Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

1 Mayıs 2014 Perşembe

Kadınlara Özel Ders Hakkındaki Rivayetlerin Tahlili

Mescidde Kadınlara Özel Ders Meselesi
Ebu Muâz el-Çubukâbâdî
Kadınlara sohbet için Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in vaadi ve o sohbette söyledikleri
Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den:
أن نسوة اجتمعن فأتاهن رسول الله صلى الله عليه وسلم فعلمهن مما علمه الله ثم قال ما منكن من امرأة تقدم بين يديها من ولدها ثلاثة إلا كانوا لها حجابا من النار فقالت امرأة يا رسول الله واثنين قال واثنين
“Kadınlar toplandılar ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem gelerek onlara Allah’ın kendisine öğrettiği şeylerden öğretti. Sonra şöyle buyurdu: “İçinizden kendisinden önce üç çocuğunu göndermiş (vefat etmiş) hiçbir kadın yoktur ki kendisi için ateşe karşı perde olmasın.” Bir kadın dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Ya iki çocuğu (ölen)?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu (ölen) de” buyurdu.[1]
Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den diğer lafzı:
قالت النساء للنبي  - عليه الصلاة والسلام - * غلبنا عليك الرجال فاجعل لنا يوما من نفسك فوعدهن يوما لقيهن فيه فوعظهن وأمرهن فكان فيما قال لهن ما منكن امرأة تقدم ثلاثة من ولدها إلا كان لها حجابا من النار فقالت امرأة واثنين فقال واثنين
“Kadınlar Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e: “Senden yana erkekler bize galebe çaldılar. Bizim için kendine bir gün belirle” dediler. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem onlarla buluşmak için bir gün vaad etti, o gün onlara vaaz ve emirler verdi. Onlara söylediği şeyler arasında şu da vardı: “İçinizden üç çocuğunu kendisinden önce göndermiş hiçbir kadın yoktur ki ateşe karşı kendisine perde olmasın.” Bir kadın: “İki çocuk?” diye sordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuk da” buyurdu.[2]

Bu Sohbette Kadınların Evde Değil, Mescidde Toplanmış Olduklarına Dair Rivayetler

Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’den:
دخل رسول الله صلى الله عليه وسلم المسجد ومعه نسوة من الأنصار فوعظهن وذكرهن وقال ما منكن من امرأة يموت لها ثلاث من الولد إلا دخلت الجنة فقامت امرأة هي من أجلهن فقالت يا رسول الله فذات الاثنين قال وذات الاثنين
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem mescide girdi. Yanında Ensar’dan kadınlar vardı. Onlara vaaz ve hatırlatmalarda bulundu. Şöyle dedi: “İçinizden üç çocuğu ölen hiçbir kadın yoktur ki cennete girmesin.” En şereflilerinden olan bir kadın dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İki çocuğu ölen?” diye sordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu ölen de” buyurdu.[3]
Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’den diğer lafzı:
ان رسول الله صلى الله عليه وسلم خطب النساء فقال لهن ما منكن امرأة يموت لها ثلاثة ألا ادخلها الله عز وجل الجنة فقالت أجلهن امرأة يا رسول الله وصاحبة الإثنين في الجنة قال وصاحبة الإثنين في الجنة
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem kadınlara hitap etti ve onlara şöyle buyurdu: “İçinizden üç çocuğu ölen hiçbir kadın yoktur ki Allah Azze ve Celle onu cennete koymasın.” En şereflilerinden bir kadın dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İki çocuğu ölen de cennette midir?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu ölen de cennettedir” buyurdu.[4]
Diğer bir rivayette Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh dedi ki:
خرج رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى المسجد فإذا فيه نسوة من الأنصار فأتاهن فوعظهن وذكرهن وقال ما منكن امرأة يموت لها ثلاثة من الولد إلا دخلت الجنة فقالت امرأة من أجلهن يا رسول الله أرأيت ذات الإثنين فقال ما منكن امرأة يموت لها اثنان إلا دخلت الجنة
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem mescide çıktığında Ensardan bazı kadınların orada olduğunu gördü. Onların yanına gitti, vaaz ve hatırlatmalarda bulundu. Şöyle buyurdu: “İçinizden üç çocuğu ölen hiçbir kadın yoktur ki cennete girmesin.” En şereflilerinden bir kadın dedi ki: “Ey Allah’ın rasulü! İki çocuğu ölene ne dersin?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İçinizden iki çocuğu ölen hiçbir kadın yoktur ki cennete girmesin” buyurdu.”[5]
Abdullah b. Mesud radıyallahu anh’den diğer lafzında şöyle gelmiştir:
دخل رسول الله صلى الله عليه وسلم المسجد وفيه نسوة من الأنصار فوعظهن وذكرهن وقال ما منكن امرأة يموت لها ثلاثة من الولد إلا دخلت الجنة فقالت امرأة منهن ليس من أجلهن يا رسول الله وذوات الإثنين قال وذوات الإثنين
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem mescide girdiğinde Ensardan bazı kadınlar vardı. Onlara vaaz ve hatırlatmalarda bulundu ve şöyle buyurdu:… aynı hadisi söyledi. Ancak bu rivayette: “Şereflilerinden olmayan bir kadın dedi ki…” şeklindedir.[6] Bu lafızla rivayet, daha sağlam ravilerin rivayetine aykırı olduğu için münkerlik vardır.

