Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Kasım 2008 Pazar

Şeytanın Sıfatları

İnsanın zayıf hileli baş düşmanı ŞEYTAN
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Salâtü Selâm Resûlullah'a, A'line, Ashabına ve de Kıyamete kadar O'nun yolunu takip edenlerin üzerine olsun.
Şeytanın insanla olan öyküsü insanın, Allah tarafından halife tayin edilmesiyle başlar ve kıyamete kadar devam edecek bir süreci kapsar. Bu Adem aleyhisselam'la başlayan O'ndan sonra da, züriyeti tarafından devam edegelen sürekli bir düşmanlıktır. Allahu Teâla biz insanları ve de Resûlü'nü şeytan ve hilelerinden sakınmak hususunda uyarmaktadır,"Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size kötülükleri (fahiş işleri) emreder. Allah ise size katından bir mağfiret ve lütuf vadeder. Allah her şeyi ihâta eden ve her şeyi bilendir" Bakara, 268
"Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın adamlarına uymayın. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır" Bakara, 208
"Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "inkar et" demiş; insan inkar edince de "ben senden uzağım, çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" demişti" Haşr, 16
Yazımızda şeytanın hilelerini bilerek bunlardan sakınma, ona karşı korunma yollarını öğrenme ve ona nasıl galip gelineceği hususunda bazı noktalara yer vermeye çalışacağız inşâ'allah. Elbette bu ve diğer yazılarımızda olduğu gibi vazgeçilmez kaynaklarımız Kur'ân ve de Resûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem sünnetinden istifade edeceğiz. Başarı Allah'tandır. O'ndan duâmız, bu amelimizi herkes için bir öğüt kılmasıdır.Allah bizleri, haklarında, "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız ve Allaha iman edersiniz" A'li İmrân, 110, ayetinin nâzil olduğu Selef-İ Salihin gibi, hayırlı bir ümmet kılsın ve bizleri onların yolundan ayırmasın (Amin).
Şeytan savaşan bir düşmandır:
O, insana karşı duyduğu kin ve kıskançlığı nedeniyle ümmetin fertlerine karşı amansız bir savaş ilan etmiştir. Yolları başında pusu kurup onları aldatmak için Allah'tan izin istemiş ve birtakım hikmetlere binâen bu izin kendisine verilmiştir. Bundan sonra şeytan kötülükleri aşılamak suretiyle insanları hak yoldan uzaklaştırmak ve saptırmak için daha çgür hareket etmeye başlamıştır, "(İblis), "Ey Rabbim! Öyle ise (varlıkların) tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver" dedi. (Allah da) "O halde senbilinen bir vakte kadar kendilerine mühlet verilenlerdensin" dedi. (İblis) dedi ki; Ey Rabbim! Andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!" Hicr, 36-39.
Kibirlidir:
"Bir zamanlar biz, meleklere "Âdem'e secde ediniz" dedik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu" Bakara, 34
Fakirlikle korkutur, kötülükleri emreder:
"Şeytan sizi fakirlikle korkutup kötülükleri (fuhşiyatı) emreder" Bakara, 268
Çekişmeyi ve Allah hakkında bilgisizce konuşmayı emreder:
"İnsanlardan bilgisi olmaksızın Allah hakkında tartışmaya giren ve her inatçı şeytana uyan bir takım kimseler vardır" Hac, 3
Müslümanların arasını bozmaya çalışır:
"Kullarıma söyle: sözün en güzelini konuşsunlar. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır" İsrâ, 53,
"..."...şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra..."..." Yûsuf, 100
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Şeytan Arap yarımadasında namaz kılanların kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir. Ancak onların aralarını bozmakla (teselli bulur)" buyurmuştur (Müslim).
Savurganların kardeşidir:
"Şüphe yok ki saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir" İsrâ, 27.
İnsan neyde israf ederse şeytan da o şeyde ona ortak olur.
İsimleri çarpıtır:
"..."Ey Âdem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve eskimeyen bir saltanatı göstereyim mi?" Tâhâ, 120. İblis sözü edilen ağacın adı öyle olmadığı halde çarpıtmış ve "ebedîlik ağacı" adını uydurmuştur.
Âyini müziktir:
"Onlardan, gücünün yettiği kimseleri sesinle şaşırt..." İsrâ, 64.
Şeytanın sesi müzik, düdüğü ise insanların bir çoğunu onunla aldattığı müzik aletleridir.
