiyle ilişkiye girip de bundan bir çocuk
meydana gelmeyen hiçbir kul yoktur ki onun cennette bir hizmetçisi olmasın.
Eğer çocuğu olur da kendisinden önce veya sonra ölürse cennette onun öncüsü
olur. Eğer buluğa ermeden ölürse ona bir rahmet ve kıyamet gününde şefaat
vesilesi olur.” Dedim ki: “İçimden bir daha et yememek geçiyor.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki et yemek benim hoşuma gider. Şayet hergün et bulsam onu
yerim. Şayet rabbimden isteseydim bana hergün et yedirirdi.” Dedim ki:
“İçimden asla güzel koku sürünmemek geçiyor.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki Cibril bana günaşırı koku sürünmeyi emretti. Cuma günü koku
sürünmek ise terk edilemez. Ey Osman! Sünnetimden yüz çevirme! Kim sünnetimden
yüz çevirir ve tevbe etmeden ölürse melekler onu havzımdan uzaklaştırmak için
yüzüne vururlar.”[3]
El-Kasım b.
Abdillah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. el-Hattab – Ubeydullah b. Ömer - Ali
b. Zeyd b. Cud’an - Said b. el-Museyyeb rahimehullah yoluyla:
جاءَ عثمانُ بنُ مظعونٍ إلى رسولِ اللهِ صلى
الله عليه وسلم فقالَ يا رسولَ اللهِ غَلبَني حديثُ النفسِ فلم أُحبَّ أَن أحدِثَ شيئاً
حتى أَذكُرَه لكَ فقالَ رسولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم وما تُحدِّثُكَ نفسُكَ به يا
عثمانُ؟ قالَ تُحدِّثُني نَفسي أَن أَختَصيَ فقالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ خِصاءُ أُمتي
الصيامُ قالَ يا رسولَ اللهِ فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني بأَن أَترهَّبَ في رُؤوسِ الجبالِ
قالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ تَرهُّبَ أُمتي الجلوسُ في المساجدِ وانتظارُ الصلاةِ بعدَ
الصلاةِ قالَ يا رسولَ اللهِ فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني أَن أَسيحَ في الأرضِ قالَ مهلاً
يا عثمانُ فإنَّ سِياحَةَ أُمتي الغزوُ في سبيلِ اللهِ والحجُّ والعمرةُ قالَ يا رسولَ اللهِ فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني
بأَن أُخرِجَ مالي كلَّه قالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ صَدَقَتَكَ يوماً بيومٍ وتكُفَّ
نفسَكَ وعيالَكَ وترحمَ المسكينَ واليتيمَ وتُطعمَه أفضلُ مِن ذلكَ قالَ يا رسولَ اللهِ فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني
بأنْ أُطلِّقَ خولةَ امرأَتي قالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ هجرَةَ أُمتي مَن هَجَرَ ما
حرَّمَ اللهُ عليهِ وهاجَرَ إليَّ في حَياتي أو زارَ قَبري بعدَ مَوتي أو ماتَ وله
امرأَتانِ أو ثلاثٌ أو أربعٌ قالَ يا رسولَ اللهِ فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني بأَن لا أَغشاها
قالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ الرجلَ المسلمَ إذا غَشيَ أهلَه فإنْ لم يكنْ مِن وَقعتِهِ
تلكَ ولدٌ كانَ له وصيفٌ في الجنةِ وإنْ كانَ له مِن وَقعتِهِ تلكَ ولدٌ فماتَ قبلَه
كانَ له فَرَطاً وشفيعاً يومَ القيامةِ وإنْ ماتَ بعدَه كانَ له نوراً يومَ القيامةِ قالَ يا رسولَ اللهِ، فإنَّ نَفسي تُحدِّثُني
أَن لا آكُلَ اللحمَ قالَ مهلاً
يا عثمانُ فإنِّي أحبُّ اللحمَ وآكُلُه إذا وجدتُه ولو سألتُ ربِّي عزَّ وجلَّ أَن
يُطعِمَنيهِ في كلِّ يومٍ لأَطعَمَنيهِ قالَ يا رسولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم فإنَّ
نَفسي تُحدِّثُني أَن لا أمسَّ الطِّيبَ قالَ مهلاً يا عثمانُ فإنَّ جبريلَ عليه السلامُ
أمَرَني بالطِّيبِ غِبّاً ويومَ الجمعةِ لا مَتْرَكَ له يا عثمانُ لا تَرغَبْ عن سُنَّتي
فمَن رغبَ عن سُنَّتي ثم ماتَ قبلَ أَن يَتوبَ صَرفَت الملائكةُ وجهَهُ عن حَوْضِي
“Osman b.
