Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

20 Nisan 2015 Pazartesi

Deyyusluktan ve Deyyusluğa Davet Fitnesinden Sakındırma


  İhtilata Davet Fitnesinden Sakındırma
Şeyh Abdurrahman b. Nasır el-Berrak'tan tercüme eden: Ebu Muaz
Link: http://albarrak.islamlight.net/index.php?option=content&task=view&id=17426
Alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun. Allah, nebimiz Muhammed’e, ailesine ve bütün sahabesine salat etsin.
Şüphesiz çalışma ve eğitim alanlarında erkekler ile kadınların bir arada bulunması (ihtilat) modernistlerin çağrısıdır, haramdır. Zira haram olan bakışı, haram olan teberrücü, haram olan açılmayı, haram olan halveti, erkeklerle kadınlar arasında haram olan konuşmayı içermektedir. Bütün bunlar daha ilerisine götüren vesilelerdir.
Bu ihtilata modernistleri iten iki sebep vardır:
Birincisi: Kafir batının hayat tarzı, onların Batılılaşmış akılları. Ümmetin de batılılaşmasını istiyorlar. Hatta bu batılılaşmayı farz görüyorlar.
İkincisi: Şehvetlere uymak. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Şehvetlerine tabi olanlar ise sizin iyice sapmanızı istiyorlar.” (Nisa 27)
Kim bu haramlara götüren bu ihtilatı helal sayarsa haramları helal saymış olur. Kim de bunları helal sayarsa o kâfirdir. Bunun anlamı, o kimsenin mürted olacağıdır. Ona öğretilir ve hüccet ikame edilir. Eğer dönerse döner. Aksi halde katli vaciptir. Bu konuda asıl; İslam dininde bilinmesi zorunlu olan bir şeyi inkar etmenin küfür olmasıdır. Zira o bunu yalanlamış veya şeriat ahkamını bağlayıcı görmemiştir. Bu İslam alimleri katında bilinen ve karara bağlanmış bir meseledir. Yani bahsettiğim şekilde erkeklerle kadınlar arasındaki ihtilatın haram olmasını kastediyorum. Yahudi ve Hristiyanların boyunduruğuna girinceye kadar İslam beldelerinin birçoğunda bütün asırlarda Müslümanların uygulaması ihtilatın olmaması şeklinde devam etmiştir. Bu emperyalizm olarak adlandırılır. Kadının hürriyeti adı altında kadının batılılaştırılması, İslam hükümlerinin ve edeplerinin devre dışı bırakılması; Müslüman toplumlarının bozulması ve Batılılaştırılmasının, sinema, dans salonları ve müzik okulları gibi fücur müesseseleri vasıtasıyla aralarında zinanın yayılmasının en önemli vesilelerindendir.
Nitekim harameyn olan ülkemiz Suudî Arabistan’da da böyle olmuştur. Allah bu ülkeyi İmam Muhammed b. Abdilvehhab ve Muhammed b. Suud rahimehumallah’ın ıslah, tecdid ve tevhid davetleri vesilesiyle Hristiyan emperyalizminden kurtararak nimette bulunmuştur. Allah’a hamd olsun bu davetin etkileriyle halen faydalanmaktayız.
Lakin İslam düşmanları bu ülkelerin asaletine, toplumlarının temizliğine ve kadınlarının iffetli oluşuna kin gütmekte, “kadın hakları” adıyla gayelerine ulaşmak için davette bulunmaktadırlar. Tesettürü kaldırmak, haram kılınmış şeylerden sıyrılmak, çalışma ve eğitim alanlarında kadınlarla erkeklerin ihtilatı, hatta erkeklerle kadınların her konuda eşit olmasını talep ediyorlar. Bu Allah Teâlâ’nın şu kavlini doğrular: “Şehvetlerine uyanlar sizin iyice sapmanızı istiyorlar” (Nisa 27)
Şehvetlerine tabi olanlar; zinakarlar, Yahudiler ve Hristiyanlar olarak tefsir edilmiştir. Nitekim Selef’ten gelen rivayetlerle tefsirde bulunan İbn Kesir rahimehullah bunu açıkça belirtmiştir.
Ey Müslüman! Kişinin bir söz söyleyip de farkında olmadan kafir olmasına şaşırma! Nefsine güvenme! Bilakis sakın! Hadiste şöyle buyrulmuştur: “Muhakkak kul nereye varacağına aldırmadan Allah’ı öfkelendiren bir kelime söyler de bununla cehenneme yuvarlanır.” Buhârî rivayet etmiştir.
Uyarılması gereken şeylerden birisi de şu: Kızının, kızkardeşinin, hanımının erkeklerle beraber çalışmasına veya karışık okullarda okumasına razı olan herkes namusu hakkında gayretsiz demektir. Bu bir tür deyyusluktur. Zira o böylece yabancı erkeklerin ona bakmasına ve kadın erkek karışıklığından dolayı meydana gelen diğer meselelere razı olmuştur.
Bu münasebetle ben yöneticilere – Allah onları muvaffak kılsın – bu fitneyi, ihtilata davet fitnesini söndürmelerini tavsiye ediyorum. Allah’a ve rasulüne destek için ve sorumlu oldukları emaneti eda etmeleri için fesad sebeplerinin kapılarını kapayarak toplumumuzu korusunlar. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mesulsünüz.” Allah yöneticilerimizi bu ümmetin hayrına olan işlere muvaffak kılsın, Allah ülkelerimizi tuzak kuranların tuzaklarından ve kin besleyenlerin arzularından korusun. Allah’ın salat ve selamı nebimiz Muhammed’e, ailesine ve bütün ashabı üzerine olsun.
Abdurrahman b. Nâsır el-Berrâk
8 Rebiu’l-Evvel 1431 hicri
 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)