Allah'ın yarattığının değişmesini ister:
"..."...Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattıklarını değiştirecekler"..." Nisâ, 119
Alış verişini, yemesini içmesini sol eliyle yapar:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "herbiriniz sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin, sağ eliyle alsın ve sağ eliyle versin. Çünkü şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle alır ve sol eliyle verir" buyurmuştur (Sahihtir, İbn-i Mâce).
Cemaatle namaz kılmayanlara galip gelmiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "bir köy veya kırda üç olur da aralarında namazı (cemaatle) ikame etmezlerse şeytan onları kuşatmıştır. Cemaate sıkıca sarılın. Zira kurt ancak sürüden uzak düşen koyunu yer" buyurmuştur (Sahihtir, Ebû Dâvud).
Namaz esnasında mümin kula sokulur:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Şeytan sizden birine namazda sokulur. Ve O, kaç rekat kıldığını bilemediği ana kadar şeytandan haberdar olmaz. Bu durumla karşılaşırsanız selam vermeden önceki oturuşunda (sehven) iki secde yapsın daha sonra selam versin" (Sahihtir, Ebû Dâvud).
Safta bulduğu boşluğa girer:
"Safları sıklaştırın. Meleklerin saf tuttuğu gibi saf tutun, omuzlarınızı birbirine birleştirip boşluk bırakmayın. Yumuşakça kardeşlerinizin kollarına temas ederek şeytan için boşluklar bırakmayın. Kim bir safı doldurursa Allah da onun (açıklarını, günahlarını) doldurur. Kimde bir saffı bozarsa Allah da onun (amellerini) bozar" (Sahihtir, Ebû Dâvud).
Kötü rüya gösterir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Biriniz güzel bir rüya gördüğü vakit (bilsin ki,) o ancak Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamdetsin ve sevdiklerine anlatsın. Eğer kötü bir rüya görürse (bilsin ki) o da ancak şeytandandır (kimseye anlatmasın ve şeytan'dan Allah'a sığınsın)" (Buhari, Müslim).
Sabah namazının kılınmamasına çabalar:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur, "İçinizden biri uyuduğu zaman şeytan onun başına üç düğüm yapar. Sonra her bir düğümle gece boyunca ona vurur. Eğer uyanıp Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür. Kalkıp abdest aldığında düğümlerden ikisi çözülmüş olur. Namazı da kılarsa bütün düğümler çözülür. Böylece mutlu ve gönlü rahat bir şekilde sabahlar. Aksi halde tenbel ve kötü bir şekilde sabahlar" (Müslim).
Cemaatten kaçar:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Her kim Cennetin orta yerini isterse cemaate yönelsin, muhakkak şeytan iki kişiden ayrı tek başına kalanla beraberdir" buyurmuştur (Sahihtir, Tirmizi).
Halvetteki kadın ve erkeğin yanındadır:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Erkek, kadınla halvet etmesin (yalnız başlarına kalmasın). Bu durumda şeytan onların üçüncüsü olur" buyurmuştur (Sahihtir, İbn-i Mâce).
Besmelesiz yemeğe ortak olur:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Şeytan Allah adının anılmadığı yemeği kendisine helal görür" buyurmuştur (Müslim). Yemeğe besmeleyle başlamayı çocuklara da öğretmelidir.
Kaylûle yapmaz:
Allah'ın nebîsi, "Öğleyin kaylûle yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vakitlerinde kaylûle yapmazlar" buyurmuştur (Müslim).
Kaylûle, öğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykudur. Kaylûle yapan insan bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü kılacak gücü kendine bulur. Öylesine önemli vakitleri gaflet değil ibadetle geçirir.İnsanoğluna, sürekli zarar vermeye çalışır:Â'işe radıyallahu anhâ, fazla kanamasından Resûlullah'a söz ettiğinde, "O şeytanın tepmelerinden biri sonucudur" yanıtını alır (Sahihtir, Tirmizi).
Şeytan damarı taptiğinde kanama artar.
Bu büyük düşmandan her zaman Allah'a sığınmalıdır.
Sapık yollarda davetini yayar:
"Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. '(başka) yollara' (sübül) uymayın. Zira o yol sizi Allah'ın yolundan ayırır..." En'âm, 153.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bu ayeti açıklarken eliyle düz bir çizgi çizerek, "İşte bu, dosdoğru olan; Allah'ın yoludur" diyerek sonra o yolun sağ ve sol yanına (düz çizgiden farklı irili ufaklı karışık) çizgiler çizmiş ve "İşte bunlar 'başka yollarıdır' (sübül). Bunlardan hiç biri yoktur ki, şeytan başına oturuyor ve onlara çağırıyor olmasın" buyurmuş ve sonra da mezkûr ayeti okumuştur" (Sahihtir, Nesâ-î).