Ma’zun radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi
ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden geçen bazı düşünceler bana galip geldi, onları
sana söylemeden bir şey yapmak istemiyorum.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki:
“İçinden ne
geçti ey Osman?” Dedi ki: “İçimden hadım olmak düşüncesi geçti.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin hadımlığı oruç tutmaktır.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü!
İçimden dağ başlarında ruhbanlık etme düşüncesi geçiyor.” Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin rahipliği (ibadete çekilmesi) mescidlerde oturup bir namazdan
sonra diğer namazı beklemektir.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden
yeryüzünde seyahat etmek düşüncesi geçti.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin seyahati Allah yolunda savaşmak, hac ve umredir.” Dedi ki:
“Ey Allah’ın rasulü! İçimden bütün malımı çıkarmak düşüncesi geçti.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Günlük olarak sadaka vermen, kendini ve aileni koruman, yoksula ve
yetime merhamet edip doyurman bundan üstündür.” Dedi ki: “Ey Allah’ın
rasulü! İçimden eşim Havle’yi boşamak düşüncesi geçti.” Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin hicreti Allah’ın haram kıldığı şeyleri terk eden, ben hayatta
iken bana hicret eden, ölümümden sonra kabrimi ziyaret eden yahut iki, üç veya
dört hanımı olduğu halde ölen kimseninkidir.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü!
İçimden eşimle cinsel ilişkiye girmemek geçiyor.” Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Müslüman kişi eşiyle ilişkiye girdiği zaman bundan dolayı çocuk meydana
gelmese bile cennette onun için bir hizmetçi olur. Eğer çocuğu olur da
kendisinden önce ölürse kıyamet gününde onun öncüsü ve şefaatçisi olur. Eğer
kendisinden sonra ölürse kıyamet gününde kendisi için bir nur olur.” Dedi
ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden et yememe düşüncesi geçti.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Yavaş ol ey
Osman! Ben eti severim ve bulduğumda yerim. Şayet rabbimden bana her gün
yedirmesini isteseydim elbette bana onu hergün yedirirdi.” Dedi ki: “Ey
Allah’ın rasulü! İçimden güzel koku sürünmeme düşüncesi geçti.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki Cibril aleyhi's-selâm bana günaşırı koku sürünmeyi emretti.
Cuma günleri koku sürünmek ise terk edilmez. Muhakkak onu ben de sana
emrediyorum ey Osman! Sünnetimden yüz çevirme! Kim sünnetimden yüzçevirir ve
tevbe etmeden ölürse melekler onun yüzünü havzımdan çevirirler.”[4]
Ahmed b. Yunus
– Abbad b. Kesir – Ali b. Zeyd b. Cud’an – Said b. el-Museyyeb rahimehullah
yoluyla benzer rivayette şu ziyade vardır:
أنه قال يا رسول الله! إن نفسي تحدثني أن
أخرج من جميع ما أملك؟ قال مهلاً يا عثمان صدقةٌ على اليتيم والمسكين والأرملة فكذلك
حتى يأتيك الموت
“Osman b.
Maz’un radıyallahu anh dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden sahip olduğum
herşeyi elimden çıkarmak geçiyor.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Sana ölüm gelinceye kadaryetime, yoksula ve dul kadınlara sadaka ver.”[5]
Ali b. Zeyd b.
Cud’ân rahimehullah bu rivayette tek kalmamıştır. Birçok tarikten şahitleri
sabit olmuştur:
Muhammed b.
Fudayl – Muhammed b. İsmail b. Ebi Fudeyk – Mukrik b. Kaz’a – Said b.