Bu Sohbette Kadınların Bir Evde veya Mescidden Başka Bir Mekanda Toplandıklarına Dair Rivayetin Zayıf Oluşu

 Ebu Hureyre radıyallahu anh’den:
أن نسوة قلن يا رسول الله صلى الله عليك إنا لا نقدر على مجلسك من الرجال فلو وعدتنا موعدا نأتيك فيه فقال النبي صلى الله عليه وسلم موعدكن بيت فلانة فجئن لميعاده فجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فكان فيما حدثهن أنه قال ما من امرأة يموت لها ثلاثة من الولد فتحتسبهم إلا دخلت الجنة فقالت امرأة أو اثنين يا رسول الله قال أو اثنين
“Kadınlar dediler ki: “Ey Allah’ın rasulü! Allah sana salat etsin. Bizler erkeklerden dolayı senin meclisinde bulunamıyoruz. Bize gün vaad etsen de o gün sana gelsek olmaz mı?” Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem onlara: “Size falan kadının (diğer rivayette falan adamın) evinde söz veriyorum” dedi. O vakit gelince Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem geldi. Onlara söylediği şeyler arasında şu da vardı: “Üç çocuğu ölen ve karşılığını Allah’tan bekleyen hiçbir kadın yoktur ki cennete gitmesin.” Bir kadın: “Ya iki çocuğu ölen ey Allah’ın rasulü!” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu da” dedi.[7]
Bu isnadda Suheyl b. Ebi Salih vardır ve bunu Ebu Hureyre radıyallahu anh’den bu lafızla rivayet etmede tek kalmıştır. Suheyl b. Ebi Salih ihtilata uğramış bir ravi olup tek kaldığında hüccet olmadığı muhaddisler tarafından belirtilmiş bir ravidir. Nitekim Buhari, Sahih’inde Suheyl’den ancak makrunen rivayette bulunmuştur.
Bu yüzden Müslim de Sahihinde Suheyl b. Ebi Salih – babası – Ebu Hureyre yoluyla, Suheyl’in tek kalmadığı lafzıyla şu şekilde rivayet etmiştir:
أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لنسوة من الأنصار * لا يموت لإحداكن ثلاثة من الولد فتحتسبهم إلا دخلت الجنة فقالت امرأة أو اثنين يا رسول الله قال أو اثنين
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Ensar’dan kadınlara şöyle buyurdu: “Birinizin üç çocuğu ölür de karşılığını Allah’tan beklerse mutlaka cennete girer.” Bir kadın: Ya iki çocuğu ölen ey Allah’ın rasulü?” dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu ölen de” buyurdu.[8]
Görünen o ki, Ebu Hureyre radıyallahu anh bu hadiseye bizzat şahit olmamıştır. Bu hadisi Ebu Hureyre radıyallahu anh, Ebu Said veya başka bir sahabeden işitmiş olup, kendisinin mürsel rivayetlerindendir. Nitekim Buhari’nin bir rivayetinde İbnu’l-Esbehani Ebu Salih’in bu hadisi “Ebu Said ve Ebu Hureyre bana dediler ki” diyerek rivayet ettiğini zikretmektedir.[9]
Sahabe mürselinin hüccet olduğunda şüphe yoktur. Lakin kadınlarla sohbet hadisesi, Hicri 5 miladi 627 yılında nazil olan Ahzab 53 (perde hicabı) emrinden önce vuku bulmuş olabilir. Ebu Hureyre radıyallahu anh ise hicrî 7. Yılda Müslüman olmuştur.
Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den:
أن امرأة قالت للنبي صلى الله عليه وسلم  يا رسول الله اجعل لنا منك يوما قال نعم يوم كذا وكذا في مكان كذا وكذا فأتاهن فعلمهن السنة وقال أما إنه ليس امرأة تقدم بين يديها ثلاثة إلا كانوا لها حجاجا من النار فقالت امرأة أو اثنتين يا رسول الله فسكت ثم قال أو اثنتين
“Bir kadın Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e: “Ey Allah’ın rasulü! Bizim için kendine bir gün belirle” dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Evet, falan gün şu mekânda” dedi. Onlara geldi ve sünneti öğretti. Sonra şöyle dedi: “Muhakkak ki üç çocuğunu kendisinden önce göndermiş hiçbir kadın yoktur ki kendisi için cehenneme karşı perde olmasın.” Bir kadın dedi ki: “İki çocuğunu göndermiş olan da mı Ey Allah’ın rasulü!” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem sustu, sonra: “İki çocuğunu göndermiş olan da” buyurdu.”[10]
Bu rivayetin isnadı zayıftır. İsrail b. Yunus, Abdurrahman b. El-Esbehani’den işitmemiştir. Diğer taraftan İbn Mehdî: “İsrail hadis sirkatinde bulunurdu” demiştir. Muhtemelen bu rivayeti Ebu Avane’den sirkat etmiştir.
Şu’be ve Şureyk’in rivayetleri, Ebu Avane’nin rivayetine tercih edilir:
Ebu Avane – Abdurrahman b. El-Esbehanî – Ebu Salih Zekvan – Ebu Said radıyallahu anh yoluyla gelen rivayetlerden birinde: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Falan gün filan mekânda” diyerek söz verdiği geçer.[11]
Ebu Avane’nin Abdurrahman b. El-Esbehanî – Ebu Salih – Ebu Said radıyallahu anh yoluyla diğer rivayetinde ise: “Falan gün” diye söz verdiği geçer ancak “falan mekân” zikredilmez.[12]
Şu’be ve Şureyk ise Abdurrahman b. El-Esbehanî’den rivayetlerinde Mekân’dan hiç bahsetmemişlerdir. Ebu Avane bir rivayetinde “falan mekân, falan gün” demiş, bir rivayetinde mekânı söz konusu etmeksizin sadece: “Falan gün” demiştir. Yukarıda zikrettiğim ve bu sohbetin mescidde geçtiğini tasrih eden rivayetler ve bu konuda gelen hadislerin birçok erkek sahabelerden gelmiş olması, Ebu Avane’nin rivayetinde yanıldığını, bu sohbetin mescidde gerçekleştiğini göstermektedir.
Ebu Avane’den gelen “falan mekân” ziyadesini kabul etmemeye gerekçeler mevcuttur:
Zira Ebu Avane hakkında Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: “Ebu Avane kitaptan rivayet ederse Şureyk’ten daha sağlamdır. Kitabı dışında rivayet ederse bazen yanılır.”
Ebu Zur’a: “Ebu Avane kitabından rivayet ederse sikadır” demiştir.
Ebu Hatim: “Yazıyla rivayeti sahihtir. Ezberinden rivayet ederse çok hata yapar. O saduktur” demiştir.
İbnu’l-Medini ise: “Ebu Avane, Katade’den rivayet ettiğinde zayıftır. Zira kitapları gitmişti. Said’den daha iyi ezberler. Nitekim bazı hadislerde garib kalmıştır.”
Yakub b. Şeybe: “Sağlam, ezberi salih, kitaptan rivayeti sahih” demiştir. İbn Hıraş: “Hadiste saduktur” demiştir.
İbn Abdilberr: “Kitabından rivayet ettiğinde sika, sebt ve hüccet olduğunda icma edilmiştir. Ancak ezberinden rivayet ederse bazen yanılır” demiştir.

