Ayakta Ayakkabı Giymenin Hükmü
Ebû Muâz el-Çubukâbâdî
Bismillah.
Şüphesiz hamd Allah içindir. O’na hamd eder, O’ndan yardım
ister, O’ndan bağışlanma dileriz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin
kötülüğünden Allah’a sığınırız. Allah kimi hidayet etmişse onu saptıracak
yoktur, kimi de saptırdıysa onu hidayet edecek yoktur. Şehadet ederim ki Allah’tan
başka ibadete layık hak ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed sallallahu
aleyhi ve sellem O’nun kulu ve rasulüdür.
Bundan sonra; sözlerin en doğrusu Allah’ın kitabı, yolların
en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in yoludur. İşlerin en kötüsü
dinde sonradan çıkarılanlardır. Dinde her sonradan çıkarılan bid’attir, her bid’at
sapıklıktır ve her sapıklık da ateştedir.
İbn Kayyım rahimehullah şöyle demiştir: “Selef Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisine karşı re’y, kıyas, istihsan veya kim olursa olsun insanlardan birinin sözüyle itiraz edene şiddetle öfkelenerek karşı çıkarlar, bunu yapana darılıp terk ederler, ona karşı misal vereni inkâr ederler, teslim olup boyun eğmekten ve işitip itaatle kabul etmekten başkasına müsaade etmezlerdi. Onlar, hadisi kabul etme hususunda; birinin uygulaması olup olmadığı, kıyasa veya falan ile filanın sözlerine uygunluk gibi şeyleri bekleyerek duraklamayı hatırlarından geçirmezlerdi. Bilakis şu ayetlerle amel ederlerdi:
“Allah ve rasulü bir işe hükmettikleri zaman iman etmiş erkek ve iman etmiş kadına artık başka bir seçenek yoktur.” (Ahzab 36)
“Fakat hayır; Rabbine yeminler olsun ki onlar, aralarında çekiştikleri şeyler hakkında seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyet göstermedikçe îman etmiş olmazlar.” (Nisa 65)
“Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun dışındakileri dostlar edinip de onlara uymayın. Zaten ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” (A’raf 3)
Öyle bir zamana erdik ki, onlardan birine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den şöyle buyurduğu sabit oldu denildiğinde: “Bu görüşte olan kim var?” diyor ve hadisle amel etmeyi terk için o hadisle amel eden kimseyi bilmemesini engel kılıyor. Şayet nefsine karşı samimi olsaydı bu sözün en büyük batıllardan olduğunu ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetlerinin böylesine cehaletle reddedilmesinin helal olmadığını bilirdi. Özrü kabahatinden beter diğer bir çirkinlik; o sünnete muhalefet üzerinde icma olduğuna itikad etme cahilliğidir. Böylece Müslümanlar cemaatine kötü zanda bulunmuş, onlara Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinin hilafına ittifak etme cürmünü nispet etmiştir. Bundan da çirkini bunun icma olduğunu iddia etmesidir. O cahilliği ve bu hadise göre hükmeden kimseyi bilmeyişi sebebiyle durumu ters çevirmiş, bu cahilliğini sünnetin önüne geçirmiştir. Yardım istenecek olan Allah’tır. Elbette hiçbir islam imamının; “Onunla amel eden kimseyi bilinceye kadar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisiyle amel edilmez” dediği bilinmemektedir. Zira hadis ile amel eden kimsenin bilinmemesi sebebiyle o hadis ile ameli terk etmek helal değildir.”
Yine İbn Kayyım şöyle demiştir: “Şu söylenecek en güzel sözdür: Şaz görüş; Allah’ın kitabından ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinden delili olmayan görüştür. Yeryüzündekilerin çoğunluğunun görüşü böyle olsa bile, şaz görüş işte budur! Ama ümmetten tek bir kişinin sözü olsa dahi, Allah’ın kitabından ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinden delil ile söylenmişse bu şaz değildir. Söyleyeninin çokluğu veya azlığı hakkın ölçüsü değildir. İlimde köklü kimselerin yolu ancak sermayesi Allah’ın kitabı ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti olan kimselerin yoludur. İlmin ehli olan ilim ehline gelince, onlara göre şazlık ve çirkin muhalefet; kitap, sünnet ve sahabenin sözlerine aykırılıktır. Onlara göre Müslümanlar bir görüş üzerinde icma etmiş de icmaları kesin olarak biliniyorsa, buna muhalefet helal değildir."
1 Ebu Hureyre Radıyallahu anh Hadisi:
A- Ebu Hureyre Radıyallahu anh’den 1. Rivayet Yolu:
İbn Mâce; Ali b. Muhammed – Ebu Muaviye – el-A’meş – Ebu
Salih - Ebu Hureyre radıyallahu anh
isnadıyla rivayet ediyor: Ebu Hureyre radıyallahu anh dedi ki:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ قَائِمًا
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini yasakladı.”[1]
Bu hadisin isnadı sahihtir. Ancak mevkuf olmakla
illetlendirilmiştir. Said b. Mansur; Ebu Muaviye – el-A’meş – Ebu Salih
isnadıyla rivayet ediyor:
أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَرِهَ أَنْ يَنْتَعِلَ
الرَّجُلُ قَائِمًا.
