Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

23 Ağustos 2016 Salı

Âlimlerin Meclisleri mi, Kitaplar mı?

Soru: “Bazı insanların âlimlerin elinde ilim talep etmeye önem vermediklerini, evlerinde kitaplara kapandıklarını görüyoruz. Şeyh el-Elbani rahimehullah’ın âlimlerin elinde yetişerek değil, sadece kitap okumakla ilme ulaştığını da gerekçe gösteriyorlar. Bu doğru bir söz müdür? Bize nasihatiniz nedir?"

Şeyh Muqbil b. Hâdi rahimehullah’ın cevabı: Nasihatımız şudur: Eğer âlimlerin meclislerinde bulunmaya güç yetiyorsa, nice meclis bir aylık okumaya bedeldir. Eğer buna güç yetmiyorsa kişinin kütüphanesi olmalı, ilim ehliyle yazışmalı, onlara fetva sormalıdır. Vicade ile amel caizdir. Peki, bu nasıl olur? Bir kitap bulunur ve bu kitabın falan kimseye ait olduğu hususunda kesin emin olunursa ondan okuyup istifade etmekte sakınca yoktur. Ama âlimlerin sözleri ve tabirlerine gelince, bizler şahsın zihnindekini tasarlarız. Hala Şeyh Muhammed b. Abdillah es-Sumali’nin Mekke’deki ibarelerini hatırlarım. Allah onu hıfzeylesin.

Ama bu bulunmuyorsa ve kütüphane oluşturmaya gücü yetiyorsa Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya dayansın. Ayak kaymalarından, gurura kapılmaktan ve geçmiş âlimlere muhalefetten alabildiğine sakınsın. Onun; fikirlerini, ümmetin geçmiş âlimlerinin fikirlerine arz etmesi gerekir. Ben onları taklit etmeye çağırmıyorum! Dinde taklid haramdır! Lakin onların anlayışlarıyla aydınlansın. Bu güzel bir iştir ve bu Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın bir nimetidir. Bu kitaplarda yolculuktur, belki de önceki âlimlerden birçoğuna bu nasip olmamıştır. Şayet birimiz Fethu’l-Bari’yi taşımakla görevlendirilse, eliyle onu taşımaya güç yetiremezdi.”

Bkz.: Garatu’l-Eşrita (1/63-64)


Tercüme: Ebu Muaz

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)