إن الحمد لله
نحمده ونستعينه ونستغفره ، ونعوذ بالله من شرور أنفسنا ، ومن سيئات أعمالنا ،
من
يهده الله فلا مضل له ، ومن يضلل فلا هادي له ، وأشهد أن لا إله إلا الله وحده
لا
شريك له ، وأشهد أن محمدا عبده ورسوله
İmam Buhari Sahih’inde,
ez-Zubeyr b. Adiy’den rivayet ediyor:
عَنْ
الزُّبَيْرِ بْنِ عَدِيٍّ قَالَ أَتَيْنَا أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ فَشَكَوْنَا إِلَيْهِ مَا نَلْقَى مِنْ
الْحَجَّاجِ فَقَالَ اصْبِرُوا فَإِنَّهُ لَا يَأْتِي
عَلَيْكُمْ زَمَانٌ إِلَّا الَّذِي بَعْدَهُ شَرٌّ
مِنْهُ حَتَّى تَلْقَوْا رَبَّكُمْ سَمِعْتُهُ مِنْ نَبِيِّكُمْ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Enes b. Malik radıyallahu
anh’e gittik ve ona Haccac’dan gördüğümüz durumları şikayet ettik. Şöyle dedi: “Sabredin.
Zira Rabbinizle karşılaşıncaya kadar üzerinize hiçbir zaman gelmez ki, sonradan
gelen daha şerli olmasın. Ben bunu nebiniz Sallallahu aleyhi ve sellem’den
işittim.”
Bazı Müslümanların zihinlerinde
yerleşen bazı kavramları düzeltmek için bu satırları yazıyorum:
Deccal’in ilk hedefi
başkanları/yöneticileri devirmektir. (Müslamanlar buna halife veya vali adını
verirler.) Bundan sonra fert fert Müslümanlara yönelecektir.
Deccal hakkındaki
uzunca gelen hadiste şöyle geçer:
فقلنا يا
رسول الله ذكرت الدجال الغداة فخفضت فيه ورفعت حتى ظنناه في طائفة النخل قال
غير الدجال أخوفني عليكم فإن
يخرج وأنا فيكم فأنا حجيجه دونكم وإن يخرج ولست فيكم فامرؤ
حجيج نفسه والله خليفتي على كل مسلم
“Dedik ki: “Ey Allah’ın rasulü! Sabah
deccalden bahsettin, bu konuda alçaltma ve yükseltmeler yaptın. Hatta onun
hurmalıkların ardında olduğunu sandık.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu ki: “Sizin hakkınızda korktuğum şey Deccal’dan başkadır. Zira o ben
aranızda iken çıkarsa ona karşı sizi ben savunurum. Eğer ben aranızda değilken
çıkarsa herkes kendini savunur ve Allah her Müslüman için halifemdir.”
“Halifem” kelimesine
dikkat edin!
Deccal şayet çıkarsa Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem hayatta iken Müslümanların halifesi, valisi ve
yöneticisidir ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem savunur. Ama Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonrasına gelince, sözün zahiri
Deccal çıktığı zaman Müslümanların halifesinin, yani yöneticisinin olmayacağı
yahut varsa da yöneticilerinin Deccal’e tabi olacağıdır. İşte o zaman “Allah
benim her Müslümana halifemdir” buyruluyor.
Diğer bir delil:
İbn Ömer radıyallahu
anhuma’dan gelen sahih hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurmuştur:
ينشأُ نشْءٌ يقرؤون القرآنَ لا يجاوزُ تَرَاقِيهم، كلّما خرجَ قرنٌ قُطِع ، قالَ ابنُ
عُمَرَ: سَمعتُ رسولَ الله -صلّى الله عليه وسلّم- يقولُ كلّما خرجَ قرنٌ قُطع -أكثر مِنْ عِشرين
مرّة- حتّى يخرجَ في عِراضهم
الدّجال
“Kur’an okuyan ve gırtlaklarından inmeyen bir topluluk çıkar. Onlardan her bir nesil
çıktıkça ardı kesilir.” İbn Ömer radıyallahu anhuma dedi ki: “Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini işittim: “Onlardan her bir nesil çıktıkça –
yirmi defadan fazla dedi – ardı kesilir, ta ki orduları arasından deccal çıkar.” İbn Mace rivayet etmiştir.
El-Elbani rahimehullah dedi ki: “İradihim”
kelimesi “ard” kelimesinin çoğuludur. Anlamı büyük ordu demektir.
