Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

10 Haziran 2016 Cuma

Müzik Bulunan Cafe, Restoran Gibi Yerlerde Oturmanın Hükmü

"Bilmek gerekir ki, müziğe nispetle haramlık ve günah ancak müziği kasıtlı olarak dinlemeye bağlıdır. Ama kasıtsız olarak işiten ve zihnini dinlediği şeyden alıkoyup kalbiyle bundan ikrah duyan kimse için günah söz konusu değildir. Zira bunda kişinin kendi kesbettiği bir şey yoktur. Münkere güç yettiği kadarıyla karşı çıkmak gerekir. Zira Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin, buna güç yetiremeyen diliyle, buna da gücü yetmeyen kalbiyle. Bu da imanın en zayıfıdır.” Muslim rivayet etmiştir.
Zikrettiğimiz hususun delili İbn Ömer radiyallahu anhuma’nın azatlısı Nafi’nin rivayetidir. O dedi ki: “İbn Ömer radiyallahu anhuma çalgı sesi işitince parmaklarını kulaklarına koydu ve bineğinin yönünü çevirdi.
“Ey Nafi! Sesi işitiyor musun?” diyor, ben de:
“Evet” diyordum. Ben hayır deyinceye kadar ilerledi. Bunun üzerine parmaklarını çekti ve yola devam etti. Dedi ki:
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çoban kavalı işittiği zaman aynı böyle yaptığını gördüm.” Bunu Ahmed, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayet etmişler, el-Elbani, Tahrimu Alati’t-Tarb’da sahih demiştir.
İbn Receb, Nuzhetu’l-Esma’da dedi ki: “İbn Ömer radiyallahu anhuma Nafi’ye kulağını tıkamasını emretmemiştir. Çünkü o kasıtlı dinlemiyordu. Bilakis sadece işitiyordu. İşiten, dinleyen ile aynı değildir ve işitmekten dolayı haramlık söz konusu olmaz. Çünkü bunu kasıtlı olarak yapmıyor. İşitmeyene kadar kulağını tıkaması daha evla olsa da durum böyledir.”
Şeyhulislam İbn Teymiyye Mecmuu’l-Fetava’da şöyle demiştir: “Emir ve yasak mücerred olarak işitmek hakkında değil, bilakis dinlemek hakkındadır. Görme meselesi de böyledir. Zira gayri ihtiyari olarak görme ile kasıtlı olarak görme farklıdır. Yine (yabancı kadından gelen) güzel kokuyu hissetme de böyledir. Yasak ve haramlık ancak kasıtlı olarak koklamak hakkındadır. Ama kişi kendi kastı olmadan burnuna koku gelirse bundan dolayı ona bir şey gerekmez.
Beş duyu yani işitme, görme, koklama, tatma ve dokunma ile işlenen haramlarda durum böyledir. Emir ve yasak ancak kulun bu konudaki kastı ve ameline bağlıdır. Ama kendi isteği olmadan meydana gelence emir veya yasaklama söz konusu değildir. Sünen’de İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan gelen hadis bunu ifade etmektedir. – burada yukarıda geçen hadisi zikreder – Bazı insanlar der ki; hadis sahih ise, İbn Ömer radiyallahu anhuma’ya kulaklarını tıkaması emredilmemiştir. Buna onun yaşı küçük olduğu veya onun kasıtlı olarak dinlemediği şeklinde cevap verilmiştir. O sadece işitmiştir ve bundan dolayı günah söz konusu değildir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ise daha faziletli ve daha kamil olanı talep ettiğinden kulaklarını tıkamıştır. Bu tıpkı, caiz olmayan şeyleri konuşan bir topluluğa uğrayan kimsenin kulaklarını tıkamasının daha güzel olması gibidir. Fakat kulaklarını tıkamasa da ona günah yoktur. Fakat işittiği şeylerde dinî bir zarar varsa ve bunu ancak kulaklarını tıkamakla engelleyebiliyorsa o zaman bunu yapmalıdır.”
Buna göre evlâ olan müzik sesini işitmemek için mümkünse kulakları tıkamaktır. Şayet bu mümkün olmazsa kalbiyle bu sesten yüzçevirir. Zira kulak ancak kalbin hazır bulunmasıyla dinler. Nefsini ve kalbini zikir ve bu zikirlerin manalarını tefekkür ile meşgul et. Veya içinden Kur’an oku veya Allah’ın kevnî ayetlerini tedebbür et.
Kalbinle müzik dinlemekten yüz çevirip, ondan hoşlanmadığın sürece bunu işitmende sakınca yoktur.”
İslamweb.net fetvaları, fetva no: 142457
Tercüme: Ebu Muaz

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)