“Ebu Hureyre radıyallahu anh kişinin ayakta ayakkabı
giymesini çirkin görürdü” Bu mevkuftur. İbn Ebi Şeybe de; Ebu Muaviye –
el-A’meş yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir.[2]
Darekutni dedi ki: “el-A’meş, Ebu Salih’ten rivayet etmiş ve
ihtilaf etmiştir. İbrahim b. Humeyd er-Ruvasi, el-A’meş’ten, o Ebu Salih’ten, o
da Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edip, Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem’e dayandırma hususunda tereddüt etmiştir.[3] Ebu
Muaviye, el-A’meş yoluyla mevkuf olarak rivayet etmiştir. Sahih olanı mevkuf
olmasıdır.”[4]
Darekutni Ebu Muaviye’nin bunu merfu olarak da rivayet etmiş
olduğuna uyarmamıştır. Nitekim İbn Mace merfu olarak rivayet etmiştir. Lakin
Said b. Mansur ve Ebu Bekr İbn Ebi Şeybe[5] mevkuf
olarak rivayet etmişlerdir. Said ve Ebu Bekr’in ezberleri, Ali b. Muhammed’den
daha üstündür. Allah en iyi bilendir.
B- Ebu Hureyre radıyallahu anh’den 2. Rivayet Yolu:
Tirmizî; Ezher b. Mervan el-Basrî – el-Haris b. Nebhan –
Ma’mer – Ammar b. Ebi Ammar – Ebu Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet
ediyor:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ وَهُوَ قَائِمٌ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini yasakladı.”[6]
Ebu İsa et-Tirmizî dedi ki: “Bu hadis hasen, garibdir.
Ubeydullah b. Amr er-Rakkî bu hadisi Ma’mer’den, o da Katade’den, o da Enes
radıyallahu anh’den rivayet etmiştir. Her iki hadis de Ehl-i Hadis indinde
sahih değildir. El-Haris b. Nebhan onlara göre hafız değildir. Katade’nin de
Enes radıyallahu anh’den rivayetinin aslı olduğunu bilmiyoruz.
Ebu Cafer el-Ukayli dedi ki: “el-Haris b. Nebhan’ın rivayetleri
anlatıldı, onlar arasında bu da vardı. Bütün bu hadislere tabi olunmamıştır.
İsnadları münkerdir. Metinleri ise bu isnatlardan başkasıyla bilinmektedir.”[7]
C- Ebu Hureyre radıyallahu anh’den 3. Rivayet Yolu:
Ukaylî ve Taberânî; İbrahim b. Tahman – el-Haccac – Seleme
b. Habib – Urve b. Ali es-Sehmî el-Haşimî – Ebu Hureyre radıyallahu anh
isnadıyla:
نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن ينتعل أحدنا وهو
قائم أو يستنجي بعظم أو ما يخرج من بطن
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birimizin ayakta
ayakkabı giymesini ve kemikle yahut karından çıkan şeylerle istinca etmesini
yasakladı.”[8]
Ukayli dedi ki: “Kemik ve tezekle istinca etmenin kerahiyeti
bundan daha düzgün isnatlarla rivayet etdilmiştir.” Yine hadisin isnadını
zikretmeden önce şöyle demiştir: “Urve b. Ali es-Sehmî’nin Ebu Hureyre
radıyallahu anh’den rivayeti meçhuldür. Yine Seleme b. Habib de öyledir.”
D- Ebu Hureyre radıyallahu anh’den 4. Rivayet Yolu
Ebu Said İbu’l-E’rabî, Ebu Bekr el-Hatib ve Ebu’l-Kasım b.
Asakir; Said b. Buşeyr – İmran b. Devvar – Seyf b. Kureyb – Ebu Hureyre
radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyorlar:
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ وَهُوَ قَائِمٌ أَوْ
يَتَمَسَّحَ الرَّجُلُ بِعَظْمٍ أَوْ بِرَجِيعِ دَابَّةٍ
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta ayakkabı
giymesinden, yine kişinin (istincada) kemik veya hayvan tezeğiyle silinmesinden
yasakladı.”[9]
Lafız İbnu’l-E’rabi’ye aittir.
Bu sened çok zayıftır. Said b. Buşeyr’i sika sayan olduysa
da onun hakkında şiddetli eleştiriler vardır. İmran b. Devvar’ı Affan sika
saymış, Ahmed: “Onun salihu’l-hadis olmasını umarım” demiştir. İbnu’l-Medini:
“Yahya b. Said, İmran el-Kattan’dan rivayet etmemiştir. Ondan Abdurrahman
rivayet etmiştir. Amr b. Ali (el-Fellas) dedi ki: “Abdurrahman, İmran
el-Kattan’dan rivayet eder, Yahya ondan rivayet etmezdi. Yahya bir gün ondan
övgüyle bahsetti ve kendisiyle onun arasında aracı olduğunu zikretti. İbn Main
dedi ki: “Bir şey değildir. Yahya b. Said ondan rivayet etmemiştir.” Diğer
rivayette şöyle dedi: “Hadisi zayıftır.” Nesâî: “Zayıf” dedi. İbn Adiy: “Hadisi
yazılan kimselerdendir” dedi.
