"Bilmek gerekir ki, müziğe nispetle haramlık ve günah ancak
müziği kasıtlı olarak dinlemeye bağlıdır. Ama kasıtsız olarak işiten ve zihnini
dinlediği şeyden alıkoyup kalbiyle bundan ikrah duyan kimse için günah söz
konusu değildir. Zira bunda kişinin kendi kesbettiği bir şey yoktur. Münkere
güç yettiği kadarıyla karşı çıkmak gerekir. Zira Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem: “Kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin, buna güç yetiremeyen
diliyle, buna da gücü yetmeyen kalbiyle. Bu da imanın en zayıfıdır.” Muslim
rivayet etmiştir.
Zikrettiğimiz hususun delili İbn Ömer radiyallahu anhuma’nın
azatlısı Nafi’nin rivayetidir. O dedi ki: “İbn Ömer radiyallahu anhuma çalgı
sesi işitince parmaklarını kulaklarına koydu ve bineğinin yönünü çevirdi.
“Ey Nafi! Sesi işitiyor musun?” diyor, ben de:
“Evet” diyordum. Ben hayır deyinceye kadar ilerledi. Bunun üzerine
parmaklarını çekti ve yola devam etti. Dedi ki:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çoban kavalı
işittiği zaman aynı böyle yaptığını gördüm.” Bunu Ahmed, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce
rivayet etmişler, el-Elbani, Tahrimu Alati’t-Tarb’da sahih demiştir.
İbn Receb, Nuzhetu’l-Esma’da dedi ki: “İbn Ömer radiyallahu
anhuma Nafi’ye kulağını tıkamasını emretmemiştir. Çünkü o kasıtlı dinlemiyordu.
Bilakis sadece işitiyordu. İşiten, dinleyen ile aynı değildir ve işitmekten
dolayı haramlık söz konusu olmaz. Çünkü bunu kasıtlı olarak yapmıyor. İşitmeyene
kadar kulağını tıkaması daha evla olsa da durum böyledir.”
Şeyhulislam İbn Teymiyye Mecmuu’l-Fetava’da şöyle demiştir: “Emir
ve yasak mücerred olarak işitmek hakkında değil, bilakis dinlemek hakkındadır.
Görme meselesi de böyledir. Zira gayri ihtiyari olarak görme ile kasıtlı olarak
görme farklıdır. Yine (yabancı kadından gelen) güzel kokuyu hissetme de
böyledir. Yasak ve haramlık ancak kasıtlı olarak koklamak hakkındadır. Ama kişi
kendi kastı olmadan burnuna koku gelirse bundan dolayı ona bir şey gerekmez.
Beş duyu yani işitme, görme, koklama, tatma ve dokunma ile
işlenen haramlarda durum böyledir. Emir ve yasak ancak kulun bu konudaki kastı
ve ameline bağlıdır. Ama kendi isteği olmadan meydana gelence emir veya
yasaklama söz konusu değildir. Sünen’de İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan gelen
hadis bunu ifade etmektedir. – burada yukarıda geçen hadisi zikreder – Bazı
insanlar der ki; hadis sahih ise, İbn Ömer radiyallahu anhuma’ya kulaklarını
tıkaması emredilmemiştir. Buna onun yaşı küçük olduğu veya onun kasıtlı olarak
dinlemediği şeklinde cevap verilmiştir. O sadece işitmiştir ve bundan dolayı
günah söz konusu değildir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ise daha faziletli
ve daha kamil olanı talep ettiğinden kulaklarını tıkamıştır. Bu tıpkı, caiz
olmayan şeyleri konuşan bir topluluğa uğrayan kimsenin kulaklarını tıkamasının
daha güzel olması gibidir. Fakat kulaklarını tıkamasa da ona günah yoktur.
Fakat işittiği şeylerde dinî bir zarar varsa ve bunu ancak kulaklarını
tıkamakla engelleyebiliyorsa o zaman bunu yapmalıdır.”
Buna göre evlâ olan müzik sesini işitmemek için mümkünse
kulakları tıkamaktır. Şayet bu mümkün olmazsa kalbiyle bu sesten yüzçevirir.
Zira kulak ancak kalbin hazır bulunmasıyla dinler. Nefsini ve kalbini zikir ve bu
zikirlerin manalarını tefekkür ile meşgul et. Veya içinden Kur’an oku veya
Allah’ın kevnî ayetlerini tedebbür et.
Kalbinle müzik dinlemekten yüz çevirip, ondan hoşlanmadığın
sürece bunu işitmende sakınca yoktur.”
İslamweb.net fetvaları, fetva no: 142457
Tercüme: Ebu Muaz