Bu Sohbetin Evde Olduğuna Dair Diğer Bir Zayıf Rivayet

El-Haris b. Ukayş radıyallahu anh’den:
دخل علينا ونحن في البيت فقال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم * ما من مسلمين يموت لهما أربعة لم يبلغوا الحنث إلا أدخلهم الله عز وجل الجنة قالوا وثلاثة قال وثلاثة قالوا واثنان يا رسول الله قال واثنان
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem yanımıza girdi, biz evde idik. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Buluğa ermemiş dört çocuğu ölen hiçbir Müslüman yoktur ki, Allah Azze ve Celle onları cennete koymasın.” Dediler ki: “Üç çocuğu ölen?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Üç çocuğu ölen de” buyurdu. Dediler ki: “İki çocuğu ölen?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki çocuğu ölen de” buyurdu.[13]
Bu hadisin rivayetlerinden yalnızca bir tarikinde bu sohbetin evde olduğu zikredilir. Bununla birlikte bütün tariklerin Abdullah b. Kays tek kalmış olup o meçhuldür. Metindeki münkerlik de açıktır.

Sohbetin Sabah Namazından Sonra Olduğu

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den:
أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ انْصَرَفَ مِنَ الصُّبْحِ يَوْمًا فَأَتَى النِّسَاءَ فَوَقَفَ عَلَيْهِنَّ فَقَالَ: «يَا مَعْشَرُ النِّسَاءِ مَا رَأَيْتُ مِنَ نَوَاقِصِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَذْهَبَ بِعُقُولِ ذَوِي الْأَلْبَابِ مِنْكُنَّ إِنِّي قَدْ رَأَيْتُ أَنَّكُنَّ أَكْثَرُ أَهْلِ النَّارِ فَتَقَرَّبْنَ إِلَى اللهِ عَزَّ وَجَلَّ بِمَا اسْتَطَعْتُنَّ» وَكَانَتْ مِنَ النِّسَاءِ امْرَأَةُ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ فَانْقَلَبَتْ إِلَى ابْنِ مَسْعُودٍ فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا سَمِعَتْ مِنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir gün sabah (namazından) ayrılarak kadınların tarafına gitti ve önlerinde durarak şöyle buyurdu: “Ey kadınlar topluluğu! Aklı ve dini eksik olduğu halde akıl sahiplerinin akıllarını sizin kadar gideren kimse görmedim. Muhakkak ki ben sizlerin cehennemin çoğunluğunu oluşturduğunuzu gördüm. Gücünüz yettiğince Allah Azze ve Celle’ye yakınlaşın.” Kadınlardan birisi de Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’ın hanımı idi. İbn Mes’ud’a gelerek Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den işittiklerini haber verdi….”[14]
Bu rivayet de Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın sahabe mürseli türünden rivayetlerindendir.
Amr b. Haris b. El-Mustalik radıyallahu anh, kızkardeşinden, o da Abdullah b. Mes’ud’un hanımı Zeyneb radıyallahu anha’dan rivayet ediyor:
أتانا رسول الله صلى الله عليه وسلم ونحن في المسجد فقال يا معشر النساء تصدقن وذكر الحديث
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize geldi, biz mescidde idik. Dedi ki: “Ey kadınlar topluluğu sadaka verin…” Böylece hadisi zikretti.[15]