Bu delil, dinden ok gibi
çıkan bu kimselerin yöneticilerine karşı ayaklanan, düzeni devirmek isteyen
halklar olduğunu düşündürmektedir. Deccal’in baş hedefi yöneticileri
devirmektir. Yöneticiler devrilirse her şey devrilir, ordular ve askerler
düşer. O zaman da fertlere musallat olması kolaylaşır.
Şimdi kendi durumumuza
dönelim ve Müslümanların bugünkü haline bakalım:
Liderlerin düşmesi ve devletlerin
devrilmesi! İyi düşünün!
Irak darmadağın bir
devlet oldu. Ne başı var ne de başkanı!
Yemen darmadağın, başı
yok.
Libya darmadağın oldu,
başı yok!
Filistin işgal edilmiş
bir devlet, başı yok!
Lübnan’a kim
hükmediyor bilmiyoruz, başı yok!
Suriye’de Deccal
zorluyor, lakin oradaki en zayıf ordusudur ve parçalara bölünmüştür.
Bahreyn’e Deccal ordu
göndermiştir.
Sudan devrilmiş ve
kuyruk bir devlet ortaya çıkmıştır.
Mısır, ordusu
zayıftır, heybeti kalmamıştır, devrilmekten korkmaktadır.
Deccal için iki ülke
kaldı:
Şam’ın kalbi Suriye’de
ordu henüz düşmemiş ayakta çırpınmaya devam ediyor.
Diğeri de Suudi
Arabistan! Peki Suud’da bu durum gerçekleşir mi?
Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’in sözüne bakın: “Deccal Mekke ile Medine dışında her yere
girer, bu ikisi ona haram kılınmıştır.”
Rab olarak Allah’tan, din
olarak İslam’dan, rasul olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den razı
olduk.
Suud, siyasi
çekişmelerden uzaktır.
Deccalin gözü şu an
Suudi Arabistan’dadır ve gelecek yıllarda yahut gelecek aylarda durum ortaya
çıkacaktır.
Deccal’in çıkmasına ne
kadar kaldı Allah bilir, lakin eğer şu hadis sahihse çok yakındır:
Ebû Dâvûd (no:4242)
Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor:
فَذَكَرَ الْفِتَنَ فَأَكْثَرَ
فِي ذِكْرِهَا حَتَّى ذَكَرَ فِتْنَةَ الْأَحْلَاسِ . فَقَالَ قَائِلٌ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ وَمَا فِتْنَةُ الْأَحْلَاسِ ؟ قَالَ : ( هِيَ هَرَبٌ وَحَرْبٌ ،
ثُمَّ
فِتْنَةُ السَّرَّاءِ دَخَنُهَا مِنْ تَحْتِ قَدَمَيْ رَجُلٍ مِنْ أَهْلِ
بَيْتِي
يَزْعُمُ أَنَّهُ مِنِّي وَلَيْسَ مِنِّي ، وَإِنَّمَا أَوْلِيَائِي
الْمُتَّقُونَ
، ثُمَّ يَصْطَلِحُ النَّاسُ عَلَى رَجُلٍ
كَوَرِكٍ عَلَى ضِلَعٍ ، ثُمَّ فِتْنَةُ الدُّهَيْمَاءِ لَا تَدَعُ أَحَدًا مِنْ
هَذِهِ الْأُمَّةِ إِلَّا لَطَمَتْهُ
لَطْمَةً فَإِذَا قِيلَ انْقَضَتْ تَمَادَتْ يُصْبِحُ الرَّجُلُ فِيهَا
مُؤْمِنًا
وَيُمْسِي كَافِرًا ، حَتَّى يَصِيرَ النَّاسُ إِلَى فُسْطَاطَيْنِ فُسْطَاطِ إِيمَانٍ لَا
نِفَاقَ فِيهِ وَفُسْطَاطِ نِفَاقٍ لَا إِيمَانَ فِيهِ ، فَإِذَا كَانَ
ذَاكُمْ فَانْتَظِرُوا الدَّجَّالَ مِنْ يَوْمِهِ أَوْ مِنْ غَدِهِ
“Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem çok fitnelerden bahsetti, bahsettikleri arasında ehlas fitnesi
de vardı. Birisi: “Ey Allah’ın rasulü! Ehlas fitnesi nedir?” dedi. Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “O, insanların birbirinden
kaçması ve harptir. Sonra Serrâ (nimet) fitnesi vardır. Bu fitne, benim ehli
beytimden, benden olduğunu zanneden ama aslında benden olmayan bir adamın ayakları
altından, yayılacaktır. Benim dostlarım ancak muttaki olanlardır. Sonra
insanlar, kaburga üzerindeki oturak gibi (devam etmeyecek olan), bir adamla
