Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Cuma Hutbesinden Önce Ders Vermenin Hükmü

Cuma Hutbesinden Önce Ders Vermenin Hükmü
Tercüme: Ebu Muaz
El-Elbani: “Cuma günü, cumaya has bir durumdur. Bu konudaki yasak anlaşılabilir bir manadadır. Zira sizler bunu bilirsiniz, bu meseleden bahsederken sürekli anlatırız. Hangi sebeple bunu tekrar sordunuz bilmiyorum.
Sâil: Bizde yeni bir şüphe ortaya çıktı.
El-Elbani: Sünnete tutunan kimse yeni şüphelerden etkilenmez. Sizler Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in emrini biliyorsunuz. Veya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabını teşvik edip açıkladığı şeyleri biliyorsunuz. Onlar, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra Cuma günü mescide erkenden giderlerdi. Buhari’deki hadisi bilirsiniz. “Kim ilk saatte giderse deve kurban etmiş gibidir…” sonra diğer bir hadiste: “Sonra Allah’ın nasip ettiği kadar namaz kılar… sonra oturur ve imam hutbeye çıktığında kulak verip dinlerse Allah onun bu Cuma ile diğer Cuma arasında işlediklerini bağışlar…” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ileri derecede teşvik ettiği bu meseleler ile hatibin hutbeden önce ders vermesinin arasını bulmak nasıl mümkün olabilir?
Sonra hutbeden önce ders verip sonra minber üzerinde hutbenin olması nasıl düşünülebilir? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mübarek hayatı boyunca böyle bir şey görmemiştir. Şayet Cuma günü halka olmaktan yasaklayan hadis olmasaydı bile, öncelikle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in böyle bir fiilinin olmaması bize yeterdi. Sonra bunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Cuma günü mescide erken gelip, hadiste geçtiği gibi zikir ve namazla meşgul olmak hakkında koyduğu düzene muhalefet vardır. Cuma günü halka olmak yani Cuma günü ders vererek bu kimseleri rahatsız etmek nasıl caiz görülebilir? Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in bir gün mescidde sesler yükseldiğinde – ki o gün Cuma günü değildi – perdeyi kaldırıp şöyle buyurduğu bilinmektedir:
Ey insanlar! Her biriniz rabbine seslenmektedir. Kıraatte seslerinizi birbirinizin üzerine yükseltmeyin, güvende olan kimselere eziyet vermeyin.” Yani Cuma günü ders vererek namaz kılanlar topluluğunu ve orada bulunanları rahatsız etmekten hangi eziyet daha şiddetli olabilir? Yeni bir şüphe dediğiniz şey nedir?
Sail: İyi de şeyhimiz, yine onlara farz ile sünnet arasında ayrım yapma zorunluluğu ile delil getirmemiz mümkündür. Yani onlar bu dersi müstehap görüyorlar ve bu dersi Cuma hutbesine bağlıyorlar. Arada fasıla olmuyor. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem farz ile sünnet arasında fasıla koymayı emretmiştir. Bu şekilde getirilen delil kabule daha layık olmaz mı?
El-Elbani: Bu örümcek ağından daha zayıf bir delil getirme. Bunun kabul edilecek bir açısı yok!
Diğer bir sâil: Bu konuda Ebu Hureyre radiyallahu anh’e kadar isnadı sahih olan bir eser ile delil getiren var.
El-Elbani: Bunda delil yoktur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine muhalif olan bir (mevkuf) eser ile nasıl delil getirilir?
Sail: Onlar bunun muhalif olmadığını söylüyorlar. Ancak halka ile kastedileni açıkladığını söylüyorlar. Yani onlara göre yasaklanan şey halkalar halinde oturmaktır.
El-Elbani: Galiba sen az önceki cevabı işitmedin!
Sail: İşittim.
El-Elbani: Güzel, o zaman bu kelamın manası ne?
Sail: Onlar diyorlar ki…
El-Elbani: Onların ne dediğini bırak ey ahi! Sen söyle! Onlar böyle söylüyorsa sen de onlara bunu söyle. İşittiğin şeyi onlara söyle, bu görüş geçen hadisle nasıl bağdaştırılabilir? Halka olma meselesini bırak, şu an konumuz halka olma meselesi değil. Onlar halka olmaktan yasaklamayı nasıl açıklıyorlar?
Sail: Bizatihi halka olmak ile.
El-Elbani: Şöyle değil mi; farklı bir şekilde toplanacağız, şeyh de kalkıp ders verecek, doğru mu? Onların iddialarına göre halka gerçekleşmedi.
Sail: Evet
El-Elbani: Az önce yaptığımız itirazlara ne oldu?
Sail: hala duruyor
El-Elbani: Güzel, peki neden sen hala bu şüphenin etrafında kaldın?
El-Halebi: Aynı hadiste diğer bir delil daha var. Yani halka olmaktan yasaklayan hadisin rivayetinde…
Diğer bir sail: Bazıları (Cuma hutbesinden önce) ders verilemeyeceğine bunu delil getiriyor. Bu hadisi Amr b. Abdullah b. Amr b. El-As rivayet etmiştir ve şöyledir….
Sail: Amr b. Şuayb bunu babasından, o da dedesinden rivayet etmiştir.
El-Halebi: Zaten o ta kendisi oluyor.
 Sail: O Mısır’da oturuyordu. Belki de bu eser veya bu sünnet Medine’de ders yapan sahabelere ulaşmamıştı. Bunun şahidini Muslim’in Sahih’inden getiriyorum; İbn Ömer radiyallahu anhuma Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebu Bekr ve Ömer radiyallahu anhuma zamanlarında tarla kiralamaya devam ediyordu. Taki Rafi b. Hadic radiyallahu anh’ın Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bundan yasakladığına dair hadisi geldi ve o da buna son verdi. Bu, burada uygun mudur, değil midir?
El-Elbani: Burada önemli olan nedir ey ahi! Bütün bu açıklamaların ne faydası var? Bunun üzerine ne bina edilecek?
Sail: Bunun üzerine bina edeceğimiz şey; Ebu Hureyre radiyallahu anh’e bu konudaki yasak ulaştığında ne yaptığıdır?
El-Elbani: Ona yasağın ulaştığını nereden biliyorsun?
Sail: Mesela dedim yani
El-Elbani: İyi, ben de seninle aynı görüşteyim. Lakin bu umumi yönlendirme, Ebu Hureyre’ye bu yasağın ulaşmadığını göstermiyor mu? Sahabinin hadise muhalefet etmemesi bir asıl değildir. Ben bu rivayetin isnadını inceledikten sonra Ebu Hureyre’nin bu işi ortaya çıkan bir durum üzerine yaptığını söyledim. Yine Cuma hutbesindeki dua hakkında söylediğimiz gibi. Bu meşru değildir. Ancak ortaya çıkan bir durum üzerine olur. Lakin elimizde Ebu Hureyre’nin hayatı boyunca her Cuma bunu yaptığını gösteren bir delil yok…
Silsiletu’l-Hedyi ve’n-Nur, Kaset: 006

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)