Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

26 Temmuz 2019 Cuma

Bir Tesettüre Giriş Kıssası


Müslüman kızların örtünmeleri İslam’ın olmazsa olmaz şiarlarındandır. Allah Teâlâ bunu kitabında ve rasulü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in dili üzerinden farz kılmıştır. Allah Azze ve Celle’nin dininde önemi büyük olan bu farz konusunda gevşek davranmak caiz değildir. Bilakis müslüman kadının tesettür konusunda hırslı olması zorunludur. Bu, öncelikle dinine ve rabbi Subhanehu ve Teâlâ’nın emirlerine olan hırsının işaretidir. Sonra kendisinin selametine ve tesettürün kendisinden alıkoyacağı eziyetlerden dolayı kendi nezafetine hırsının göstergesidir.

Nasipsiz fasık ve günahkâr kimseler açık bir kadın gördükleri zaman mutlaka çarpık arzularla köpek gibi tamah ederler. İster örtülü bir kadına ister açık bir kadına karşı yapılsın, bizler bu fiilleri kesinlikle temize çekmeyiz. Lakin tesettür kadına iffet, temizlik, duruluk, dinine tutunma, Allah Teâlâ’nın emirlerine ve rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in emirlerine uymaya hırs gösterme unsurlarını katar. Tesettür; kadının başını ve bütün bedenini örten bir perde olduğu gibi, aynı zamanda isyan ve günahlara karşı da bir perdedir. Bu konu, tesettürün önemini açıklamakta ve bunun getirilerinin ne kadar güzel bir anlam taşıdığını ortaya koymaktadır. Bu ihmal edilmemesi gereken önemli bir konudur. Anlatılacak olan kıssa, tesettürü yerine getirmeyen bütün kızların iyice düşünmeleri gereken bir kıssadır. İnşaallah bu onların da tesettüre girmelerine bir vesile olur. Bu kıssa gerçekten bütün kızlar için önemlidir:

Bu kıssa, yaşadığı zorluklar neticesinde tesettüre girmiş olan kızlardan birinin başına gelmiş olan gerçek bir olaydır ve mü’minlerin annelerine benzemek demek olan bu şerefli örtünmeye henüz girmemiş olan bütün kızlar için bir öğüt içermektedir.

Kıssanın kahramanı olan kız, bu günlerdeki diğer kızlar gibi, hayatı gezip eğlenmekten ibaret gören, herhangi bir sorumluluk taşımayan, namaz kılmayan, dininin emirlerini yerine getirmeyen bir görüntüdeydi. Ölümü asla düşünmezdi. Hayatın hep lezzetlerle ve şehvetlerle devam edeceğini sanıyordu.

Bu kız da modaya uyarak dar ve bedenini belli eden ince elbiseler giyiyor, kendisini görenlerin arasında geziyordu. Bununla beraber kalbini yokladığında mutlu olmadığını hissediyordu. Bu yaptıklarıyla mutlu olacağını sanıyordu. Lakin mutluluğu elde edememişti. Bu kız Allah’ın yolunu asla bilmeyen bir aile ortamında yetişmişti. Ailesi İslam’ın gereklerine uymuyordu. Avrupalılar gibi yaşıyor ve batılılardan gelen her şeye tabi oluyorlardı.

Fakat günlerden bir gün bu kız tesettürlü olan, lakin tesettüre gerektiği şekilde bağlı olmayan teyzesini ziyarete gitti. Bu teyzesi ona tesettür hakkında bir şeyler söylüyordu. Davetçilerden birinin ses kaydını ona dinletti. Davetçi teberrüc (açılıp saçılma) fitnesinden bahsediyordu. Bu kız büyük bir darlık hissetti. Bu ses kaydını dinledikçe bu hususta kendisinden şiddetle nefret etmeye başladı.

