İkindi Namazından Sonra İki Rekat Namaz Kılmanın Hükmü
1- Bundan Mutlak Olarak Yasakladığı Anlaşılan Rivayetler
Ebu Sa’îd t
anlatıyor: “Rasûlüllâh r
buyurdu ki: ‘Sabah namazını kıldıktan sonra güneş yükselinceye kadar artık
namaz yoktur. İkindiyi kıldıktan sonra da güneş batıncaya kadar namaz yoktur.’”[1]
Ömer radıyallahu anh’den:
أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى عن الصلاة بعد
العصر وبعد الصبح
“Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem ikindiden sonra ve
sabahtan sonra (nafile) namaz kılmayı yasakladı.”[2]
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den:
أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ نَهَى عَنِ
الصَّلَاةِ بَعْدَ الْعَصْرِ حَتَّى تَغْرُبَ الشَّمْسُ، وَعَنِ الصَّلَاةِ بَعْدَ
الصُّبْحِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ikindiden sonra
güneş batıncaya kadar ve sabahtan sonra güneş doğuncaya kadar namazı yasakladı.”[3]
Sa’d radıyallahu anh,
İbn Abbas radıyallahu anhuma[4], Enes b. Malik radıyallahu anh, İbn Mesud radıyallahu
anh, Semura radıyallahu anh ve Muaz b. Afra radıyallahu anh’den de aynısı
rivayet edilmiştir. (Bkz.: Esram, Nasihu'l-Hadis)
2- Buna Mutlak Olarak Cevaz Verdiği Anlaşılan Rivayetler
Ebu Seleme b.
Abdirrahman dedi ki: “Aişe radıyallahu anha’ya, Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in ikindinin farzından sonra kıldığı iki rekati sordum. Şöyle dedi:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu ikindiden önce kılardı. Sonra
meşguliyeti oldu veya unuttu. Böylece farzından sonra kılmaya başladı ve öylece
kaldı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir namaz kıldığı zaman ona devam
ederdi.”[6]
Bu hadis,
ikindiden önceki nafileyi, ikindinin farzından sonra kaza etmenin meşru olduğunu
göstermektedir. Bu kaza, ikindiden sonra namaz kılmayı yasaklayan hadisi tahsis
etmiştir.[7]
3- Buna Şartlı
Olarak Cevaz Verilmesi Hakkındaki Orta Yol:
Ali radıyallahu anh’den: Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
لَا تُصَلُّوا بَعْدَ الْعَصْرِ إِلَّا أَنْ تُصَلُّوا وَالشَّمْسُ
مُرْتَفِعَةٌ
“İkindi namazından sonra namaz kılmayın. Ancak güneş
yüksekte iken kılmanız bundan hariçtir.”[8] El-Elbani, Şuayb el-Arnaut ve el-A’zamî de bu hadisin sahih
olduğunu belirtmişlerdir.
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
إِذَا طَلَعَ حَاجِبُ الشَّمْسِ فَأَخِّرُوا الصَّلَاةَ
حَتَّى تُشْرِقَ، وَإِذَا غَابَ حَاجِبُ الشَّمْسِ فَأَخِّرُوا الصَّلَاةَ حَتَّى
تَغْرُبَ
“Güneşin kaşı doğduğu zaman işrak vaktine (bir mızrak boyu yükselene)
kadar namazı erteleyin. Güneşin kaşı kaybolduğu zaman iyice batana kadar namazı
erteleyin.”[9]
Aişe radıyallahu anha’dan:
: أَوْهَمَ
عُمَرُ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، إِنَّمَا نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «لَا تَتَحَرَّوْا
بِصَلَاتِكُمْ طُلُوعَ الشَّمْسِ وَلَا غُرُوبَهَا؛ فَإِنَّهَا تَطْلُعُ بَيْنَ
قَرْنَيْ شَيْطَانٍ»
“Ömer radıyallahu anh yanılmıştır. Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem ancak: “namazınız için güneşin doğuşunu ve batışını
beklemeyin. Zira güneş şeytanın iki boynuzu arasında doğar” buyurarak
yasaklamıştır.”[10]
Ömer Radıyallahu anh’ın İkindiden Sonra Nafile Kılmaktan
Yasaklama Sebebi:
Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî radıyallahu anh’den: “Ömer radıyallahu anh
ikindinin farzından sonra Zeyd b. Halid radıyallahu anhın iki rek'at kıldığını
gördü ve namazda iken onu değnekle dövdü. Namazı bitirince Zeyd radıyallahu anh
dedi ki: “Ey mü'minlerin emiri! Bunu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in
kıldığını gördükten sonra vallahi bırakmam!” Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh
yanına oturup (gönlünü alarak) şöyle dedi: “Ey Zeyd! İnsanların bunu âdet
edinip de geceye kadar namaz kılmalarından korkmasaydım, sana vurmazdım.”[11]
Abdullah b. Rebâh'dan, o da sahabeden bir adamdan: “Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem ikindiyi kıldırdı. Bir adam da kalkıp namaz kılmaya başladı.