Şeyh el-Elbani bu rivayet yolunu İbnu’l-E’rabi’ye nispet
edip: “İsnadı zayıftır, Said b. Buşeyr zayıftır, ondan yukarıdaki ravileri
tanımıyorum” demiştir.
Onun böyle demesinin sebebi, İmran’ın babasının isminin
tashif sonucu “ed-Devvar” yerine: “ed-Darem” şeklinde yazılmasıdır. İmamların
İmran hakkında söylediklerini naklettik.
E- Ebu Hureyre radıyallahu anh’den Beşinci Rivayet Yolu:
Ebu Tahir el-Muhallis; Muhammed – Abdullah (Ebu’l-Kasım
el-Begavi) – Muhammed b. Humeyd – Seleme (b. Fadl) – Ebu Cafer er-Razi – Hişam
– Muhammed – Ebu Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor:
عن النبيِّ صلى
الله عليه وسلم أنَّه نَهى أَن ينتعِلَ الرجلُ قائماً
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta ayakkabı
giymesini yasakladı.”[10]
İsnadında Muhammed b. Humeyd er-Razi zayıftır. Ebu Cafer
er-Razi’nin ezberi kötüdür.
2- İbn Ömer Radıyallahu anhuma Hadisi
İbn Mâce; Ali b. Muhammed – Vekî – Sufyan – Abdullah b.
Dinar – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet ediyor:
نَهَى النَّبِيُّ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ قَائِمًا
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta ayakkabı
giymesini yasakladı.”[11]
Bu isnad sahihtir. İbn Mace’nin şeyhinin Ali b. Muhammed
et-Tanafisi yahut İbn Ebi’l-Hadib olması ihtimali vardır. Şeyh el-Elbani onun
İbn Ebi’l-Hadib olduğunu söylemiş fakat bu konudaki dayanağını zikretmemiştir.
3- Enes Radıyallahu anh Hadisi
A- Enes Radıyallahu anh’den 1. Rivayet Yolu:
Ebu Ca’fer es-Simnani – Suleyman b. Ubeydullah er-Rakkî –
Ubeydullah b. Amr er-Rakki – Katade – Enes radıyallahu anh isnadıyla:
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ وَهُوَ
قَائِمٌ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini yasakladı.”[12]
Ebu İsa et-Tirmizi dedi ki: “Bu hadis garibdir. Muhammed b.
İsmail (el-Buharî) dedi ki: “Ne bu hadis ne de Ma’mer’in; Ammar b. Ebi
Ammar’dan , onun da Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayeti sahih değildir.”
Şeyh el-Elbani, er-Rakkî’nin Ma’mer’den rivayetini, Haris’in
Ma’mer yoluyla Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayetine tercih etmiştir.
Ebû Ya'lâ bunu Amr b. Muhammed en-Nakıd – Suleyman b.
Ubeydullah Ebu Eyyub er-Rakkî – Ubeydullah b. Amr er-Rakkî – Ma’mer – Katade –
Enes b. Malik radıyallahu anh yoluyla rivayet etmiştir.[13]
Ebû Ya'lâ’nın rivayet yolundan; Ziyau’l-Makdisi
el-Muhtare’de rivayet etmiştir.[14]
Ru’yanî; Muhammed b. İshak – Amr b. Muhammed – Suleyman b.
Ubeydullah yoluyla rivayet etmiştir.[15]
Enes radıyallahu anh’den bu tarikin isnadındaki raviler
Suleyman b. Ubeydullah dışında sikadırlar. Suleyman hakkında İbn Main: “Bir şey
değil” dedi. Nesâî: “Kuvvetli değil” dedi. Ukayli ed-Duafa’da zikretti. Lakin
öğrencisi Ebu Hatim er-Razi: “Saduktur, ondan hayırdan başka bir şey görmedim”
demiştir. İbn Hibban es-Sikat’ta zikretmiştir.
B- Enes radıyallahu anh’den 2. Rivayet Yolu
Bezzar, İbn Adiy ve Hatib; Muhammed b. Sadran – Anbese b.
Salim – Ubeydullah b. Ebi Bekr b. Enes – Enes b. Malik radıyallahu anh isnadıyla
rivayet ediyorlar:
أَن رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى
الله عَلَيه وَسَلَّم نهى أن ينتعل الرجل، وهُو قائم
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini yasakladı.”[16]
Hatib’in rivayetinde şu şekildedir:
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَكْرَهُ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ وَهُوَ
قَائِمٌ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini çirkin görürdü.”
Bezzar dedi ki: “Bu hadisi Enes radıyallahu anh’den ancak bu
rivayet yoluyla biliyoruz. Ubeydullah b. Ebi Bekir’den de bunu sadece Anbese
rivayet etmiştir. Anbese, Ubeydullah – Enes b. Malik yoluyla bilmediğimiz ve
tabi olunmayan hadisler rivayet etmiştir.”