Eve döndüğü zaman Allah’a şöyle dua etmeye başladı: “Rabbim! Beni hakka hidayet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Rabbim! Tesettürü bana nasip et.” Bu kız o vakit lise üçüncü sınıfta okuyordu. Yanında yaygın modaya göre giyinen kız arkadaşı vardı. Günlerden bir gün tesettüre girmiş olarak bu arkadaşının yanına geldi. Kız arkadaşı ona hemen tesettüre girmesi ve anne babasının bunu nasıl kabul edebildikleri hususunda sorular sormaya başladı. Kız, anne ve babasının kesin bir şekilde kendisinin tesettüre girmesine karşı çıktıklarını, ancak kendisinin tesettüre girmek hususunda ısrar ettiğini anlattı. Çünkü bu Allah Teâlâ’nın emirlerindendir ve yaratıcıya isyan olan bir hususta yaratılmışlara itaat söz konusu değildir. Bu ısrar üzerine ana babası onun istediği şeyi kabullenmek zorunda kalmışlardı. Kız arkadaşı ona dedi ki:

“Tesettür şüphesiz ki İslam’ın farzlarındandır. Hiçbir halde onu terk etmek caiz değildir. Biz Allah’ın bizi şereflendirdiği bu şeref ile örtünmemiş bir halde Allah’ın huzuruna çıkarsak, Âlemlerin rabbine karşı ne diyebiliriz?”

Kız arkadaşının sözü, yarasının üzerine geldi ve kız büyük bir heyecan duydu. Çünkü o kız arkadaşının durumunu biliyordu. Onun ailesi de kızlarının örtünmesine şiddetle karşı çıkıyorlardı. Bu kız evine gitti, sonra kafasında düşünceler dolanmaya başladı. Annesine tesettürün Allah Teâlâ’ya itaat olduğunu haber verip buna azmettirmeye başladı. Annesi bu fiili şiddetle reddetti. Kız da hıçkırarak oturdu, ağladı.

Ertesi sabah kız okuluna her zamanki gibi bir halde gitmek istedi. Saçlarını taramak için kalktığında güç yetiremedi. Sanki ellerinde bunu yapmaya engel olan bir şey vardı. Hızlıca saçlarını bağladı ve çıkmak istedi. Birden asansörle inen gençlerden birinin seslerini işitti. O gencin önüne saçları bu halde iken çıkmaya cesaret edemedi ve eve geri girdi. Tesettürlü olmayan annesine ait bir eşarbı giydi ve okuluna bu şekilde gitti. Kız arkadaşı onu böyle görünce çok sevindi ve ona:

“Tesettüre mi girdin?” dedi. Kız arkadaşı:

“Hayır, tesettür için giymedim, sonra çıkaracağım” dedi. Sonra kız şaşkınlıklar içinde evine gitti, şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı ve Allah Teâlâ’ya kendisine doğru olanı kolaylaştırması için dualar etti. Kız hemen babasına tesettür meselesini ısrarla tebliğ etmeye başladı ve bunun Allah’a bir itaat olduğunu anlattı. Babası kızının durumundan çok korktu ve ona:

“İstediğini yap, ama senin yaptığın şeyi onaylamıyorum” dedi. Annesi işten geldiği zaman kızının yaptığı şeyi öğrendi ve şiddetli bir şekilde öfkelendi. Sonra kızının tesettürden çıkmasını istemek üzere gitti. Kız bunu reddetti. O da büyük bir üzüntü içinde kaldı. Bir gece kızın babasına onu hakaretler ederek anlattı. Kız bu sırada: “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir” diyor, acılar içinde ağlıyor ve Allah’a kendisini taatinde sabit kılması için dualar ediyordu. Allah Teâlâ bu kıza sebat vermiş ve ailesinin itirazlarına rağmen her gün imanı artıyordu.

Sonraki yıllarda bir gün babası kızın bu durumuna razı oldu. Kız, ailesi için tesettüre davet eden bir davetçi olmuştu. Sonunda annesi de tesettüre girdi. Gönül rızasıyla örtündü. Kız, ailesi için hayra vesile olmuştu.

Bu kıssa gerçekten etkileyicidir. Ailesinin ve çevresinin itirazlarından çekindiği için tesettüre uymayan her kız bunu düşünmeli, önem vermelidir. Allah, imanlarında samimi olanlara güç verir ve destekler. İmanında samimiyeti doğru olana Allah bütün hayır kapılarını kolaylaştırır ve onun önünde tükenmeyen nimetlerin kapıları açılır. Tesettürü gözetmeyen her kız bu kıssadan ibret almalıdır. Belki de buna benzer olaylar, her gün binlerce kızın başına gelmektedir. Allah Teâlâ’nın farz kıldığı bu emri kızların ertelememeleri, Allah Teâlâ’nın emrine yönelmeleri gerekir.
Tercüme: Ebu Muaz

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)