Derken Ömer radıyallahu anh onu gördü ve şöyle dedi: “Otur! Kitab ehli
namazlara ara vermedikleri için helak olmuştur.” Bunun üzerine Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hattâb'ın oğlu iyi yaptı!”[12]
Sonuç:
Bu meselede gelen
rivayetlerden anlaşılan şudur: İkindi namazından sonra nafile kılmaktan
yasaklayan rivayetler bir illete mebnidir. Bu illet; ikindi namazından sonra
güneşin sararmasıyla başlayan kerahat vaktidir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem’in ikindi namazının farzından sonra iki rekat namaz kıldığı sabit
olmuştur. Bu rivayet, güneşin sararmasından önce kılmış olmasına hamledilir.
Nitekim Ali radıyallahu anh’ın rivayetinde illet açıkça ifade edilmiştir. İbn
Huzeyme’nin sahih isnad ile rivayet lafızlarından birinde: “Ancak
güneş yüksekte ve beyaz iken kılmanız hariç” şeklindedir.[13]
Bu meselede İbn Abbas radıyallahu anhuma, Ümm Seleme’nin
rivayetine ve Ömer radıyallahu anh’ın yasaklayan rivayetine dayanarak ikindiden
sonra nafile namazın mutlak yasak olduğu görüşünü savunurken, İbnu’z-Zubeyr radıyallahu
anhuma da Aişe radıyallahu anha’nın rivayetine dayanarak güneş batarken namaz
kılmaya devam etmiştir.
Abdullah b. Haris radıyallahu anh şöyle demiştir:
دَخَلْتُ مَعَ ابْنِ عَبَّاسٍ عَلَى مُعَاوِيَةَ ,
فَأَجْلَسَ ابْنَ عَبَّاسٍ مَعَهُ , ثُمَّ قَالَ: يَا ابْنَ عَبَّاسٍ، أَرَأَيْتَ
رَكْعَتَيْنِ يُصَلِّيهِمَا النَّاسُ بَعْدَ الْعَصْرِ، أَتَرَى رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلاهُمَا؟ قَالَ: ذَلِكَ مَا يُفْتِي النَّاسَ
ابْنُ الزُّبَيْرِ , فَقَالَ: مَا لَكَ يَا ابْنَ الزُّبَيْرِ تُفْتِي النَّاسَ
بِرَكْعَتَيْنِ بَعْدَ الْعَصْرِ؟ قَالَ: إِنَّ عَائِشَةَ , قَالَتْ: «إِنَّ
رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلاهُمَا»
“İbn Abbas ile beraber Muaviye’nin yanına girdik. İbn Abbas radıyallahu
anhuma onunla beraber oturdu. Sonra Muaviye dedi ki: “Ey İbn Abbas! İnsanların ikindiden
sonra iki rekat kılmalarına ne dersin? Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
bu iki rekati kılar mıydı?” İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “İbnu’z-Zubeyr
insanalra böyle fetva veriyor.” Muaviye dedi ki: “Sana ne oluyor da insanlara
ikindiden sonra iki rekat kılmalarına fetva veriyorsun ey İbne’z-Zubeyr?” İbnu’z-Zubeyr
radıyallahu anhuma: “Aişe radıyallahu anha dedi ki: Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem bu iki rekat namazı kılardı.”[14]
Ancak Ali radıyallahu anh, Aişe radıyallahu anha ve İbn Ömer
radıyallahu anhuma rivayeti ile Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh’ın yasaklama
gerekçesi ortaya çıktığına göre her iki sahabe de kendilerine ulaşmayan delil
sebebiyle hata etmişlerdir. Umm Seleme radıyallahu anha’ya bu meseleyi
sordukları zaman, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i bu namazı kılarken
bir defa gördüğünü söylemiş, bunun sebebinin de öğle namazının sünnetinden bir
kavmin meşgul etmesinden dolayı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in bunu
kaza ettiğine yorumlamıştır. Aişe radıyallahu anha da aynı şeyi ifade etmiş ve:
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir amel yaptığında ona devam ederdi”
diyerek, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in ikindiden sonra iki rekat
kılmaya devam ettiğini belirtmiştir. Gören, görmeyene, ispat eden, nefyedene karşı
hüccettir.
Geriye tek bir sakınca kalmaktadır; o da kerahat vaktinde
namaz kılınmasıdır. Güneş batışa geçtiğinde nafile namaz yasaktır. Bu konudaki
yasak açıktır. Lakin Ali radıyallahu anh’ın rivayetinden de anlaşıldığı gibi;
güneş yüksekte ve beyaz iken nafile namaz kılmakta sakınca yoktur.
İbn Abbas radıyallahu anhuma ve onun görüşünde olanlar; bu
namazı mutlak olarak yasaklamakla isabet etmemişlerdir.
İbnu’z-Zubeyr radıyallahu anhuma ve onun görüşünde olanlar;
ikindiden sonra iki rekate mutlak olarak ruhsat vermekle isabet etmemişlerdir.
