Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

6 Haziran 2016 Pazartesi

Mescidde Alım Satım Yapmanın Hükmü


Mescidde alışverişin hükmü hakkında âlimler arasında mutlak olarak haram olduğunu, tahrimen veya tenzihen mekruh olduğunu ve mutlak olarak caiz olduğunu söyleyenler olmuştur.

Bureyde radiyallahu anh’den: “Bir adam mescidde yitiğini ilan etti ve: “Kim kızıl deveyi gördü?” dedi. Bunu işiten Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem: ‘Bulamaz ol! Mescidler neye yarayacaksa onun için inşa edilmiştir!’ buyurdu.” Muslim, (569).

Ebû Hureyre radiyallahu anh’den; Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ‘Mescidde alışveriş yapan birini gördüğünüz zaman: “Allah ticaretine kazanç vermesin” deyiniz.” İbn Huzeyme, (1305) Tirmizi (1321) Hâkim (2/56).

Bu rivayette haramlığa delalet eden bir sarahat yoktur.

Mescidde borcun ödenmesi ise caizdir: Cabir b. Abdillah radıyallahu anh şöyle demiştir: “Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’den alacağım vardı. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bunu yolculuk dönüşü Mescid’de bana fazlasıyla verdi. Sonra: “İki rekat namaz kıl” buyurdu.” Buhârî (432) Muslim (715) Ahmed (3/319) İbn Hibban (6/244)

Mescidde alışverişin hükmü hakkında tercih edilen görüş, eğer alışveriş az miktarda ise bunun caiz olduğu, çok miktarda ise mekruh olduğudur. Bunun sebepleri şu şekildedir:

1- Buhari ve Muslim’in Ka’b radiyallahu anh’den yaptıkları rivayette o, İbn Ebi Hadred radiyallahu anh’te olan borcunu mescidde istemiştir. Sesleri yükselince Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bunu evinden işitip çıkmış ve: “Ey Ka’b! Ona borcunun yarısını indir” diye seslenmiştir. O da tamam deyince, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ona borcunu öde” demiştir.

Bu hadiste mescidde sulh ikrarının cevazına delalet vardır. Bu da alışveriş manasındadır. Şayet mescidde alışveriş bizatihi haram olsaydı Nebî sallallahu aleyhi ve sellem mescidde ikisinin arasında sulh yapmazdı.

Şüphe: İkrar üzere sulh iki kısma ayrılır; bedel sulhü ve indirim sulhü. Bedel sulhü alışveriş hükmündedir, indirim sulhü ise alışveriş hükmünde değildir. Ka’b ile İbn Ebi Hadred arasındaki ise indirim sulhündendir.

Cevap: Sulhün neticesi kesin değildir. Ka’b radiyallahu anh maldan bir şeyle bedel isteyebilir veya indirim yapmayabilirdi. Şayet indirim yapmasaydı elbette bu alışveriş manasında bir sulh olurdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem verada insanların en kâmilidir. Yasaklanmış bir şeye düşme ihtimalinden sakınmada da o insanların en ilerisidir.

İbn Receb, bu kıssa ile ilgili olarak şöyle demiştir: “Bu hadisten mescidde alışverişin caiz olduğu kuvvetlenmektedir.” Ancak İbn Receb, mescidde alışverişi mekruh görere karşı münakaşasında alışveriş ile borç ödeme arasını ayırmaktadır. Şayet alışverişin başlangıcı mescidde olursa, mescid ticaret çarşısı ve mal kazanılan mekân gibi olur. Mescidler ise bunun için yapılmamıştır. Bu yüzden Ata b. Yesar ve başkaları mescidde alışveriş yapan görünce şöyle der: “Senin dünya pazarına gitmen gerekir. Burası ise ahiret pazarıdır.” Borcu ödeme ise malı korumadandır. Onu talep etmek ancak mescidde mümkün olursa bu malı yok olmaktan koruma manasındandır ve mescidde hâkime muhakeme olmak gibidir.” (İbn Receb Fethu’l-Bari 3/348)

2- Mescidde alışveriş bizatihi yasaklanmış değildir. Bilakis boş konuşmalar ve seslerin yükselerek namaz kılanların rahatsız edilmesine sebep olmasından dolayı yasaklanmıştır.  Yasak da bu konuya has olur. Zira âlimlerin görüşlerinden sahih olanına göre istinbat edilmiş bir illet ise umumu tahsis etmek caizdir.

3- Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in mescidde alışverişi yasaklamasının maksadı, mescidin genelini kuşatan veya galip gelen bir eylem hakkındadır. Nitekim alışveriş, şiir okuma, kayıbın ilan edilmesi, Cuma namazından önce halka olunması gibi hallerde tek bir illet vardır. O da boş konuşmalar, seslerin yükselmesi gibi hususlardır. (Karafi, ez-Zehira 8/24)

4- Mescidlerin bina edilmesinden maksad Allah Teâlâ’nın zikredilmesi ve O’na ibadet edilmesidir. “Beyt (Kâbe) insanlar için bir toplanma yeri ve emniyet mahalli kılmış ve 'İbrahim'in makamını bir namazgâh edinin" (demiştik)  İbrahim ve İsmail'e de evimi  tavaf edenler,   (orada)  kalanlar,  rükû ve  sücûd  edenler için  temiz tutmalarını tavsiye etmiştik” (Bakara 125)

Allah’ın, temiz tutulup yüceltilmesini ve içinde isminin anılmasını emrettiği evler...” (Nur 36)

Lakin Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabı, mescidleri az miktarda, yapıldıkları gayenin dışında da kullanılmışlardır. Sa’d radiyallahu anh’ın tedavisi ve akrabalarının ziyaret etmeleri için mescidde çadır kurulması, Gifar oğulları için mescidde çadır kurulması, Habeş’lilerin Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mescidinde oyun oynamaları gibi hadiseler, kişinin mescidleri yapılış gayesi dışında da kullanmalarının cevazını göstermektedir.

Şüphe: “Mescidde alışveriş akdi yapmak doğrudan olarak, yasaklanmış olan  gürültüdür”

Cevap: Az bir alışveriş yasaklanmış gürültüye götürmez. Çok alışveriş ise bu yasağın kapsamına sokar.

Bu türden az bir fiil mescidlerin hürmetini çiğnemeye götürmez. Çok alışveriş ise mescidlerin hürmetini çiğnemeye götürdüğünden mekruhtur.

Azlık ve çokluğun ölçüsüne gelince; kişi bir alışveriş akdi yapmakla çok alışveriş yapmış olmaz. Lakin mescide mal getirip götürür, başına gelip gideni çok olursa çokluğun kapsamına girer. Ebu’l-Velid el-Baci, el-Munteka’da (1/311) böyle açıklamıştır.

İmam Malik şöyle demiştir: “Bir kimsenin malını mescidde satmak için sergilemesini hoş görmem. Ama onu tanıyan bir adam onu veya malını gördüğü için gelir de alışveriş yaparsa bunda sakınca yoktur.” El-Baci dedi ki: “Bana göre Malik’in kavli doğrudur. Eğer az bir alışveriş olursa bu caizdir…”

Özetle, mescidde alışverişin kısımları vardır:

 1- Mescidin ticarete mahal edinilmesi. Bu haramdır.

2- Mescidde alım satımın çok yapılması. Bu mekruhtur. Mescidde olanları rahatsız eder ve karıştırmalarına sebep olursa bu haram olur.

3- Mescidde az miktarda alışveriş caizdir.

4- Mescid, ticaret mahalli edinilir ve dine karşı hile için az miktarda alışveriş yapılırsa bu da haramdır.

Mescidde mal hazır olmaksızın icap ve kabulün gerçekleşmesi.


Fakihler bu konuda da ihtilaf etmişlerdir.

Malikiler bunu mubah görmüştür. Delilleri; mescidde icap ve kabulün mubah olan kelamdan olmasıdır.

Şafiiler ve bazı hanbeliler bunu mekruh görmüştür.

Malikilerdenbazısı ile hanbeliler ve hanefiler haram görmüştür.

Bu görüşlerden doğruya yakın olanı, sesler yükselmediği sürece mubah olmasıdır. Zira yasaktan maksat mescidde seslerin yükselmesidir.

İbn Useymin, mescidde satış yapmanın haram olduğunu tercih etmekle beraber şöyle demiştir: “Sen mescidde iken bir fakir yanına dursa ve ona beş riyal tasadduk etmek istesen, yanında da ancak on riyallik banknot olsa, bu fakire: “Şu on riyali al ve bana beş riyal ver” desen bu caiz midir?
Cevap: Bununla ticaret kastedilmeyip fakirin ihtiyacını gidermek kastedildiğinden bu caizdir.”

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)