İbn Adiy dedi ki: “Abdan dedi ki: “İbn Hıraş’ın şöyle
dediğini işittim: Muhammed b. Sadran’ın yanında yüz tane garib isnadlı
rivayetler vardı.” İbn Hıraş bu ve buna benzer hadisleri kastediyordu.”[17]
Ebû Dâvûd Suleyman b. Eş’as dedi ki: “Anbese b. Salim,
Ubeydullah b. Ebi Bekr’den uydurma hadisler rivayet etmiştir.”
Anbese dışında ravileri güvenilirdir. Anbese ise itham
edilmiştir.
4- Cabir b. Abdillah Radıyallahu anhuma Hadisi
Ebû Dâvûd; Muhammed b. Abdurrahim Ebu Yahya – Ebu Ahmed
ez-Zubeyrî – İbrahim b. Tahman – Ebu’z-Zubeyr – Cabir radıyallahu anh isnadıyla
rivayet ediyor:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ قَائِمًا
Ebû Dâvûd’un rivayet yoluyla Beyhaki rivayet etmiştir.
Leys b. Sad dışında birinin Ebu’z-Zubeyr’den, onun da Cabir
radıyallahu anh’den an’ane ile rivayet etmesi sebebiyle sahih olduğunu
söyleyemesek de, ravileri güvenilirdir. Nevevi dedi ki: “Ebû Dâvûd bunu hasen
bir isnad ile rivayet etmiştir.”[19] İbn
Mufih: “İsnadı ceyyiddir. Ebu’z-Zubeyr sebebiyle isnadı hasendir” demiştir.
Ebu Muhammed b. Ebi Hâtim dedi ki: “Babamın şöyle dediğini
işittim: “Amr b. Ali es-Sayrafi – Ebu Asım – İbn Cureyc – Ebu’z-Zubeyr – Cabir
radıyallahu anh isnadıyla:
أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ
يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ قَائِمًا أَوْ يَشْتَمِلَ الصَّمَّاءَ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta
ayakkabı giymesini ve elbiseyi sarınmasını yasakladı.” Babam dedi ki: “Ebu
Hafs daha önce: “Kişinin ayakta ayakkabı giymesini yasakladı” şeklinde rivayet
ederken bu sözünden döndü.”[20]
5- Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma Hadisi
İbn Adiy: Abdullah – Ebu Ma’mer el-Huzelî – Ebu Muhammed
es-Sulemi – Husayf – Miksem – İbn Abbas radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet
ediyor:
أَنَّ رَجُلا انْتَعَلَ
وَهُوَ قَائِمٌ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَأَحْدَثَ " فَنَهَى النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ
يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ وَهُوَ قَائِمٌ
“Bir adam
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında ayakkabısını ayakta giydi. Bu anlatılınca
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kişinin ayakta ayakkabı giymesini yasakladı.”[21]
Hatib bunu; el-Hasen b. Ebi Bekr – Abdulmelik b. el-Hasen
el-Muaddil – Abdullah b. es-Sakr es-Sukkerî – Ebu Ma’mer el-Katiî İsmail b.
İbrahim – Ebu Muhammed es-Sulemî yoluyla rivayet etmiştir.[22]
Yine Hatib; Ali b. Talha b. Muhammed el-Mukri – Muhammed b.
Abdillah b. Muhammed b. Salih el-Ebheri el-Fakih – Ebu Arube el-Huseyn b.
Muhammed b. Mevdud (Harran’da) – el-İsmailî Ahmed b. el-Mubarek – Ebu Ma’mer –
Ebu Muhammed es-Sulemi – Husayf – Miksem – İbn Abbas radıyallahu anhuma
isnadıyla da rivayet etmiştir.[23]
İbn Adiy dedi ki: “Ebu Muhammed es-Sulemi bana göre Mervan
b. Şuca’dır. Ebu Ma’mer onun ismini de vermiştir: Ahmed b. Meni ve Ziyad b.
Eyyub Deluye dediler ki: Mervan b. Şuca, Husayf’tan rivayet etti…”[24]
Husayf hakkında Ahmed b. Hanbel: “Hadiste zayıf” dedi. Diğer
rivayette: “Hüccet değildir, hadiste kuvvetli değildir” dedi. Yine: “Bir şey
değildir” ve: “Müsnedinde şiddetli çelişkiler var” demiştir. İbn Main: “Onda
sakınca yok” dedi. Bir defasında da: “sika” dedi. Ebu Hâtim: “Salih,
karıştırır” demiştir. Ezberinin kötü olması sebebiyle eleştirilmiştir.
İbnu’l-Medini dedi ki: “Yahya b. Said onu zayıf sayardı.” Nesâî: “Kuvvetli
değil” demiştir. Bir defasında da: “Salih” demiştir. Darekutni: “Ona itibar
edilir, vehmeder” demiştir. Es-Saci: “Saduk” demiştir. İbn Sad: “Sika”
demiştir. İbn Huzeyme: “Onunla hüccet getirilmez” dedi. Yakub b. Sufyan: “Onda
sakınca yok” dedi. Ebu Ahmed el-Hakim: “Kuvvetli değil” dedi.