Ölüm anında fesad yayar:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah'a şöyle duâ ederdi, "Düşkünlükten, yakınmadan, boğulma ve yanmadan; ölüm esnasında şeytanın yakalamasından; Yolu'ndan geri dönmüş olarak sana varmaktan ve (akrep) sokmasından ölmekten sana sığınırım" (Sahihtir, Nesâ-î).
Şeytanlar yatsının ilk anında yayılırlar:
Resûlullah, "Yatsının ilk anı bitinceye kadar çocuklarınızı alıkoyun. Zira o, şeytanların gezindiği bir vakittir" buyurmuştur (Sahihtir, Hâkim). Bu vakit, güneşin; şeytanın iki boynuzu arasında kızıllaşarak battığı, ikindi kerâhat vaktidir.
Kızgınlık sırasında gelir:
Allah Resûlü, "Bir kelime biliyorum ki, onu söyleyendeki sıkıntılar gider. Kim (şuurla) 'Eûzû bi'llâhi mine'ş- şeytani'r- racîm' (taşlanmış şeytandan Allah'a sığınırım) derse ondaki (sıkıntılar) gider" buyurmuştur (Buhari, Müslim).
Resûlullah bunu, öfkeden yüzü kızarmış ve boyun damarları şişmiş birisi kendisine geldiğinde söylemiştir.
Âyete'l- Kûrsî'yi okuyan kimseye yaklaşamaz:
Şeytan rüyasında Ebû Hureyre radıyallahu anh'a gelerek, "Uyumadan önce Âyete'l Kûrsî'yi okuyanın yanıbaşında Allah tarafından gönderilen muhafızlar eksik olmaz ve sabaha kadar şeytan ona yaklaşamaz" demiştir. Ebû Hureyre bunu Resûlullah'a anlattığında, "O yalancı olduğu halde sana doğruyu söylemiş" buyurmuştur (Buhari).
Ezanla birlikte kaçar:
"Muhakkak, şeytan namaz için nidâ edildiğinde (ezan okunurken) arkasını dönüp -yellenerek- kaçar" (Müslim). Bir diğer hadiste de şu ifade yer almaktadır, "Teşehütte, şahadet parmağını oynatmak şeytana demirden daha şiddetli gelir" buyurmuştur (Sahihtir, Ahmed). Yani Şehadet parmağı ona demir kamçı gibidir.
Ramzanda zincire vurulur:"
Ramazan geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur" (Sahihtir, Nesâ- î).
Gerçek bir tevbeye karşı çeresizdir:
"Takvâya erenler var ya; onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp, hemen gerçeği görürler" A'raf, 201.
İhlaslı kimselere zararı dokunmaz:
"(İblis) dedi ki,: Ey Rabbim! Andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş kullarım müstesna" Hicr,39-40.
Allahu Teâla kendisine hâlis kılınmadan yapılan amelleri kabul etmez, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem,"Allah ancak halis olan, yalnız O'nun rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder" buyurmuştur (Sahihtir, Nesâî).
Allah, şeytana insana tahakküm edebileceği bir sulta vermemiştir. Onun sultası ancak Allah'a iman etmeyen veya iman ettiğini söyleyip te bu imanın gereğini yerine getirmeyenler üzerinedir. Çünkü onlar bu halleriyle Allah'ı, Allah'ın yardımını bırakıp; şeytanı ve de şaytanın yardımını kabul etmişler ve ondan razı olmuşlardır. Bu noktada unutulan bir şey var ki, o da yalnız Allah'ın dostları zafere ulaşacaktır. Allah'tan başka edinilen yardımcılar, başta iblis olmak üzere tabiilerinin onları ilah edindiklerini inkar edeceklerdir. Gerisni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in getirdiği en büyük mucize olan Kur'ân-ı Azim'den dinleyelim, şüphesiz tevfik Allah'tandır.
"(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki; "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaadetti, ben de size vaadettim ama yalancı çıktım. Zâten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi (isyana, inkara) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, (beni Allah'a) ortak koşmanızı reddettim. Çünkü zâlimlere, elbette acıklı bir azap vardır" İbrâhim, 22
Sallallahu Teâla alâ Muhammedin ve alâ A'lihi ve Sahbihi ecmaîn.
VE'L- HAMDÜ Lİ'LLAHİ RABBİ'L ALEMİN

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)