Şüphe: "Kadınların iffetleri
örtülerinde ve ihtilattan uzak kalışlarında değil, nefislerindedir”
Cevap: Şüphe yok ki, kadınların
iffetleri yalnızca nefislerinde değil, bilakis örtünmelerinde ve ihtilattan
(kadın-erkek karışıklığından) uzak durmalarındadır. Tesettür konusunda
gevşeklik iffetleri lekeler.
Kadın, etkilenmeyen cansız bir
varlık değildir. Bilakis, kadın zayıftır ve değişkenliği hızlıdır. Kadın-erkek
ihtilatı sebebiyle etkilenmesinden emin olunamaz. İmanı kuvvetli olsa dahi o
masume değildir. Nitekim Allah Azze ve Celle şöyle buyurur: “Şunu iyi bilin
ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer.”
Peki ya kadın erkek karışıklığının ve imanları zayıf olanların
çok olduğu durumlar nasıl olur?
Erkekler kadınları etkilediği gibi, kadın da, erkekleri
etkiler. Nitekim Yusuf aleyhi's-selâm’ı gören kadınlar ondan etkilenmişler ve
fitneye düşmüşlerdir. Yusuf aleyhi's-selâm şöyle demiştir: “Rabbim! Zindan
benim için, onların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onlann
tuzaklarını benden uzak tutmazsan, onlara meyleder ve câhillerden olurum”
(Yusuf 33)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurmuştur:
“Biriniz bir kadın gördüğü zaman kendi eşine gitsin. Zira bu, nefsinde olan
şeyi giderecektir.” (Muslim (1403) Cabir radiyallahu anh’den rivayet
etmiştir.)
Peki ya erkek, sevdiği kadına, kadın sevdiği erkeğe
bırakılırsa durum nasıl olur? O ikisi gün geçtikçe ihtilata devam ederse
aralarındaki rağbet artıp, musibetleri büyümez mi?
Hem kadının iffetiyle kalmaya devam ettiğini düşünecek
olursak, aç kurtlardan onu kim savunacak? Hilelerden ve şeytanî adımlardan
nasıl selamette kalınacak?
İslam, erkeklerle kadınlar arasındaki ihtilatı haram
kılarken, kadının iffetli olanı ile olmayanı arasında fark gözetmemiştir. Allah
Azze ve Celle şöyle buyurur: “Allah ve Rasülü birşeye hükmettikleri zaman,
mü'min erkek ve mümin kadının kendi işlerinde artık başka bir şeyi seçmeye
hakları yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa
düşmüş olur.” (Ahzab 36)
“O’nun emrine aykırı davrananlar; bir fitnenin
kendilerine isabet etmesinden yahut can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.”
(Nur 63)