anlaşacaklar; daha sonra karanlık fitne çıkacak, bu ümmetten dokunmadığı kimse
kalmayacak. Bitti, denildiğinde, devam edecek. O fitnede (esnasında) kişi,
mümin olarak sabahlayacak akşama kâfir olarak çıkacak. İnsanlar iki çadırda
(gurupta) olacaklar. Bunlar, içinde asla nifakın olmadığı iman çadırı ve imanın
olmadığı nifak çadırıdır. Siz o güne ulaştığınızda o gün veya yarın Deccâli
bekleyiniz.” El-Elbani, Sahihu Suneni Ebi Davud’da: “Hadis sahihtir” demiştir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
تأتيكم بعدي أربع فتن الأولى يستحل فيها الدماء والثانية يستحل فيها الدماء والأموال والثالثة يستحل
فيها الدماء والأموال والفروج والرابعة
صماء عمياء مطبقة تمور مور الموج في البحر حتى لا يجد أحد من الناس منها ملجأ
تطيف
بالشام وتغشى العراق وتخبط الجزيرة بيدها ورجلها وتعرك الأمة فيها بالبلاء عرك الأديم ثم لا
يستطيع أحد من الناس يقول فيها مه مه ثم لا يرفعونها من ناحية إلا انفتقت من
ناحية أخرى
“Benden sonra size dört fitne gelecek. İlk fitnede kanlar
helal sayılacak, ikincisinde kanlar ve mallar helal sayılacak, üçüncüsünde
kanlar, mallar ve ırzlar helal sayılacak, dördüncüsü ise sağır ve kör fitnedir.
Denizdeki dalga gibi uğradığı yeri kapatacak, hatta insanlardan hiç kimsenin
ondan kaçacak yeri kalmayacak. Şam’ı dolaşacak, Irak’ı kuşatacak, el-Cezire’yi
eliyle ve ayağıyla devirecek. Ümmet onda derinin gerildiği gibi gerilecek,
sonra insanlardan hiç kimse “dur dur” diyemeyecek, sonra bir tarafı kalkamadan
diğer tarafı tükenecektir.” Nuaym b. Hammad rivayet etmiştir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
تدوم الفتنة الرابعة اثني عشر عامًا، ثم تنجلي حين تنجلي وقد انحسر الفرات
عن جبل من ذهب تكب عليه الأمة، فيقتل عليه من كل تسعة سبعة
“Dördüncü fitne on iki sene sürecek, açıldığı zaman
açılacak, o sırada Fırat çekilip, altın bir dağ çıkacak, ümmet ona
çöreklenecek, her dokuz kişiden yedisi öldürülecek.” Nuaym b. Hammad rivayet
etmiştir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den diğer bir rivayet şu
şekilde: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
الفتنة الرابعة تقيم ثمانية عشر ثم تحسر الفرات عن جبل من ذهب فيقتتلوا عليه حتى
يقتل من كل تسعة سبعة
“Dördüncü fitne on sekiz sene sürer. Sonra Fırat açılacak, altın
bir dağ çıkacak, bunun için savaşacaklar, her dokuz kişiden yedisi öldürülecek.”
Nuaym b. Hammad rivayet etmiştir.
Bu rivayetlerde zayıflıklar vardır. Eğer sahih ise, biz şu
an el-Bu Azizi’nin intiharıyla başlayan yıkıcı Arap ayaklanmalarının beşinci
senesindeyiz.
Önemli bir nokta:
Mehdi haktır, lakin hiç kimse Deccal’den önce Mehdi’den
bahsedemez!
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Dünyadan
ancak bir gün kalsa bile Allah o günü uzatır da sonra ittifak ederler, hatta
aralarında benden veya ehli beytimden olan, ismi ismime, babasının ismi, babamın
ismine uyan birini gönderir. Öncesinde zulümle dolmuş olan yeryüzünü adaletle
doldurur.” Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.
Mehdi’nin Deccal’den önce çıkacağını söyleyenin sahih ve sarih bir
delili yoktur.
Özetle: Allahu a’lem, Deccal’in çıkmasına çok az kalmıştır. Açık ve gizli tüm fitnelerden Allah'a sığınırız.