el-Museyyeb rahimehullah yoluyla:
جاء عثمان بن مظعون إلى رسول الله صلى الله
عليه وسلم وقال يا رسول الله غلبني حديث النفس ولا أحب أن أحدث شيئاً حتى أذكر لك قال
صلى الله عليه وسلم وَمَا تُحَدِّثُكَ نَفْسُكَ يَا عُثْمَانُ؟ قال تحدثني أن أخصي
نفسي قال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ إِخْصَاءَ أُمَّتِي الصِّيَامُ قال يا رسول
الله إن نفسي تحدثني أن أترهب في رؤوس الجبال فقال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ تَرْهِيبَ
أُمَّتِي الجُلُوسُ فِي المَسَاجِدِ لانْتِظَارِ الصَّلَوَاتِ قال يا رسول الله فإن
نفسي تحدثني أن أسيح في الأرض؟ قال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ: فَإِنَّ سِيَاحَةَ أُمَّتِي
الغَزْوُ فِي سَبِيلِ الله وَالحَجُّ وَالعُمْرَةُ قال فإن نفسي تحدثني أن أخرج من
مالي كله؟ قال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ صَدَقَتَكَ يَوْماً بِيَوْمٍ وَتَكُفُّ
نَفْسَكَ وَعِيَالَكَ وَتَرْحَمُ المَسَاكِينَ وَاليَتِيمَ أَفْضَلُ مِنْ ذلك فقال
يا رسول الله فإن نفسي تحدثني أن أطلق خَوْلة فقال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ الهِجْرَةَ
فِي أُمَّتِي مَنْ هَجَرَ مَا حَرَّمَ الله أَوْ هَاجَرَ إِليَّ فِي حَيَاتِي أَوْ
زَارَ قَبْرِي بَعْدَ وَفَاتِي أَوْ مَاتَ وَلَهُ امْرَأَةٌ أَوِ امْرَأَتَانِ أَوْ
ثَلاثٌ أَوْ أَرْبَعٌ قال يا رسول الله فإن نهيتني أن أطلقها فإن نفسي تحدثني بأن لا
أغشاها قال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ الرَّجُلَ المُسْلِمَ إِذَا غَشِيَ أَهْلَهُ
أَوْ مَا مَلَكَتْ يَمِينُهُ فَلَمْ يَكُنْ مِنْ وَقْعَتِهِ تِلْكَ وَلَدٌ كَانَ لَهُ
وَصِيفاً فِي الجَنَّةِ وَإِنْ كَانَ مِنْ وَقْعَتِهِ تِلْكَ وَلَدٌ فَمَاتَ قَبْلَهُ
كَانَ فَرَطاً وَشَفِيعاً يَوْمَ القِيامَةِ. فَإِنْ مَاتَ بَعْدَهُ كَانَ لَهُ نُوراً
يَوْم القِيَامَةِ فقال يا رسول الله فإن نفسي تحدثني بأن لا آكل اللحم قال مَهْلاً
يَا عُثْمَانُ فَإِنِّي أُحِبُّ اللَّحْمَ وَآكُلُهُ إِذَا وَجَدْتُهُ وَلَوْ سَأَلْتُ
رَبِّي أَنْ يُطْعِمَنِيهِ فِي كُلِّ يَوْمٍ لأَطْعَمَنِيهِ قال يا رسول الله فإن نفسي
تحدثني بأن لا أمسّ الطيب قال مَهْلاً يَا عُثْمَانُ فَإِنَّ جِبْرِيلَ أَمَرَنِي بَالطَّيِّبِ
غبّاً غبّاً وقال لا تَتْرُكْهُ يَا عُثْمَانُ
لا تَرْغَبْ عَنْ سُنَّتِي فَمَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِي ثُمَّ مَاتَ قَبْلَ أَنْ يَتُوبَ
صَرَفَتِ المَلاَئِكَةُ وَجْهَهُ عَنْ حَوْضِي يَوْمَ القِيَامَةِ
“Osman
b. Maz’un radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve
dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden geçen düşünceler bana galip geldi ve sana
anlatmadan bir şey yapmak istemedim.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu ki:
“İçinden
geçenler nedir ey Osman?” Dedi ki: “Kendimi hadım etme düşüncesi içimden
geçti.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin hadımlığı oruçtur.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden
dağ başlarında rahiplik etmek geçti.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki ümmetimin rahipliği mescidlerde oturup namazları beklemektir.”
Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden yeryüzünde seyahat etme düşüncesi geçti.”
Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Ümmetimin seyahati Allah yolunda savaşmak, hac ve umredir.” Dedi ki:
“İçimden bütün malımı elimden çıkarmak geçti.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Günlük olarak sadaka vermen, kendini ve aileni koruman, yoksullara ve
yetime merhamet etmen bundan üstündür.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü!
