Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

13 Ocak 2024 Cumartesi

Rasulün Hükümlerinin Allah’ın Onayıyla Hükmen Vahiy Olması

 Havle bt. Sa’lebe radiyallahu anha’dan: “Vallahi Allah, Mücadele suresinin başını ben ve Evs b. es-Samit hakkında indirdi. Ben onun eşi idim, o yaşlanmış ve kötü huylu olmuştu. Bir gün yanıma girdi ve ona bir şey danıştım. Bunun üzerine o öfkelenerek: “Sen bana annemin sırtı gibisin” dedi. Sonra çıkıp gitti ve kavmi arasında bir süre oturdu. Sonra tekrar yanıma geldi. Kendisiyle beraber olmamı istiyordu. Ona:

“Hayır, Huveyle’nin canı elinde olana yemin olsun ki sen bu dediklerinden sonra, Allah ve rasulü bu konuda hüküm verinceye kadar benimle olamazsın” dedim. Sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek ona bu durumu anlattım. Daha oradan ayrılmamıştım ki hakkımda Kur’ân indi. Yine önceden olduğu gibi vahiy geldiğinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i bürüyen şey bürüdü, sonra onu bıraktı. Bunun üzerine bana:

يَا خُوَيْلَةُ قَدْ أَنْزَلَ اللهُ فِيكِ وَفِي صَاحِبِكِ ثُمَّ قَرَأَ عَلَيَّ {قَدْ سَمِعَ اللهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللهِ وَاللهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا إِنَّ اللهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ} إِلَى قَوْلِهِ {وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ}

Ey Havle! Allah senin ve eşin hakkında ayet indirdi” buyurdu ve: “Eşi hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunanın sözünü Allah elbette duydu. Allah konuşmanızı duyuyordu. Şüphesiz Allah Semî’dir, Basîr’dir” (Mucadele 1) âyetinden “…Kâfirlere ise can yakıcı bir azap vardır. ” (Mücadele 4) âyetine kadar okudu…”[1]

Bu kıssanın detaylarında şu bilgi gelmiştir: Abdurrazzak Tefsir’de, Ma’mer’den, o Ebu İshak’tan şöyle dediğini rivayet etti:

فِي قَوْلِهِ تَعَالَى {قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا}  قَالَ أُنْزِلَتْ فِي امْرَأَةٍ اسْمُهَا خُوَيْلَةُ فَقَالَ جَاءَتْ إِلَى النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّ زَوْجَهَا جَعَلَهَا عَلَيْهِ كَظَهْرِ أُمِّهِ فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم مَا أَرَاكِ إِلَّا وَقَدْ ‌حُرِّمْتِ ‌عَلَيْهِ وَهُوَ حِينَئِذٍ يَغْسِلُ رَأْسَهُ فَقَالَتِ انْظُرْ جَعَلَنِي اللَّهُ فِدَاكَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ فقَالَ مَا أَرَاكِ إِلَّا قَدْ ‌حُرِّمْتِ ‌عَلَيْهِ قَالَتِ انْظُرْ فِي شَأْنِي فَجَعَلَتْ تُجَادِلُهُ

Eşi hakkında seninle tartışanın sözünü Allah elbette duydu.” (Mucadele 1) ayeti İsmi Huveyle olan bir kadın hakkında indirildi… Bu kadın Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve kocasının kendisini annesinin sırtına benzettiğini söyledi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Senin ona ancak haram olduğun görüşündeyim.” O sırada Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem başını yıkıyordu. Kadın dedi ki:

“Allah beni sana feda kılsın ey Allah’ın nebisi! Duruma bir baksan!” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Senin ona ancak haram olduğun görüşündeyim” buyurdu. Kadın: “Durumumu yeniden düşün” diyerek tartışmaya başladı...”[2]

Bu kıssada delil olan yön şudur: Cahiliyye’de zıhar yani kişinin hanımına: “Annemin sırtı gibisin” demesi bir boşama sayılıyordu ve kadın kocasına artık haram oluyordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de buna göre hükmederek önce kadının kocasına haram olduğunu bildirdi. Allah Azze ve Celle rasulünün bu hükmünü cahiliyye hükmüyle hükmetmek olarak nitelemedi veya helali haram kılmakla suçlamadı, bilakis cahiliyyede de yürürlükte olan hükme hafifletme getirerek, zıhar yapan kimseler için kefaret cezası belirledi ve bu kefareti yerine getirmeleri halinde hanımlarıyla ilişkiye devam edebileceklerini bildirdi.

Şayet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Kur’ân dışında helal ve haram koyma yetkisi olmasaydı, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân dışında vermiş olduğu hükümden dolayı kınanırdı. Ancak burada böyle bir durum söz konusu olmamıştır. Bu da gösterir ki, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kendisine vahiy gelmeksizin verdiği hükümler şayet Allah Azze ve Celle tarafından düzeltilmezse, o hüküm Allah’ın onayından geçmiş demektir ve hükmen vahiydir.



[1] Sahih. Ahmed (6/410) Ebû Dâvûd (2214-15) Taberî Tefsir (22/453) Taberânî (24/247, 248) Beyhaki (7/391)

[2] Sahih ligayrihi. Abdurrazzak Tefsir (3165) Taberî Tefsir (22/452) Bkz.: Vahidi el-Veciz (s.987) Sa’lebi el-Keşfu ve’l-Beyan (9/253)

* Ebu’l-Aliye - Aişe radıyallahu anha’dan: Taberî Tefsir (22/446) Beyhakî (7/384) Abd b. Humeyd ve İbn Merduye’den naklen: Suyuti ed-Durru’l-Mensur (8/77)

* İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Taberi Tefsir (22/448) İbn Merduye’den naklen: Suyuti ed-Durru’l-Mensur (8/72)

* Muhammed b. Ka’b el-Kurazi’den: Taberî Tefsir (22/451)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)