Soruyu Soran Kadının Ummu Eymen Olduğuna Dair Rivayetin Zayıf Oluşu

Cabir b. Semura radıyallahu anh’den: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
من دفن ثلاثة من الولد فصبر عليهم واحتسبهم وجبت له الجنة فقالت أم أيمن أو اثنين قال ومن دفن اثنين فصبر عليهما واحتسبهما وجبت له الجنة فقالت أم أيمن أو واحدة قال فسكت أو أمسك فقال سمعت أم أيمن من دفن واحدا فصبر واحتسب كانت له الجنة
Kim üç çocuğunu defneder de sabredip karşılığını Allah’tan beklerse cennet ona vacip olur.” Ummu Eymen dedi ki: “Ya iki çocuğunu defneden?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kim iki çocuğunu defneder ve sabrederek karşılığını Allah’tan beklerse cennet ona vacip olur” buyurdu. Ummu Eymen: “Ya bir çocuk?” dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem sustu veya bekledi. Umm Eymen dedi ki: “Kim bir çocuğunu defneder ve sabredip karşılığını beklerse ona da cennet vacip olur.”[16]
Bu rivayetin isnadı zayıftır. İsnadında Nasıh Ebu Abdillah zayıftır.
Bu soruyu soran kadının Umm Suleym radıyallahu anha olduğuna dair İmam Ahmed’in bir rivayeti daha vardır ki o daha kuvvetlidir. Allah en iyi bilendir.

Sonuçlar:

1- Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in kadınlar için bir ev veya mekân tayin edip orada onlara sohbet ettiği rivayet olarak sabit olmamıştır. Mekân zikreden rivayetler şaz veya münkerdir. Zira sabit rivayetler bu sohbetin mescidde, erkeklerden ayrı bir yerde bulunan kadınlara hitaben yapıldığını göstermektedir. Nitekim bu sohbeti rivayet eden birçok erkek sahabeler vardır.
2- Mescidde kadınlara hitaben bahsi geçen sohbetin bir defalığına mahsus olarak gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Ahzab 53. Ayetinin nüzulünden sonra bu sohbetin veya kadınlara has daha başka bir sohbetin meydana geldiğine dair bir delil sabit olmamıştır.  
3- Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma’dan sabit olduğuna göre şöyle demiştir: “Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebu Bekr ve Ömer radıyallahu anhuma ile bayram namazına şahit oldum. Şayet yaşım küçük olmasaydı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin yanında bulunamayacaktım. Kesir b. Es-Salt’ın evinin yanından sancak getirildi, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem namaz kıldı, sonra hutbe verdi. Sonra kadınların işitmediğini görünce onlara doğru gitti, yanında Bilal vardı, onun koluna dayanarak gitti. Kadınlara vaaz verdi, hatırlatmalar yaptı ve onlara sadaka vermelerini emretti. Bilal’in yaydığı beze kadınlar takılarından attılar…” Buhari ve Muslim de rivayet etmiş olup, İbnu’l-Carud’un el-Munteka’da ve Tahavi’nin Şerhu Meani’l-Asar’ında gelen sahih tariklerde, Sahihayn’de zikredilmeyen ayrıntılar mevcuttur.
Cabir ve Ebu Said radıyallahu anhuma da benzer şekilde bunu rivayet etmişlerdir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in bu bayram namazına Usame radıyallahu anh’ın koluna dayanarak gittiği ve kadınların yanına geçerken de Bilal radıyallahu anh’ın koluna dayanarak gittiği tasrih edilmiştir.
Bu rivayet de şu hususlara delalet etmektedir:
1-  Kadınlar bayram namazgâhında, hutbeyi işitemeyecek kadar uzakta idiler.
2- İbn Abbas radıyallahu anhuma, yaşının küçük olması sebebiyle Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanında gidebildiğini belirtmiş, aksi halde erkeklerin kadınların yanına gidemeyeceklerini işaret etmiştir.
3- Bilal radıyallahu anh’ın Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanında kadınların tarafına doğru gidebilmesi zaruret sebebiyledir. Zira rivayetlerden anlaşıldığına göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in tek başına yürümeyeceği şekilde bir rahatsızlığı vardır.
İbn Hacer’e göre Bilal radıyallahu anh sadaka mallarına şahitlik zarureti için hazır bulundurulmuştu. Nitekim o hazinedarlık yapıyordu.
Şeyh Mukbil b. Hadi rahimehullah ise Bilal radıyallahu anh’ın memlük olduğu için orada bulunabildiğini söylemiştir. Şeyh Mukbil’in bu açıklamasının neyi değiştireceğini anlayamadım.
4- Meselenin başka bir önemli boyutu daha vardır ki o da şudur: İbn Abbas radıyallahu anhuma o sırada küçük yaşta olduğunu söylemiştir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde yani 632 senesinde 14 yaşında idi. Perde hicabına dair Ahzab suresi 53. Ayeti ise hicretin 5. Yılında, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in Zeyneb bt. Cahş radıyallahu anha ile evlendiğinde yani 627 yılında nazil olmuştur. Bu da gösteriyor ki, Ahzab 53. Ayeti nazil olduğunda İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın yaşı 9 civarında idi. Bayram namazında Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in kadınların tarafına geçmesi hadisesinin perde hicabı emrinden önce vuku bulmuş olması ihtimali vardır. Nitekim daha sonraki bayram namazlarında Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in kadınların yanına giderek onlara vaaz ettiği sabit olmadığı gibi, dört raşit halife de bunu yapmamışlardır.
Şayet: “Bu bayram namazı Ahzab 53. Ayetinden önce olsaydı neden erkeklerle kadınlar ayrı yerde dursunlar?” diyecek olursan, şüphesiz bu ayrılık fıtratın gerektirdiği bir şeydir.
Allah en iyi bilendir.
Subhaneke Allahumme ve bihamdike ve eşhedu en lâ ilahe illa ente vahdeke la şerike leke ve estagfiruke ve etubu ileyk.