İçimden eşim Havle’yi boşamak geçti.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Muhakkak ki ümmetimde hicret Allah’ın haram kıldıklarından ayrılan veya
hayatımda bana hicret eden, ölümümden sonra kabrimi ziyaret eden veya öldüğünde
geride bir, iki, üç veya dört hanımını bırakanın yaptığıdır.” Dedi ki: “Ey
Allah’ın rasulü! Beni onu boşamaktan yasakladığına göre içimden onunla ilişkiye
girmemek geçiyor.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Müslüman kişi hanımıyla veya cariyesiyle ilişkiye girdiği zaman bundan
dolayı eğer çocuk olmazsa cennette onun için bir hizmetçi olur. Eğer çpcuk olur
da kendisinden önce ölürse kıyamet gününde öncüsü ve şefaatçisi olur. Eğer
kendisinden sonra ölürse kıyamet gününde kendisi için bir nur olur.” Dedi
ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden asla et yememek geçiyor.” Buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Zira ben eti severim ve bulduğumda yerim. Şayet rabbimden bana her gün
et yedirmesini isteseydim yedirirdi.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden
güzel kokuya dokunmamak geçiyor.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu ki:
“Yavaş ol ey
Osman! Cibril bana günaşırı güzel koku sürünmemi emretti. Onu terk etme! Ey
Osman! Sünnetimden yüz çevirme! Kim sünnetimden yüz çevirir de tevbe etmeden
ölürse kıyamet gününde melekler onun yüzünü havzımdan uzaklaştırmak için
çevirirler.”[6]
Ebu Abdillah
Muhammed el-Hakîm et-Tirmizî – Salih b. Muhammed - Hammad b. Abdirrahman –
İdris b. Subayh el-Evdî – Said b. el-Museyyeb rahimehullah yoluyla:
جَاءَ عُثْمَان بن مَظْعُون إِلَى رَسُول
الله صلى الله عَلَيْهِ وَسلم فَقَالَ يَا رَسُول الله غلبني حَدِيث النَّفس فَلم أحب
أَن أحدث شَيْئا حَتَّى أذكر ذَلِك لَك فَقَالَ لَهُ النَّبِي صلى الله عَلَيْهِ وَسلم
وَمَا تحدثك بِهِ نَفسك يَا عُثْمَان قَالَ تُحَدِّثنِي نَفسِي أَن أختصي فَقَالَ مهلا
يَا عُثْمَان فَإِن خصاء أمتِي الصّيام إِلَى أَن قَالَ لَهُ رَسُول الله صلى الله
عَلَيْهِ وَسلم يَا عُثْمَان لَا ترغب عَن سنتي وَمن رغب عَن سنتي فَمَاتَ قبل أَن
يَتُوب ضربت الْمَلَائِكَة وَجهه عَن حَوْضِي يَوْم الْقِيَامَة
“Osman b. Maz’un radıyallahu anh Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İçimden geçen
düşünceler bana galip geldi. Sana anlatmadan bir şey yapmak istemedim.” Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“İçinden neler geçti ey Osman!” Dedi ki: “İçimden
hadım olma düşüncesi geçti.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yavaş ol ey Osman! Ümmetimin hadımlığı oruç tutmaktır…”
Rivayetin sonunda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurdu:
“Ey Osman! Sünnetimden yüz çevirme! Sünnetimden yüz
çevirip de tevbe etmeden ölenin yüzüne melekler kıyamet gününde vurarak
havzımdan uzaklaştırırlar.”[7]
Rişdeyn b. Sa’d
ve Ebu Muaviye Muhammed b. Hazım ed-Darir – Abdurrahman b. Ziyad b. En’um –
Sa’d b. Mes’ud rahimehullah yoluyla:
أَنَّ عُثْمَانَ
بْنَ مَظْعُونٍ أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ ائْذَنْ
لَنَا بِالِاخْتِصَاءِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيْسَ
مِنَّا مَنْ خَصَى وَلَا اخْتَصَى إِنَّ إِخْصَاءَ أُمَّتِي الصِّيَامُ فَقَالَ يَا
رَسُولَ اللَّهِ ايْذَنْ لَنَا فِي السِّيَاحَةِ فَقَالَ إِنَّ سِيَاحَةَ أُمَّتِي
الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لَنَا فِي التَّرَهُّبِ
فَقَالَ إِنَّ تَرَهُّبَ أُمَّتِي الْجُلُوسُ فِي الْمَسَاجِدِ انْتِظَارَ الصَّلَاةِ
“Osman b.
Ma’zun radıyallahu anh Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi ki:
“Bizim için hadım olmamıza (kısırlaşmamıza) izin ver” Bunun üzerine Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hadım olan
ve kendisini hadım ettirenler bizden değildir. Ümmetimin hadımlığı oruç
tutmaktır.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Bizim için seyahat etmemize izin
ver” buyurdu ki:
“Ümmetimin
seyahati Allah yolunda cihad etmektir.” Dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Bizim
için ruhbanlığa (ibadete çekilmemize) izin ver.” Buyurdu ki:
“Ümmetimin
ruhbanlığı mescidlerde oturmak ve namazı beklemektir.”[8]
Abdurrahman b.
