İhtilata Davet Fitnesinden Sakındırma Şeyh Abdurrahman b. Nasır el-Berrak'tan tercüme eden: Ebu Muaz Link: http://albarrak.islamlight.net/index.php?option=content&task=view&id=17426
Alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun. Allah, nebimiz
Muhammed’e, ailesine ve bütün sahabesine salat etsin.
Şüphesiz çalışma ve eğitim alanlarında erkekler ile kadınların
bir arada bulunması (ihtilat) modernistlerin çağrısıdır, haramdır. Zira haram
olan bakışı, haram olan teberrücü, haram olan açılmayı, haram olan halveti,
erkeklerle kadınlar arasında haram olan konuşmayı içermektedir. Bütün bunlar
daha ilerisine götüren vesilelerdir.
Bu ihtilata modernistleri iten iki sebep vardır:
Birincisi: Kafir batının hayat tarzı, onların Batılılaşmış
akılları. Ümmetin de batılılaşmasını istiyorlar. Hatta bu batılılaşmayı farz
görüyorlar.
İkincisi: Şehvetlere uymak. Allah Teâlâ şöyle
buyuruyor: “Şehvetlerine tabi olanlar ise sizin iyice sapmanızı istiyorlar.”
(Nisa 27)
Kim bu haramlara götüren bu ihtilatı helal sayarsa
haramları helal saymış olur. Kim de bunları helal sayarsa o kâfirdir. Bunun
anlamı, o kimsenin mürted olacağıdır. Ona öğretilir ve hüccet ikame edilir. Eğer
dönerse döner. Aksi halde katli vaciptir. Bu konuda asıl; İslam dininde
bilinmesi zorunlu olan bir şeyi inkar etmenin küfür olmasıdır. Zira o bunu
yalanlamış veya şeriat ahkamını bağlayıcı görmemiştir. Bu İslam alimleri
katında bilinen ve karara bağlanmış bir meseledir. Yani bahsettiğim şekilde erkeklerle
kadınlar arasındaki ihtilatın haram olmasını kastediyorum. Yahudi ve Hristiyanların
boyunduruğuna girinceye kadar İslam beldelerinin birçoğunda bütün asırlarda Müslümanların
uygulaması ihtilatın olmaması şeklinde devam etmiştir. Bu emperyalizm olarak
adlandırılır. Kadının hürriyeti adı altında kadının batılılaştırılması, İslam
hükümlerinin ve edeplerinin devre dışı bırakılması; Müslüman toplumlarının
bozulması ve Batılılaştırılmasının, sinema, dans salonları ve müzik okulları
gibi fücur müesseseleri vasıtasıyla aralarında zinanın yayılmasının en önemli
vesilelerindendir.
Nitekim harameyn olan ülkemiz Suudî Arabistan’da da
böyle olmuştur. Allah bu ülkeyi İmam Muhammed b. Abdilvehhab ve Muhammed b.
Suud rahimehumallah’ın ıslah, tecdid ve tevhid davetleri vesilesiyle
Hristiyan emperyalizminden kurtararak nimette bulunmuştur. Allah’a hamd olsun
bu davetin etkileriyle halen faydalanmaktayız.
Lakin İslam düşmanları bu ülkelerin asaletine,
toplumlarının temizliğine ve kadınlarının iffetli oluşuna kin gütmekte, “kadın
hakları” adıyla gayelerine ulaşmak için davette bulunmaktadırlar. Tesettürü
kaldırmak, haram kılınmış şeylerden sıyrılmak, çalışma ve eğitim alanlarında
kadınlarla erkeklerin ihtilatı, hatta erkeklerle kadınların her konuda eşit
olmasını talep ediyorlar. Bu Allah Teâlâ’nın şu kavlini doğrular: “Şehvetlerine
uyanlar sizin iyice sapmanızı istiyorlar” (Nisa 27)
Şehvetlerine tabi olanlar; zinakarlar, Yahudiler ve
Hristiyanlar olarak tefsir edilmiştir. Nitekim Selef’ten gelen rivayetlerle
tefsirde bulunan İbn Kesir rahimehullah bunu açıkça belirtmiştir.
Ey Müslüman! Kişinin bir söz söyleyip de farkında
olmadan kafir olmasına şaşırma! Nefsine güvenme! Bilakis sakın! Hadiste şöyle
buyrulmuştur: “Muhakkak kul nereye varacağına aldırmadan Allah’ı öfkelendiren
bir kelime söyler de bununla cehenneme yuvarlanır.” Buhârî rivayet etmiştir.
Uyarılması gereken şeylerden birisi de şu: Kızının,
kızkardeşinin, hanımının erkeklerle beraber çalışmasına veya karışık
okullarda okumasına razı olan herkes namusu hakkında gayretsiz demektir. Bu
bir tür deyyusluktur. Zira o böylece yabancı erkeklerin ona bakmasına ve
kadın erkek karışıklığından dolayı meydana gelen diğer meselelere razı
olmuştur.
Bu münasebetle ben yöneticilere – Allah onları
muvaffak kılsın – bu fitneyi, ihtilata davet fitnesini söndürmelerini tavsiye
ediyorum. Allah’a ve rasulüne destek için ve sorumlu oldukları emaneti eda
etmeleri için fesad sebeplerinin kapılarını kapayarak toplumumuzu korusunlar.
Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Hepiniz
çobansınız ve hepiniz sürünüzden mesulsünüz.” Allah yöneticilerimizi bu
ümmetin hayrına olan işlere muvaffak kılsın, Allah ülkelerimizi tuzak
kuranların tuzaklarından ve kin besleyenlerin arzularından korusun. Allah’ın
salat ve selamı nebimiz Muhammed’e, ailesine ve bütün ashabı üzerine olsun.
Abdurrahman b. Nâsır el-Berrâk
8 Rebiu’l-Evvel 1431 hicri
|