Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

31 Mayıs 2015 Pazar

Mescide Bağlı Odalarla İlgili Bazı Hükümler


Soru: Ben mescidin odasında kalıyorum. Bu odaya her girdiğimde tahiyyetu’l-Mescid namazı kılmam gerekir mi?
Cevap: “Hamd Allah içindir. Bu oda mescide bitişik olup, mescid olması için hazırlanmışsa, yani mescidi bina eden burasının namaz kılınan mescidin parçası olmasına niyet etmişse onda mescid hükümleri geçerlidir. Oraya girince tahiyyetu’l-mescid namazı kılmalıdır. Hayızlı ve nifaslı kadınların orada kalmaları engellenir.
Ama namaz için değil de, eğitim veya toplantılar için yahut imam veya müezzinin kalması niyetiyle yapılmışsa o zaman mescid hükmünü almaz.
Eğer mescidi yapanın niyeti bilinmiyorsa, mescidin duvarları içinde kalan ve mescide açılan kapısı olan yerlerde aslolan hüküm onun mescid hükmünde olmasıdır. Mescidlere bağlı olan odalar hakkında ilim ehlinin sözlerinden çıkan sonuç budur. Bununla beraber şuan önceki fakihlerin zamanında yaygın olmayan farklı hallerin gözetilmesi gerekir. İlim ehlinin bu konudaki fetvalarından bazıları şöyledir:
1- Şeyh İbn Baz rahimehullah’a şöyle soruldu: “Amerika’da bir mescidin üç katı var. En üst katı kadınlar için namazgâh, altındaki kat asıl namazgâh, en alt katta ise abdesthane, islamî dergi ve gazeteler var. Kadınlar için derslik ve yine kadınlar için namaz kılma yeri var. Hayızlı kadınların bu en alt kata girmeleri caiz midir?
Şeyh b. Baz şöyle cevap verdi: “Bahsedilen bina mescid olarak hazırlanmış ve üst ve alt kattakiler imamın sesini işitiyorlarsa herkesin namazı sahihtir. Hayızlı kadınların alt katta namaz için hazırlanmış yerde oturmaları caiz değildir. Çünkü orası mescide tabidir… Ama vakfeden kişi, alt katı mescin olarak niyet etmemiş de, ancak mahzen olarak ve soruda zikredilen ihtiyaçlar için yapılmışsa orası mescid hükmünde olmaz. Hayızlı ve cünübün orada oturması caizdir. Orası abdesthane ve helalar dışındaki temiz yerler olduktan sonra orada namaz kılmakta da sakınca yoktur. Dinen burada namaz kılmayı engelleyen bir şey yoktur. Lakin orada namaz kılan, üzerindeki katta imamı veya cemaatten bazılarını göremediğinden imama uyamaz. Çünkü âlimlerin görüşlerinden tercih edilenine göre orası mescide tabi değildir.” Özetle: Fetava’ş-Şeyh İbn Baz (10/221)
2- Şeyh İbn Useymin rahimehullah’a şöyle soruldu: “Mescide dahil olan odada itikaf caiz midir?
Cevap: Burada şu ihtimal vardır: Bir açıdan fakihlerin sözlerindeki mutlak ifadeler der ki: Orası mesciddendir. Çünkü mescid duvarının çevirdiği oda mescidden sayılır. Diğer bir açıdan orasının mescide dâhil olması niyet edilmemiş olup, imam odası veya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in evleri gibi olabilir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in evlerinin kapıları mescide açılıyordu, bununla beraber oralar ev idi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem itikâf için oradan çıkardı. İhtiyatlı olan, orada itikâf olmayacağıdır. Lakin şuan insanların örfü, mescidlerde olan odaların mescidden sayılması şeklindedir.” Şerhu’l-Kâfi.
 3- Şeyh İbn Useymin rahimehullah’a şöyle soruldu: “Mescidin kütüphanesine şu durumlarda giren kimsenin tahiyyetu’l-mescid namazı kılmasının hükmü nedir?
1- Kütüphanenin kapısı mescidin dâhilinde ise
2- Kütüphanenin kapısı mescidin dışında ise
3- Kütüphanenin iki kapısı olup biri mescidin içinde, diğeri dışında ise?
Şöyle cevap verdi: “Birinci durumda yani kütüphanenin kapısı mescidin içinde ise, mescidden sayılır ve onun hükmünü alır. Oraya girenin tahiyyetu’l-mescid namazı kılması meşrudur. Cünüp kimsenin orada kalması helal olmaz. Orada itikâf caizdir, alışveriş yapmak haramdır. Bilinen diğer mescid hükümleri de orada geçerlidir.
İkinci durumda yani kapısı mescidin dışında ise ve mescide açılan kapısı yoksa mescidden değildir. Orada mescid hükümleri geçerli olmaz, orada tahiyyetu’l-mescid kılınmaz ve itikâf sahih olmaz. Orada alışveriş de haram değildir. Zira ayrı olduğu için mescidden değildir.
Üçüncü durumda yani biri mescid içinde, diğeri mescid dışında olmak üzere iki kapısı varsa; eğer mescidin duvarları burayı kuşatmışsa mesciddendir. Orada mescid hükümleri geçerlidir. Mescidin duvarları orayı çevrelememişse, duvarları bağımsız ise mescid hükmünde olmaz. Mescid hükümleri orada geçerli değildir. Çünkü mescidden ayrıldır. Bu yüzden Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in evleri mescidinden değildi. Bununla beraber mescide açılan kapıları vardı ve mescidden ayrı idi.” Fetava’ş-Şeyh İbn Useymin (14/351)
Allah en iyi bilendir.”
Tercüme: Ebu Muaz
Uyarı: Bu fetvada geçen hayızlı ve cünübün mescidde kalmaktan yasaklanması meselesi, sahih bir delilin sabit olmadığı bir meseledir. Nitekim daha önce Şeyh Mukbil rahimehullah’ın bu meseleyle ilgili bir tahkikini tercüme edip yayınlamıştım. Yine itikafın ancak üç mescidde meşru olduğuna dair tahkik de yayınlanmış bulunmaktadır.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)