Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

18 Aralık 2019 Çarşamba

Bir Selefî İle Şafiî Taklitçisi Arasındak Diyalog

Bir Selefî, Şafiî mezhebini taklit eden (mecazen) âlim bir kimse ile karşılaşır ve ona şöyle der:
“Namaz kılmakta olan bir kimsenin, içerisinde secde ayeti bulunan bir sureyi bilerek okuması hakkındaki görüşün nedir?” Taklitçi şöyle der:
“Bunu kasten yapması iyi değildir.” Selefî ona şöyle der:
“Söylenecek söz sadece bu amelin iyi olmadığı mı, yoksa gerçekte caiz olmadığı mıdır?” Taklitçi, tedirgin bir şekilde şöyle der:
“Doğru, biz diyoruz ki namaz kılan bir kimsenin namazında içerisinde secde ayeti bulunan bir sureyi bilerek okuması caiz değildir.” Selefî ona şöyle der:
“Cuma günü sabah namazında secde suresini okuması ile alakalı görüşün nedir?” Taklitçi şöyle cevap verir:
“Böyle yapmasında bir sakınca yoktur. Hatta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çokça yaptığı bir şey olduğu için müstehaptır.” Selefî ona şöyle der:
“Namaz kılan şahsın, Cuma günü sabah namazında secde etmek için kasten Secde Suresi’ni okumasına ne dersin?” Taklitçi şaşırır ve şöyle der:
“Bir sakınca olmadığını zannederim.” Selefî ona şöyle der:
“İçerisinde secde ayeti olan bir sureyi Cuma günü sabah namazında okumanla diğer namazlarında okuman arasındaki fark nedir?” Taklitçi şöyle der:
“Cuma günü sabah namazında secde suresini okumak Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den sabittir ve bundan dolayı bunu müstehap görürüz. Ama başka namazlarda caiz değildir.” Selefî ona şöyle der:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den Cuma sabahı dışında da, içerisinde secde ayeti bulunan sure okuduğu sabittir.” Selefî burada Sahihu Müslim’i açar ve ona Ebû Râfi’ hadisini rivayet eder: Ebû Râfi radıyallahu anh şöyle dedi:
“Ebû Hureyre radıyallahu anh ile yatsı namazını kıldım. O, namazda İnşikak sûresi’ni okudu ve secde yaptı. Ben O’na: “Bu secde nedir?” dedim. Bana dedi ki: “Ebu’l-Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kılarken bu surede secde ettim ve O’na kavuşuncaya kadar da bunu yapmaya devam edeceğim”[1] Selefî şöyle devam eder:
“Peki buna ne dersin?” Taklitçi şöyle cevap verir:
“Belki de Nebî sallallahu aleyhi ve sellem secde etme kastı olmaksızın (bu sûreyi) okumuştur.” Selefî ona şöyle der:
“Sure bölünmez bir bütün olup, secde de ona dâhil değil midir?” Taklitçi:
“Evet, öyledir” der. Fakat buna rağmen:
“Ben bilmem, mezhebim benden daha iyi bilir” der.
Taklitçilerin çoğunluğu, sahih hadisle amel etmeye ancak mezhep taassubundan dolayı itiraz ederler. Hâlbuki diğer imamların, bunların sadece şahsi görüşle itiraz ettikleri bu hadise uygun görüş belirttiklerini de bilmektedirler.


[1] Buhârî (766); Muslim (578); Ebû Dâvûd (1408)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)