Müslüman kızların örtünmeleri İslam’ın olmazsa olmaz
şiarlarındandır. Allah Teâlâ bunu kitabında ve rasulü Muhammed sallallahu
aleyhi ve sellem’in dili üzerinden farz kılmıştır. Allah Azze ve Celle’nin
dininde önemi büyük olan bu farz konusunda gevşek davranmak caiz değildir.
Bilakis müslüman kadının tesettür konusunda hırslı olması zorunludur. Bu,
öncelikle dinine ve rabbi Subhanehu ve Teâlâ’nın emirlerine olan hırsının
işaretidir. Sonra kendisinin selametine ve tesettürün kendisinden alıkoyacağı
eziyetlerden dolayı kendi nezafetine hırsının göstergesidir.
Nasipsiz fasık ve günahkâr kimseler açık bir kadın gördükleri zaman
mutlaka çarpık arzularla köpek gibi tamah ederler. İster örtülü bir kadına
ister açık bir kadına karşı yapılsın, bizler bu fiilleri kesinlikle temize
çekmeyiz. Lakin tesettür kadına iffet, temizlik, duruluk, dinine tutunma, Allah
Teâlâ’nın emirlerine ve rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in emirlerine uymaya
hırs gösterme unsurlarını katar. Tesettür; kadının başını ve bütün bedenini
örten bir perde olduğu gibi, aynı zamanda isyan ve günahlara karşı da bir
perdedir. Bu konu, tesettürün önemini açıklamakta ve bunun getirilerinin ne
kadar güzel bir anlam taşıdığını ortaya koymaktadır. Bu ihmal edilmemesi
gereken önemli bir konudur. Anlatılacak olan kıssa, tesettürü yerine getirmeyen
bütün kızların iyice düşünmeleri gereken bir kıssadır. İnşaallah bu onların da
tesettüre girmelerine bir vesile olur. Bu kıssa gerçekten bütün kızlar için
önemlidir:
Bu kıssa, yaşadığı zorluklar neticesinde tesettüre girmiş olan
kızlardan birinin başına gelmiş olan gerçek bir olaydır ve mü’minlerin
annelerine benzemek demek olan bu şerefli örtünmeye henüz girmemiş olan bütün
kızlar için bir öğüt içermektedir.
Kıssanın kahramanı olan kız, bu günlerdeki diğer kızlar gibi,
hayatı gezip eğlenmekten ibaret gören, herhangi bir sorumluluk taşımayan, namaz
kılmayan, dininin emirlerini yerine getirmeyen bir görüntüdeydi. Ölümü asla
düşünmezdi. Hayatın hep lezzetlerle ve şehvetlerle devam edeceğini sanıyordu.
Bu kız da modaya uyarak dar ve bedenini belli eden ince elbiseler
giyiyor, kendisini görenlerin arasında geziyordu. Bununla beraber kalbini
yokladığında mutlu olmadığını hissediyordu. Bu yaptıklarıyla mutlu olacağını
sanıyordu. Lakin mutluluğu elde edememişti. Bu kız Allah’ın yolunu asla
bilmeyen bir aile ortamında yetişmişti. Ailesi İslam’ın gereklerine uymuyordu.
Avrupalılar gibi yaşıyor ve batılılardan gelen her şeye tabi oluyorlardı.
Fakat günlerden bir gün bu kız tesettürlü olan, lakin tesettüre
gerektiği şekilde bağlı olmayan teyzesini ziyarete gitti. Bu teyzesi ona tesettür
hakkında bir şeyler söylüyordu. Davetçilerden birinin ses kaydını ona dinletti.
Davetçi teberrüc (açılıp saçılma) fitnesinden bahsediyordu. Bu kız büyük bir
darlık hissetti. Bu ses kaydını dinledikçe bu hususta kendisinden şiddetle
nefret etmeye başladı.
Eve döndüğü zaman Allah’a şöyle dua etmeye başladı: “Rabbim! Beni
hakka hidayet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Rabbim! Tesettürü
bana nasip et.” Bu kız o vakit lise üçüncü sınıfta okuyordu. Yanında yaygın modaya
göre giyinen kız arkadaşı vardı. Günlerden bir gün tesettüre girmiş olarak bu
arkadaşının yanına geldi. Kız arkadaşı ona hemen tesettüre girmesi ve anne
babasının bunu nasıl kabul edebildikleri hususunda sorular sormaya başladı.