Ziyad b. En’um el-İfrikî – Sa’d b. Mes’ud es-Sadefî ve Umare b. Gurab el-
Yahsubî rahimehumallah yoluyla:
أَنَّ عُثمانَ بنَ مَظعونٍ أَتَى النَّبيَّ
صَلى الله عَلَيه وسَلم فَقالَ يا رَسولَ الله إِنِّي لاَ أُحِبُّ أَن تَرَى امرَأَتي
عَورَتي قالَ رَسولُ الله صَلى الله عَليه وسَلم ولِمَ؟ قالَ أَستَحيي مِن ذَلِكَ وأَكرَهُهُ
قالَ إِنَّ اللهَ جَعَلَها لَكَ لِباسًا وجَعَلَكَ لَها لِباسًا وأَهلي يَرَونَ عَورَتي
وأَنا أَرَى ذَلِكَ مِنهُم قالَ أَنتَ تَفعَلُ ذَلِكَ يا رَسولَ الله؟ قالَ نَعَم قالَ
فَمِن بَعدِكَ فَلَمّا أَدبَرَ قالَ رَسولُ الله صَلى الله عَليه وسَلم إِنَّ ابنَ
مَظعونٍ لَحَييٌّ سِتّيرٌ
“Osman b.
Maz’un radıyallahu anh Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi ki: “Ey
Allah’ın rasulü! Ben eşimin benim avretimi görmesini istemiyorum.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Neden?”
Dedi ki: “Bundan utanıyorum ve istemiyorum.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu ki:
“Muhakkak ki
Allah onu sana örtü kılmış ve seni de ona örtü kılmıştır. Benim eşlerim
avretimi görürler, ben de onlarınkini görürüm.” Osman radıyallahu anh: “Sen
de bunu yapıyor musun ey Allah’ın rasulü?” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Evet”
buyurdu. Osman radıyallahu anh dedi ki: “Senden sonra kim yapmaz!” O gidince
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Muhakkak ki
İbn Maz’un hayâ sahibi ve örtünmeyi seven biridir.”[9]
Muhammed b.
İsmail b. Ebi Fudeyk – İbn Ebi Zi’b – İbn Şihab ez-Zuhrî rahimehullah yoluyla:
أَنَّ عُثمانَ بنَ مَظعونٍ أَرادَ أَن يَختَصي
ويَسيحَ في الأَرضِ فَقالَ لَهُ رَسولُ الله صَلى الله عَليه وسَلم أَلَيسَ لَكَ فيَّ
أُسوَةٌ حَسَنَةٌ؟ فَأَنا آتي النِّساءَ وآكُلُ اللَّحمَ وأَصومُ وأُفطِرُ إِنَّ خِصاءَ
أُمَّتي الصّيامُ ولَيسَ مِن أُمَّتي مَن خَصَى أَو اختَصَى
“Osman b.