[1] Sahih. Beyhaki (4/67)
[2] Sahih. Buhari (101) Muslim (2633) İbn Hibban (7/207)
[3] Hasen ligayrihi. Taberani, Evsat (6/158)
[4] Sahih. Ahmed (1/421 no: 3995)
[5] Sahih. Ebu Ya’la (9/18 no: 5085) Nesai, Cüz’ü İmla (no:8)
[6] Bu lafızla münker. Taberani (10/188)
[7] Şaz. Humeydi Musned (2/444 no: 1019) İbn Hibban (7/203) Ahmed (2/246)
[8] Sahih ligayrihi. Muslim (2632) Beyhaki (4/67)
[9] Sahih. Buhari (1192) İbn Ahi Mimi ed-Dekkak, Fevaid (160) İbn Hacer Tagliku’t-Ta’lik (2/459)
[10] Zayıf. Abd b. Humeyd (1/287 no: 916) Nesai, Sunenu’l-Kubra (5866)
[11] Şaz. Buhari (7310)
[12] Muslim (2633)
[13] Zayıf. İbn Ebi Asım el-Ahad ve’l-Mesani (1055) Ebu Ya’la (3/155) Ahmed (5/313) Hakim (1/143) isnadında Abdullah b. Kays meçhuldür.
[14] Hasen. Ebu Nuaym Hilye (2/69) İbn Mende el-İman (675) Benzerini İbn Huzeyme (1000) Suheyl b. Ebi Salih yoluyla Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet etmiştir.
[15] Hasen. İbn Huzeyme (2463-64) Taberani (24/286)
[16] Zayıf. Taberani (2/245) Taberani Evsat (3/63) İsnadında Nasıh Ebu Abdillah zayıftır.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)