Şeyh Salih el-Fevzan Hafizehullah’a şöyle
soruldu: “Güvenilir alimler tarafından bid’at olduğu belirtilen hizipçilik gibi
bid’atlerin çoğundan çok az sakındırılıyor. Hatta yeni bir çığır açarak: “Bundan
sakındırmak vatan bütünlüğünü olumsuz etkiler” deniliyor. Bu söz hakkında
görüşünüz nedir?
Şeyh
Fevzan şöyle cevap verdi: “Bu görüş hakkında
şöyle deriz: Biz kitap ve sünnete, ümmetin selefinin üzerinde bulunduğu yol ile
tabi oluruz. Bize falan ve filanın sözü gerekmez. Kim düzgün menhec üzerinde
ise o kardeşimizdir, bizdendir ve biz de ondanız. Kim de düzgün menhece muhalif
ise, kim olursa olsun, o bizden değildir, biz de ondan değiliz.
Allah’a hamd olsun,
yol açıktır. Bunda bir kapalılık yoktur ki, filanın isabetli olması mümkündür
diyelim! Allah’a hamd olsun yol açıktır, ana cadde bellidir.
Hata edenlerin
hatasını açıklamak ve ondan sakınmak zorunludur. Bu, onların şahıslarını
aşağılamak veya değerlerini düşürmek için değil, hiç kimsenin aldanmaması için
sakındırmak üzere yapılır. Hata yapan kim olursa olsun reddedilir.
Biz, bid’atçileri
reddederiz. Hatta sünnet ehlinden biri dahi olsa ve hatta büyük alimlerden biri
olsa dahi hata ederse reddederiz.
Hata reddedilir.
Bunun anlamı ümmeti bölmek değildir! Bu ümmet arasında irca’dır. Çünkü ümmet,
ancak sahih menhec üzerinde bir araya gelir. Ama menhec parçalanmışsa, hatalar
varsa ümmet onda bir araya gelmez!
Allah Azze ve Celle
şöyle buyurur: “Her grup kendilerinde bulunanla sevinir.” (Mu’minun 53) Bu
onlara bir kötülemedir. Çünkü bu ayetin başında Allah Teâlâ şöyle
buyurmaktadır: “Ne var ki peygamberlerin tabileri, dînlerini
aralarında bölük pörçük etmişlerdir.” (Mu’minun 53)
Yine Allah Azze ve Celle bir önceki
ayette şöyle buyurur: “Gerçek şu ki, sizin dîniniz tek bir dîndir; ben de sizin
Rabbınızım; bu itibarla benden sakının” (Mu’minun 52)
Diğer bir ayet şöyledir: “İşte, sizin bu.
dîniniz tek bir dîndir; ben de sizin Rabbınızım. O halde bana ibadet edin”
(Enbiya 92) Ümmet tektir. Ümmet ancak düzgün menhec üzerinde gidebilir. Onda
hatalar, bid’atler, inhiraflar (sapmalar) yoktur.
Bazı insanların zannettikleri gibi; ümmetin
toplanması, bir araya gelmek, kalabalık oluşturmak değildir. Bilakis, ümmetin
bir araya gelmesi ancak kitap ve sünnet iledir. Ümmet ancak kitap ve sünnet
üzerinde bir araya gelebilir. Hata eden hatasından döndürülmelidir. Evet, bu
zorunludur.”
Tercüme: Ebu Muaz