Ebu Ahmed b. Adiy: “Eğer Husayf’tan rivayet eden kişi sika
ise rivayetinde sakınca yoktur. Ancak Ebu’l-Esbağ künyeli Abdulaziz b.
Abdirrahman el-Balisi ondan batıl rivayetlerde bulunmuştur. Bu bela
Abdulaziz’den kaynaklıdır, Husayf’tan dolayı değildir.”
İbn Hibban dedi ki: “İmamlarımızdan bir cemaat onu terk
etti, diğer bir cemaat onunla hüccet getirdiler. Husayf salih bir şeyhtir,
fakihtir, abiddir, ancak rivayetlerinde çokça hata etmiş ve meşhur kimselerden
rivayetlerinde tek kalmış, ona kimse tabi olmamıştır. Kendisi rivayetinde
saduktur. Fakat onun durumu hakkındaki insaflı davranış; sikaların
rivayetlerine uygun olan rivayetlerini kabul etmek, tabi olunmayan
rivayetlerini ise terk etmektir. Ben onu es-Sikat’ta zikrettiysem de, o,
hakkında Allah’a istihare yaptığım kimselerdendir.”
Şayet İbn Adiy’in sözünü alacak olursak, Husayf’tan rivayet
eden kişi sika olduğu zaman rivayetinde sakınca yoktur. Bununla beraber, Ebu
Muhammed es-Sulemi’nin Mervan b. Şuca olduğunu söylemiştir. O sikadır. Böylece
hadisin isnadı hasen olmaktadır. Lakin ona bu rivayette tabi olan başka kimse
yoktur. Bu durumda İbn Hibban’ın sözüne göre insaflı davranış bu rivayeti terk
etmektir. Allah en iyi bilendir.
Bu babdaki hadislerden kişinin ayakta ayakkabı giymesinin
yasaklanmasının sahih olduğu ortaya çıkmıştır. İbn Ömer radıyallahu anhuma
hadisinin isnadı sahihtir ve bununla hüccet gelir, bununla amel edilmesi
gerekir. Ondan daha düşük derecede olan Cabir radıyallahu anh hadisi, İbn Ömer
radıyallahu anhuma hadisine şahit olmakta ve kuvvetlendirmektedir. Yine İbn
Mace’nin Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayeti ile az önce geçen İbn Abbas
radıyallahu anhuma hadisi de birbirini kuvvetlendirmektedir. Bu hadisler şaz
değildir, ravilerinde yalanla itham edilen yoktur. Nitekim Tirmizî’nin hasen
dediği başka bir yoldan da rivayet edilmiştir.
Bu hadise aykırı olan yalnızca iki hadis vardır:
Birinci Hadis:
Ebu Abdillah Muhammed b. Sa’d; Ubeydullah b. Musa el-Absî –
İsrail – Abdullah b. İsa – Muhammed b. Said b. Abdillah b. Ata – Aişe
radıyallahu anha isnadıyla rivayet ediyor:
كانَ النَّبيُّ صَلى الله
عَلَيه وسَلم يَنتَعِلُ قائِمًا وقاعِدًا، ويَشرَبُ قائِمًا وقاعِدًا، ويتَقَبَّلُ
عَن يَمينِه وعَن شِمالِه
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ayakkabısını ayakta da,
oturarak da giyer, ayakta da, oturarak da içerdi. Sağından da, solundan da
dönerdi.”[25]
Ebu Bekr el-Beyhaki; Ebu Ali er-Ruzbari –
el-Huseyn b. el-Hasen b. Eyyub et-Tusi – Ebu Hâtim er-Razi – Ubeydullah b. Musa
– İsrail – Abdullah b. İsa –Muhammed b. Said – Abdullah b. Ata – Aişe
radıyallahu anha isnadıyla rivayet ediyor:
رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صَلى
الله عَلَيه وَسَلم يَنْتَعِلُ قَائِمًا وَقَاعِدًا، وَيَشْرَبُ قَائِمًا وَقَاعِدًا،
وَيَنْفَتِلُ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ayakta ve
oturarak ayakkabı giydiğini, ayakta ve oturarak içtiğini, (namazdan) sağından
ve solundan ayrıldığını da gördüm.” Beyhaki dedi ki: İsnadının; Abdullah b.
İsa – Abdullah b. Ata – Muhammed b. Said – Aişe radıyallahu anha şeklinde
olduğu da söylenmiştir.”[26]
İkinci Hadis:
Musedded; Yahya – Huseyn el-Muallim – Amr b. Şuayb – babası
– dedesi (İbn Amr radıyallahu anhuma) isnadıyla rivayet ediyor:
رَأَيْتُ رَسُولَ الله صَلَّى الله عَلَيه وسَلَّم
يَشْرَبُ قَائِمًا وَقَاعِدًا، وَيَنْصَرِفُ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ،
وَيَصُومُ فِي السَّفَرِ وَيُفْطِرُ، وَيُصَلِّي حَافِيًا وَمُنْتَعِلاً،
وَيَنْتَعِلُ قَائِمًا وَقَاعِدًا
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ayakta ve
oturarak içerken, namazdan sağından da solundan da ayrılırken, yolculukta oruç
tuttuğunu da, tutmadığını da, namazı yalın ayak ve ayakkabılı olarak kıldığını,
ayakkabısını ayakta iken ve oturarak da giydiğini gördüm.”[27]
Aişe radıyallahu anha hadisi gerek isnad gerekse metin
olarak muzdariptir. Sened olarak ızdırabı: İsrail bunu Abdullah b. İsa –
Muhammed b. Said – Abdullah b. Ata – Aişe radıyallahu anha isnadıyla rivayet
etmiştir. Ziyad b. Hayseme ise; Abdullah b. İsa – Abdullah b. Ata – Aişe
radıyallahu anha isnadıyla rivayet etmiştir. Beyhaki dedi ki: “ Abdullah b. İsa
– Abdullah b. Ata - Muhammed b. Said – Aişe radıyallahu anha isnadıyla olduğu
da söylenmiştir.”
