“Sağlıklı müslümanların Cuma ve cemaatleri korona hastalığı sebebiyle terk
etmeleri caiz midir?
Birincisi: Allah yolunda savaş anında gerçekleşen düşmandan
korku halinde dahi cemaatle namaz sakıt olmazken vehmî bir hastalık korkusu
sebebiyle nasıl sakıt olabilir? . “Sen de aralarında bulunup onlara namaz
kıldırırken onlardan bir kısmı seninle beraber dursun ve silahlarını da
alsınlar.” (Nisa 102)
İkincisi: Bu salgınlar ve hastalıkların hakiki sebebi
günahlar ve masiyetlerdir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Size
isabet eden her musibet, ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. Çoğunu da
affeder.” (Şura 30)
“Yaptıklarının bir kısmını tatmaları için,
insanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat ortaya
çıktı. Umulur ki dönerler.” (Rum 41)
Allah Teâlâ çarenin ancak tevbeyle Allah’a dönmek,
bağışlanma dilemek, namaz, kıraat ve dua… olduğunu açıklamamış mıdır? Bize farz
kılınanlarının bazısını, Cuma ve cemaatleri terk etmek midir çözüm?
Üçüncüsü: Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Yeryüzünde ve
kendinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan
önce, bir kitapta olmasın..” (Hadid 22)
“De ki: “Allah’ın bizim için yazdığından başkası asla bize isabet
etmez. O, bizim mevlamızdır. Onun için mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül
etmelidirler.” (Tevbe 51)
“De ki: “Evlerinizde de olsanız haklarında öldürülmeleri yazılmış
olan kimseler yatacakları yerlere giderlerdi.” Bu, Allah’ın sinelerinizdekini
imtihan etmesi ve kalplerinizdekini temizlemesi içindir. Elbette ki Allah
sinelerde olanı hakkıyla bilendir!” (Al-i İmran 154)
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bil ki bütün
ümmet sana fayda vermek için bir araya gelseler, Allah’ın senin için
yazdığından başkasıyla sana faydalı olamazlar. Yine sana zarar vermek için bir
araya gelseler, Allah’ın senin için yazdığından başkasıyla bir zarar veremezler.”
Ahmed ve Tirmizî rivayet etmiş, Tirmizî hasen, sahih demiştir.
Kaza ve kadere imanımız, Allah Azze ve Celle’ye
tevekkülümüz, bizi bize farz kılınan Cuma ve cemaat namazlarını hastalık ve
başka korkular sebebiyle terk etmemize mani olmuyor mu?
Dördüncüsü: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem taun
hastalığına karşı ne yapacağımızı anlatmamış mıdır? Bir yerde taun varsa oraya girmemiz ve oradan çıkmamız caiz değildir, Peki cemaatle
namazı terk etmek diye bir şey zikredilmiş midir?
Beşincisi: Ömer b.
el-Hattab radiyallahu anh zamanında taun hastalığı çıkmış, o da bu meselede
muhacirlerle ve ensar ile, sonra fetihte müslüman olanlarla istişare etmiştir.
Peki bu sebeple Cuma ve cemaat namazını iptal ettiler mi?
Altıncısı: Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: “Sabır
ve namazla yardım isteyin.” Burada yardım istemek, namazın mescidde ikame
edilmesiyledir, tıpkı Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in eda ettiği gibi. Peki
Allah’tan Cuma ve cemaatleri terk etmekle mi yardım istenir?
Yedincisi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurmuştur: “Kim sabah namazını cemaatle kılarsa o Allah’ın güvencesindedir…”
Allah’ın güvencesinde olmak bize yetmiyor mu? “Allah kuluna kâfi değil midir?”
Sekizincisi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’de
yırtıcı hayvanların da çokça olduğu bir zamanda, gözleri görmeyen ve kendisini
mescide götürecek kimsesi olmayan kimsenin cemaatle namazdan geri kalmasına
izin vermemişken, sağlıklı kimselerin sırf hastalık korkusu bahanesiyle cemaatle
namazı terk etmelerine nasıl izin verilebilir?
Dokuzuncusu: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem önemli
bir sıkıntıyla karşılaştığı zaman namaza sarılırdı. Peki ya bizi korona virüsü
endişelendirdiği zaman Cuma ve cemaatle namazı terk etmeye mi sarılacağız?
Onuncusu: Bütün İslamî şehirlerde tek bir camide cemaatle
namaz kılınıyor. Müslümanlar başka zamanlarda da veba ve tauna yakalanmışlardı.
Peki tarih boyunca müslümanların alimlerinden herhangi biri veba ve taun
sebebiyle mescidlerin kapatılmasına fetva vermiş midir?