Maz’un radıyallahu anh hadım olmak ve yeryüzünde seyahat etmek istedi.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona buyurdu ki:
“Bende senin
için güzel örnek yok mu? Ben kadınlarla ilişkiye girerim, et yerim, bazı günler
oruç tutar, bazı günler tutmam. Ümmetimin hadımlığı oruç tutmaktır. Hadım olan
veya kendisinini hadım ettiren ümmetimden değildir.”[10]
ez-Zuhri – Said
b. el-Museyyeb – Sa’d b. Ebi Vakkas radıyallahu anh yoluyla:
رَدَّ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ عَلَى عُثْمَانَ بْنِ مَظْعُونٍ التَّبَتُّلَ وَلَوْ أَذِنَ لَهُ لَاخْتَصَيْنَا
“Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem Osman b. Maz’un radıyallahu anh’ın tebettül
(kendini ibadete verme) isteğini reddetti. Şayet ona izin verseydi elbette
kendimizi hadım ederdik.”[11]
İbn Lehia ve İbn Vehb – Huyey b. Abdillah – Ebu Abdirrahman
el-Hubulî – Abdullah b. Amr b. el-As radıyallahu anhuma yoluyla:
جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللهِ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللهِ ائْذَنْ لِي أَنْ أَخْتَصِيَ فَقَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خِصَاءُ أُمَّتِي الصِّيَامُ وَالْقِيَامُ
“Bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi
ki: “Ey Allah’ın rasulü! Hadım olmam için bana izin verir misin?” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Ümmetimin hadımlığı oruç tutmak ve gece namazıdır.”[12]
Ma’mer – Halid el-Hazzâ - Ebu Kılabe rahimehullah yoluyla:
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَدَ رَجُلًا مِنْ أَصْحَابِهِ فَأَقَامَ عَلَيْهِ ثَلَاثًا ثُمَّ إِنَّ الرَّجُلَ
جَاءَ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيْنَ كُنْتَ؟ قَالَ
رَأَيْتُ عُيَيْنَةَ - يَعْنِي عَيْنًا - فَتَبَتَّلْتُ عِنْدَهَا هَذِهِ الثَّلَاثَ
فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ تَبَتَّلَ فَلَيْسَ مِنَّا
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ashabından bir adamı
göremedi. Üç gün sonra o adam geldi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona:
“Neredeydin?” dedi. Adam dedi ki: “Bir pınar gördüm ve onun
yanında üç gün tebettül yaptım (ibadete çekildim).” Bunun üzerine Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Tebettül yapan bizden değildir”[13]
[1]
Hasen. Beyhaki (7/78) Ru’yanî Musned (1170) İbn Adiy
(7/312) Deylemi (2289) el-Elbani es-Sahiha (1782)
[2]
Sahih. Haris b. Ebi Usame Müsned (475) Darimi (2210)
İbn Ebi Şeybe (3/453) Abdurrazzak (6/178) Hallal es-Sunne (1447, 1455) Ebu
Davud Merasil (202) Beyhaki (7/78) Beyhakî Şuab (5095) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr
(22/367) Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (989) Dulabi el-Kuna (491) Haris’in
rivayetinde Ebu Nuceyh es-Sulemi, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den
işittiğini tasrih etmiştir. Böylece onun sahabe oluşu sabit olmuş, Mürsel olma
şüphesi kalkmıştır.
[3]
Hasen ligayrihi. Ebu’l-Ferac el-Muafa
b. Zekeriya en-Nehravani el-Celisu’s-Salih (s.629) İsnadında Ali b. Zeyd b.
Cud’an zayıftır. Said b. Museyyeb ile Osman b. Mazun radıyallahu anh arasında
inkıta vardır.
[4]
Zayıf. İbn Bişran Emali (1636) Ebu
Ali İbn Himkan el-Hemedani Fevaidu’l-Ahbar (12) Hakîm et-Tirmizî
Nevadiru’l-Usul (1606) İbnu’l-Cevzi Telbisu İblis (s.270) el-Kasım b. Abdillah
el-Umerî metruktur. Ali b. Zeyd zayıftır.
[5]
Zayıf. Hakîm et-Tirmizî
Nevadiru’l-Usul (1607) Abbad b. Kesir metruk, Ali b. Zeyd zayıftır.
[6]
Hasen ligayrihi. Ebu’l-Leys
es-Semerkandî Bahru’l-Ulum (1/413)
[7]
Hasen ligayrihi. İbn Beşkuval,
ez-Zeyl Ala Havdi Kevser (s.149 no:77) Hammad b. Abdirrahman zayıf, İdris b.
Subayh meçhuldür.
[8]
Hasen ligayrihi. İbn Mubarek Zühd (845) Begavi
Şerhu’s-Sunne (484) İbn Abdilberr et-Temhid (21/226) Huseyn el-Mervezi
Ziyadatu’z-Zuhd (1106) Mürseldir.
[9]
Mürsel. İbn Sad Tabakat (3/394)
Hennad Zühd (1358) İsa b. Salim eş-Şaşi el-Begavi Cüz (107) Taberani’den
naklen: Mecmau’z-Zevaid (4/294)
[10]
Sahih ligayrihi. İbn Sad Tabakat
(3/394) Belazuri Ensabu’l-Eşraf (10/254) el-Elbani es-Sahiha (1830)
[11]
Sahih. Buhârî (5073-74) Muslim (1402)
İbn Sa’d Tabakat (3/394)
[12]
Sahih. Ahmed (2/173) Begavi
Şerhu’s-Sunne (2238) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (13/45) İbn Adiy el-Kamil (3/388)
Elbani Sahihu’l-Cami (3228) es-Sahiha (1830)
[13]
Mürsel. Abdurrazzak (7/150) Mamer b. Raşid Cami
(1179)