Metin olarak ızdıraba gelince; İsrail ve Ziyad b. Hayseme
namazdan hem sağdan, hem soldan ayrılma lafzında ve ayakta içme lafzında
ittifak etmişler, ancak, hem ayakta hem de oturarak ayakkabı giyme ve oturarak
içme lafzında İsrail tek kalmış, Ziyad ise hem çıplak ayakla, hem de ayakkabılı
olarak namaz kılma lafzında tek kalmıştır.
Abdullah b. İsa; Abdullah b. İsa b. Abdirrahman b. Ebi
Leyla’dır. Hafız Ebu’l-Haccac el-Mizzi, İsrail’i onun ravileri arasında zikretmiştir.
Sikadır.
Şeyhi Abdullah b. Atâ ise et-Taifi el-Mekkî olabilir. İbn
Main: “Sika” demiş, Tirmizî: “Hadis ehline göre sikadır” demiştir. İbn Hibban
es-Sikat’ta zikretmiştir. Lakin Nesâî: “Zayıf” demiştir. Başka bir yerde de:
“Kuvvetli değil” demiştir. İbn Hacer: “Saduk, hata eder, altıncı tabakadandır”
demiştir. Altıncı tabaka; sahabeden hiç kimseyle karşılaştığı sabit
olmayanların tabakasıdır. Buna göre Aişe radıyallahu anha’dan rivayeti
mürseldir.
Beyhaki’nin Abdullah b. Ata ile Aişe radıyallahu anha
arasında Muhammed b. Said’i zikretmesi de bunu pekiştirir. Fakat Beyhaki bu
isnadın tamamını zikretmediğinden tahkik etme imkânı olmamıştır. Aradaki vasıta
zikredilmediği için İsrail ve Ziyad’ın rivayetlerine bu takdim edilir.
Muhammed b. Said; Ebu Said el-Muezzin et-Taifî olabilir.
Yine Muhammed b. Said b. el-Museyyeb el-Mahzumi de olabilir. Her ikisi de yine
Hafız İbn Hacer’in dediği gibi altıncı tabakadandırlar. İbn Hacer, el-Muezzin
hakkında: “Saduk” demiş, el-Mahzumi hakkında ise: “makbul” demiştir. Zehebi ise
el-Muezzin hakkında: “salihu’l-hadis” demiştir.
Üçüncü bir ihtimal, onun İbn Cureyc’den rivayette bulunan
zayıf bir ravi olan Muhammed b. Said olmasıdır. O dokuzuncu tabakadandır. İbn
Hibban dedi ki: “Sikalardan, onların rivayetlerinden olmayan şeyler rivayet
eder. Onunla hüccet getirmek hiçbir şekilde helal olmaz.” Ebu Nuaym el-İsbehani
ise: “İbn Cureyc’den uydurma bir hadis rivayet etti” demiştir.
Yine Muhammed b. Said adında dördüncü bir kişi daha var ki;
Ömer radıyallahu anh’den rivayette bulunmuş, kendisinden de Katade rivayet
etmiştir. Hafız Zehebi onun meçhul olduğunu söylemiştir.
Özetle böyle bir isnad, kendisinden daha kuvvetli derecede
olan benzeri bir rivayete muhalif iken hüccet olmaz. Üstelik aslında iki hadis
arasında da bir bağ vardır.
Amr b. Şuayb’ın rivayetine gelince, Huseyn el-Muallim’in
ashabından bir cemaat ondan rivayette bulunmuşlardır ve onların rivayetinde
“ayakta ve oturarak ayakkabı giyme” lafzı yoktur.
Bu lafız olmadan rivayet edenler: Said b. Ebi Arube, Abdulvahid
b. Vasıl es-Sedusi el-Haddad, Yezid b. Zurey, Yezid b. Harun, Muhammed b. Cafer
Gunder, Abdulvehhab b. Ata el-Haffaf, Ali b. el-Mubarek ve Mervan b. Muaviye
el-Fezari’dir.
Ahmed b. Hanbel de, bu hadisi rivayet eden Musedded’in şeyhi
Yahya b. Said el-Kattan yoluyla rivayet etmiştir. Onun rivayetinde de bu lafız
yoktur. Şüphesiz Ahmed b. Hanbel, Musedded’den daha zabittir. Nitekim bu hadisi
Matar el-Verrak, Haccac b. Ertat ve Osman b. Abdirrahman; Amr b. Şuayb’dan, o
babasından, o da dedesinden yoluyla bu lafız olmaksızın rivayet etmişlerdir.