Kız, anne ve babasının kesin bir şekilde kendisinin tesettüre girmesine karşı
çıktıklarını, ancak kendisinin tesettüre girmek hususunda ısrar ettiğini anlattı.
Çünkü bu Allah Teâlâ’nın emirlerindendir ve yaratıcıya isyan olan bir hususta
yaratılmışlara itaat söz konusu değildir. Bu ısrar üzerine ana babası onun
istediği şeyi kabullenmek zorunda kalmışlardı. Kız arkadaşı ona dedi ki:
“Tesettür şüphesiz ki İslam’ın farzlarındandır. Hiçbir halde onu
terk etmek caiz değildir. Biz Allah’ın bizi şereflendirdiği bu şeref ile
örtünmemiş bir halde Allah’ın huzuruna çıkarsak, Âlemlerin rabbine karşı ne
diyebiliriz?”
Kız arkadaşının sözü, yarasının üzerine geldi ve kız büyük bir
heyecan duydu. Çünkü o kız arkadaşının durumunu biliyordu. Onun ailesi de
kızlarının örtünmesine şiddetle karşı çıkıyorlardı. Bu kız evine gitti, sonra
kafasında düşünceler dolanmaya başladı. Annesine tesettürün Allah Teâlâ’ya
itaat olduğunu haber verip buna azmettirmeye başladı. Annesi bu fiili şiddetle
reddetti. Kız da hıçkırarak oturdu, ağladı.
Ertesi sabah kız okuluna her zamanki gibi bir halde gitmek istedi.
Saçlarını taramak için kalktığında güç yetiremedi. Sanki ellerinde bunu yapmaya
engel olan bir şey vardı. Hızlıca saçlarını bağladı ve çıkmak istedi. Birden
asansörle inen gençlerden birinin seslerini işitti. O gencin önüne saçları bu
halde iken çıkmaya cesaret edemedi ve eve geri girdi. Tesettürlü olmayan
annesine ait bir eşarbı giydi ve okuluna bu şekilde gitti. Kız arkadaşı onu böyle
görünce çok sevindi ve ona:
“Tesettüre mi girdin?” dedi. Kız arkadaşı:
“Hayır, tesettür için giymedim, sonra çıkaracağım” dedi. Sonra kız
şaşkınlıklar içinde evine gitti, şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı ve Allah
Teâlâ’ya kendisine doğru olanı kolaylaştırması için dualar etti. Kız hemen
babasına tesettür meselesini ısrarla tebliğ etmeye başladı ve bunun Allah’a bir
itaat olduğunu anlattı. Babası kızının durumundan çok korktu ve ona:
“İstediğini yap, ama senin yaptığın şeyi onaylamıyorum” dedi.
Annesi işten geldiği zaman kızının yaptığı şeyi öğrendi ve şiddetli bir şekilde
öfkelendi. Sonra kızının tesettürden çıkmasını istemek üzere gitti. Kız bunu
reddetti. O da büyük bir üzüntü içinde kaldı. Bir gece kızın babasına onu
hakaretler ederek anlattı. Kız bu sırada: “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir”
diyor, acılar içinde ağlıyor ve Allah’a kendisini taatinde sabit kılması için
dualar ediyordu. Allah Teâlâ bu kıza sebat vermiş ve ailesinin itirazlarına
rağmen her gün imanı artıyordu.
Sonraki yıllarda bir gün babası kızın bu durumuna razı oldu. Kız,
ailesi için tesettüre davet eden bir davetçi olmuştu. Sonunda annesi de
tesettüre girdi. Gönül rızasıyla örtündü. Kız, ailesi için hayra vesile
olmuştu.
Bu kıssa gerçekten etkileyicidir. Ailesinin ve çevresinin
itirazlarından çekindiği için tesettüre uymayan her kız bunu düşünmeli, önem
vermelidir. Allah, imanlarında samimi olanlara güç verir ve destekler. İmanında
samimiyeti doğru olana Allah bütün hayır kapılarını kolaylaştırır ve onun
önünde tükenmeyen nimetlerin kapıları açılır. Tesettürü gözetmeyen her kız bu
kıssadan ibret almalıdır. Belki de buna benzer olaylar, her gün binlerce kızın
başına gelmektedir. Allah Teâlâ’nın farz kıldığı bu emri kızların
ertelememeleri, Allah Teâlâ’nın emrine yönelmeleri gerekir.
Tercüme: Ebu Muaz