Bu namazın Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e has
olduğunu, kavlî hadisin fiilî hadisin önüne geçirilmesinin gerektiğini söyleyen
yahut birinin mahfuz, diğerinin şaz olduğunu söyleyen muteahhirin de
yanılmıştır. Zira birincisi; bunun Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e has
olduğu şeklinde bir anlayışın delili yoktur ve sahabe de bunu böyle anlamamış,
bu fiil ile insanlara fetva vermişlerdir. İkincisi; bu görüş (kavli hadisi
fiili hadisin önüne geçirme veya şaz ile mahfuz ayrımı) birbirine aykırı
görünen rivayetlerde tercihe gitmektir. Tercih ise nasların bir kısmını alıp,
bir kısmını işlevsiz bırakmak olduğundan en son başvurulacak yöntemdir. Cem
(rivayetlerini aralarını bulma) imkanı olduğu sürece tercihe gitmek meşru
değildir.
Bu meselede raşid halife Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh
nassa isabet etmiş görünmektedir. Nitekim o, Zeyd b. Halid radıyallahu anh’ı
ikindiden sonra namaz kılarken görünce yasaklamıştır. Zira Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’in bu konuda yasağını işitmiştir. Hatta Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem hayatta iken de bundan yasaklamada bulunmuş, Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem onu isabet etmekle övmüştür. (Şuna dikkat etmeli: Bu yasak ara vermeden bir namazı diğer namaza bağlama yasağıdır. Rasulullah'ın "isabet ettin" demesi, bunun içindir.)
Zeyd radıyallahu anh ise bu namazı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den gördüğünü söyleyince Ömer radıyallahu anh karşı çıkış gerekçesini söylemiş, bunun insanların geceye kadar namaz kılmalarına kapı açmasından endişe ettiğini belirtmiştir. Nitekim Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yasağı da; güneş yüksekte ve beyaz iken namaz kılma halini istisna etmektedir.
Zeyd radıyallahu anh ise bu namazı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den gördüğünü söyleyince Ömer radıyallahu anh karşı çıkış gerekçesini söylemiş, bunun insanların geceye kadar namaz kılmalarına kapı açmasından endişe ettiğini belirtmiştir. Nitekim Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yasağı da; güneş yüksekte ve beyaz iken namaz kılma halini istisna etmektedir.
Ömer radıyallahu anh’ın bu sözü ayrıca; “nafile namazlar
mutlaktır, buna sınırlama konamaz” iddiasıyla teravih namazını yirmi veya
daha fazla rekat kılmaya, kuşluk namazını sekiz rekatten fazla kılmaya vb.
nafilelerde sabit olmayan artırmalara gitmeye cevaz verenlere bir reddiyedir.
Uyarı: Buradaki hata ifadesi bize nispetledir. Yoksa o iki
sahabeden her biri, kendilerine ulaşan bir delile göre amel ettiklerinden Allah
katında hata ettiklerinden bahsedemeyiz. Lakin bu delillerin ulaşmasından sonra
kim İbn Abbas radıyallahu anhuma’yı veya İbnu’z-Zubeyr radıyallahu anhuma’yı
taklid ederse, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in açık sözüne karşı, bu
sahabelerin sözünü/fiilini öne aldığı için onun açık bir hata yaptığını,
sünnete muhalefet ettiğini söyleriz.
Allah en iyi bilendir.
[1] Sahih. Buhârî, (586); Muslim, (827) Nesâ‘î,
(1/277-278).
[2] Sahih. Ebu Avane
(1/316) Ebû Dâvûd (1276) Tirmizi (183)
[3]
Sahih. Muslim (825)
[4]
Sahih. Nesâî (569)
[5] Sahih. Buhârî
(591).
[6] Sahih. Muslim (538) Nesai (578)
[7]
Bkz.: İbnu’l-Cevzi, Ahbaru Ehli’r-Rusuh (s.55-57)
[8] Sahih. İbn Huzeyme (1285) Ebû Dâvûd (1274) İbn Hibban (4/414) Ziyau’l-Makdisi
(2/382) Ahmed
(1/129, 130, 141) Nesai (573) Tayalisi (110) Ebu Yala (1/329)
[9]
Sahih. Nesâî (571)
[10]
Sahih. Nesâî (570)
[11] Hasen. Ahmed (4/115) Abdurrazzak (2/431) Taberani
(5/228) Temim ed-Dari radıyallahu anh’den şahidi: Ahmed (4/101) Taberani (2/59)
Taberani Evsat (8/296) bkz.: el-Elbani es-Sahiha (3488)
[12] Sahih. Ahmed (5/368) Ebu Davud (1007) Ebu Ya’la
(13/107) es-Sahiha (2549)
[13] Sahih. İbn Huzeyme (1284)
[14] Hasen. Ebu Bekr en-Nasibî, Fevaid (11)
Benzerini Nesâî (582) sahih isnadla, daha kısa olarak rivayet etmiştir.