Matar ve Haccac kuvvetli raviler olmasalar da bu rivayetleri, Huseyn
el-Muallim’den rivayet eden cemaatin tevatürüne uygun olması sebebiyle
mahfuzdur.
Geriye Musedded’in hıfzı kendisinden daha iyi olan Yahya b.
Said’e ve ondan rivayet eden Ahmed b. Hanbel’e muhalefeti kalıyor. Musedded’in
buradaki rivayeti şaz görünmektedir, hüccet olmaya elverişli değildir. Bütün
bunlar, Amr b. Şuayb’ın babası ve dedesi yoluyla rivayetinin sahih kabul
edilmesi halinde söz konusudur. Bununla beraber bu tarik hakkında münekkid âlimlerin
ihtilafı vardır.
Bu Konudaki Eserler
İbn Sa’d; Amr b. Asım – Hemmam b. Yahya – Yahya b. Ebi Kesir
– Ebu Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor:
أَنَّ أَبا هُرَيرَةَ كانَ
يَكرَهُ أَن يَنتَعِلَ قائِمًا، وأَن يَأتَزِرَ فَوقَ قَميصِه
“Ebu Hureyre radıyallahu anh ayakta ayakkabı giymeyi ve
gömleğin üzerinden izar edinmeyi çirkin görürdü.”[28]
Bu isnadda kopukluk vardır.
İbn Ebi Şeybe; Ebu Muaviye – el-A’meş – Ebu Salih – Ebu
Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor:
أَنَّهُ كُرِهَ أَنْ يَنْتَعِلَ الرَّجُلُ قَائِمً
Bu isnad sahihtir.
İbn Ebi Şeybe dedi ki: Bana Hafs’tan ulaştığına göre o,
el-A’meş’ten şöyle rivayet etti:
بَلَغَنَا أَنَّ عَلِيًّا انْتَعَلَ قَائِمًا
“Bize ulaştığına göre Ali radıyallahu anh ayakta ayakkabı
giyerdi.”[30]
İki yerde kopukluk vardır. İsnadı sakıttır.
İbn Ebi Şeybe; Muaz b. Muaz – İbn Avn’dan isnadıyla:
ذُكِرَ عِنْدَ مُحَمَّدٍ انْتِعَالُ الرَّجُلِ قَائِمًا،
فَقَالَ: لاَ أَعْلَمُ بِهِ بَأْسًا
“Muhammed (İbn Sirin)’in yanında birinin ayakta ayakkabı
giydiği zikredildi. O da: “Bunda bir sakınca bilmiyorum” dedi.” [31]
İsnadı sahihtir.
İbn Ebi Şeybe; Ubeydullah b. Musa – Ukbe (b. Ebi Salih)’den:
رَأَيْتُ إِبْرَاهِيمَ يدخل رِجْلَيْهِ فِي
نَعْلَيْهِ وَهُوَ قَائِمٌ
Senedi sahihtir.
İbn Ebi Şeybe; Veki – Sufyan – el-A’meş isnadıyla:
رَأَيْتُ يَحيَى بن وَثَاب يَنْتَعِلَ قَائِمًا
“Yahya b. Vesab’ın ayakta ayakkabı giydiğini gördüm.”[33]
Senedi sahihtir.
İbn Ebi Şeybe; Hafs – Amr (b. Ubeyd) isnadıyla:
رَأَيْتُ الْحَسَنَ يَنْتَعِلُ قَائِمًا.
“el-Hasen’in ayakta ayakkabı giydiğini gördüm.”[34]
İsnadı çürüktür. Amr b. Ubeyd metruktür.
Cemaatin rivayetine göre Ahmed ayakta ayakkabı giymezdi.
İbrahim b. el-Haris ve el-Esram’ın rivayetlerinde şu ziyade vardır: “Bu
konudaki hadis kerahete delalet eder.” Bunun zahiri, O bunun mekruhluğuna dair
rivayetlere dayanmıştır. Ebu Bekr el-Hallal dedi ki: “Yusuf b. Abdullah bana
şöyle yazdı: Bize el-Huseyn b. Ali b. el-Hasen tahdis etti; Ebu Abdillah’a
(Ahmed b. Hanbel’e) ayakta ayakkabı giymek soruldu. Dedi ki: “Bu konuda bir şey
sabit olmamıştır.” Kadı dedi ki: “Bunun zahiri, O yasaklayıcı hadisleri zayıf
görmüştür. Ahmed’den sahih olarak gelen zikrettiklerimizdir.”
Hatib dedi ki: “O ayakta ayakkabısını giymezdi. Çünkü bundan
yasaklanmıştır.” Sonra İbn Abbas ve Enes radıyallahu anhum hadislerini
isnatlarıyla zikretmiştir.
Nevevi, Riyazu’s-Salihin’de dedi ki: “Mazeretsiz olarak tek
ayakkabıyla veya tek mestle yürümenin çirkinliği ve mazeretsiz olarak ayakkabı
ve mesti ayakta giymenin çirkinliği.”
Ebu Hureyre radıyallahu anh’e kadar ulaşan senet görüldüğü
gibi sahihtir. Sahabeden buna muhalif bir şey sabit olmamıştır. Ali radıyallahu
anh’den gelen rivayet ise çürüktür. Muhammed İbn Sirin, İbrahim en-Nehai ve
Yahya b. Vesab’a ulaşan isnadlar sahihtir lakin Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’den başkası hüccet olmaz. Taklit etmekten ise Allah’a sığınırız. Şayet
taklid edilecek olsaysı, Ebu Hureyre radıyallahu anh, İbn Sirin, en-Nehai,
Yahya b. Vesab ve bütün tabiinden daha evla olurdu. Fakat bu konuda sabit
hadisten başkasına dayanmıyoruz.
Bu hüküm erkeklere hastır. Bu hükümde ayakkabılar arasında
fark yoktur. Bazıları bu yasağın ayakta giyilmesi zor olan ayakkabılara has
olduğunu iddia etmişlerdir. Yahya b. Ebi Kesir dedi ki: “Çirkin görülen ancak
kişinin ayakkabısını zorlanarak ayakta giymesidir.”
Ebu Suleyman el-Hattabî dedi ki: “Sanki burada, ayakkabıyı
ayakta giyme yasağı, oturarak giymenin daha kolay olmasından dolayı gibidir.
Bazen ayakkabıyı ayakta giymek, devrilmeye sebep olur. Bu yüzden oturarak
giymek ve sıkıntıdan emin olmak için elden yardım almak emredilmiştir.”
Munavi dedi ki: “Buradaki emir, oturarak giymenin daha kolay
olduğuna irşad içindir. Et-Tayyibi ve başkaları bu yüzden yasağı; çizme, mest
gibi giyilmesi zor olan ayakkabılara yorumlamışlardır.”
Bu ayrımın delili yoktur. Hadiste böyle bir illet
geçmemektedir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem maksadını beyan etmekten
aciz değildir. Sarf eden bir delil olmadığı sürece yasak ifadesi haramlık
belirtir. Haramlıktan sarf eden şey ise iddia ile değil, delil ile sabit olur.
Allah Teâlâ’nın
gazabından çekinen erkeklerin, falan ve filanı taklit etmemeleri, ayakta
ayakkabı giymemeleri gerekir. “Onun emrine aykırı hareket edenler
kendilerine bir fitne isabet etmesinden yahut elîm azaba uğramaktan sakınsınlar”
(Nur 63) Diriltileceğine ve dünyada işlediklerinden sorgulanacağına kesin
olarak iman eden Müslüman, emre uymaya koşar. Cennetin kokusu ancak Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem’e ittiba etmekle bulunur.
Subhaneke Allahumme ve bihamdik ve eşhedu en la ilahe illa
ente vahdeke la şerike lek. Ve estağfiruke ve etubu ileyk.
[1]
İbn Mâce (3618) el-Elbani sahih demiştir. Şeyh Mukbil b. Hadi de sahih
demiştir.
[2]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[3]
Bkz.: Bezzar (14/146)
[4]
Darekutni İlel (1909)
[5]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[6]
Tirmizî (1775) el-Ukayli ed-Duafa (1061) el-Elbani sahih demiştir.
[7]
Ukayli, ed-Duafa (1/574)
[8]
Ukayli Duafa (290) Taberânî Evsat (6531)
[9]
İbnu’l-A’rabi, Mu’cem (159) Hatib el-Bağdadi, Muvazzahu Evham (373) İbn Asakir
Tarih (60/414)
[10]
El-Muhallisiyyat (514)
[11]
İbn Mâce (3619) el-Elbani sahih demiştir.
[12]
Tirmizî (1776) el-Elbani sahih demiştir.
[13]
Ebû Ya'lâ (5/312, 404) Huseyn Selim Esed: hasen demiştir.
[14]
Ziyau’l-Makdisi (7/127) el-Muhtare muhakkiki: isnadı hasendir dedi.
[15]
Ru’yani (1365)
[16]
Bezzar (14/35) İbn Adiy, el-Kamil (6/465) Hatib, Camiu Ahlaki’r-Ravi (918)
[17]
El-Kamil (6/465)
[18]
Ebû Dâvûd (4135) Beyhaki Şuab (6273) el-Elbani sahih demiştir.
[19]
Riyazu’s-Salihin (1/480)
[20]
İbn Ebi Hatim İlel (2278)
[21]
İbn Adiy el-Kamil (3/528)
[22]
Hatib Camiu Ahlaki’r-Ravi (919)
[23]
Hatib Tarih (5/159)
[24]
El-Kamil (3/528)
[25]
İbn Sa’d Tabakat (1/481)
[26]
Beyhaki Şuab (5987)
[27]
Busayri, İthafu’l-Hiyera (3702)
[28]
İbn Sad (4/334)
[29]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[30]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[31]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[32]
İbn Ebi Şeybe (5/176)
[33]
İbn Ebi Şeybe (el-Avvame tahkiki; 12/531)
[34]
İbn Ebi Şeybe (5/176)